Emek Partisi Bursa İl Başkanı Hasan Özaydın (EMEP), asgari ücret görüşmelerine dair
açıklama yaptı, “Açlığı kabul etmiyoruz, yoksulluk sınırını aşan asgari ücret istiyoruz” dedi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu‘nun ilk toplasının 7 Aralık’ta yapılması kararı alındığını
anımsatan Özaydın, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, her seneki nakaratı
tekrarlayarak ‘işçilerimiz, Türkiye’nin emekçileri şundan emin olsunlar, onları enflasyona
ezdirmeyeceğiz’ diyor. Fakat bugüne kadar açıklanan rakamlar göz önüne alındığında her
seferinde, enflasyon ezip geçiyor” dedi.
“PATRONLAR HAVUCU UZATIRKEN SOPA SALLIYOR”
Patron temsilcisi Özgür Burak Akkol‘un “Çalışanların beklentisini öncelikli görüyoruz” diyerek
“havuç uzattığını söyleyen Özaydın, “İşletmelerin rekabetçiliği; istihdam, işletmelerin
sürdürülebilirliği ve büyümesi, daha fazla ihracat yapması hem çalışanlar hem de ülkemiz için
önemli” diyerek ise “sopa salldığını kaydetti.
“TÜRK-İŞ ‘KURTULSAK’ DİYOR”
Türk-İş’in tutumuna da değinen Özaydın, “En çok üyeye sahip sendika olarak komisyona
katılan, Türk İş Genel Başkanı ise ‘Asgari ücret 4 aydır herkes tarafından konuşuluyor, bir an
evvel bu rakam belli olsun da bu mesele bitsin’ diyerek, ‘Belirlense de kurtulsak’ demeye
getiriyor” dedi.
Türkiye’de asgari ücretin, dünyanın aksine, işçi ailesi hesaba katılmadan belirlendiğini
anımsatan Hasan Özaydın, şöyle devam etti:
“15 kişilik Asgari Ücret Tespit Komisyonunda işçiler adına sadece 5 kişilik temsil hakkı
veriliyor. 5 patron temsilcisinin yanına, çalıştırdığı işçiler nedeniyle kendisi de işveren
konumunda olan 5 hükümet temsilcisi eklenince Asgari Ücret Tespit Komisyonunda patronlar
son sözü söylüyorlar. Sendikalar ise gerek komisyonun bileşimi gerekse asgari ücretin
belirlenme şekli konusunda bu durumu değiştirmek için geleneksel basın açıklamaları dışına
çıkmıyorlar.”
“ÇITAYI AÇLIK SINIRINA DAYAMAK ASGARİ BİLE OLMAYAN YAŞAMI KABUL ETMEKTİR”
Açlık sınırının 7 bin 786 TL, yoksulluk sınırının ise 25 bin 365 TL olduğunu hatırlatan Özaydın,
ücretli çalışan kesimin büyük çoğunluğunun asgari ücret veya altında ücret aldığını
belirtti. EMEP Bursa İl Başkanı, şöyle devam etti:
“2017 yılında çalışan nüfusun %35’i asgari ücret alıyordu. Bugün ise 15 milyonluk ücretli
çalışanın yarıdan fazlası asgari ücrete çalışmaktadır. Kayıt dışı ve asgari ücret altında ücrete
çalışmaya zorlanan milyonları da katınca işçilerin büyük çoğunluğu kuru ekmeğe
çalışmaktadır. Artan enflasyon karşısında eriyen ücretler ve düşen alım gücü nedeniyle işçiler
aileleriyle birlikte sağlıklı beslenme bir yana doyacak kadar bile ücretten mahrum
durumdadır. Asgari ücretten vergi alınmayacak diyen AKP iktidarı, ‘vergi dilimi’ hesap
oyunlarıyla işçilerin sırtına binen gelir vergisi yükünü de artırmıştır.
Hal böyleyken ülkenin en büyük toplu iş sözleşmesi özelliği taşıyan asgari ücretin ‘Rakam belli
olsa da kurtulsak’ anlayışıyla ele alınamayacağı açıktır. Çıtayı açlık sınırı olan 7 bin 786 TL’ye
dayamak, 8 bini geçsin, 10 bini bulsun veya 10 bin üzeri olsun sözleri de baştan açlığa
mahkûm, yoksulluk sınırının altında, asgari bile olmayan yaşamı kabul etmek ve ettirmektir.”
“İNSANCA YAŞANACAK ÜCRET İÇİN BİRLEŞELİM”
“Ülkede sermaye işbirlikçisi partiler iktidar olduğu sürece; tıpkı Amasra’da olduğu gibi
ölümüne çalıştırılıp, kuru ekmeğe talip edilecek ve buna da ‘kader’ denecektir” diyen
Özaydın, şu çağrıda bulundu:
“Bu kaderi biz yazmadık, değiştiren de biz olacağız. Kimsenin gündüzleri işsiz gezmediği,
geceleri aç yatağa girmediği, demokratik ve bağımsız bir Türkiye için birleşelim, mücadele
edelim.
Vergide adalet, insanca yaşayacak bir ücret istiyoruz.
KDV başta olmak üzere halkın sırtındaki dolaylı vergiler kaldırılmalı, zenginlere servet vergisi
getirilmelidir.
İşçi emekçilerin eriyen ücretlerinin gerçek enflasyon oranında arttırılmalıdır.
Elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalıdır.”