Sultan Abdülhamid Han'ın talimatıyla Okmeydanı'nda yaptırılan Darülaceze, kurulduğu günden bu yana binlerce yaşlı, bakıma muhtaç, kimsesiz ve engelli vatandaşa yuva oldu.
Kuruluşunun 125. yılını geride bırakan Darülaceze, din, dil, ırk fark etmeksizin bakıma muhtaç herkese eşit şekilde hizmet vermeye devam ediyor.
Abdülhamid Han tarafından yaptırılan, içinde cami, kilise, havra gibi ibadethanelerin bulunduğu Darülaceze, 500'ü aşkın bakıma muhtaç kişiye, sağlığından beslenmesine, bakımından sosyal aktivitesine kadar birçok alanda hizmet veriyor.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı olarak hizmet veren Darülaceze'nin başkanlığını Hamza Cebeci yürütüyor.
Darülaceze'de görev yapmayı "nasip" olarak tanımlayan Cebeci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türklerin, Müslüman, Hristiyan ayırt etmeden her kesime yardım eden bir millet olduğunu dile getirdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun en zor dönemlerinde bile Balkanlar ve Kafkaslar'daki mağdurlara kucak açtığını anlatan Cebeci, "Darülaceze'ye girdiğiniz zaman sağ tarafta cami, sol tarafta kilise ve havra, ortada mefharet sütunu var. O sütun da öyle hassas bir şekilde dikilmiş ki camiye, kilise ve havraya eşit mesafede. Bu duyarlılık dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Mefharet sütunu, tarihte insanlara zulmetmeyen, tarihte gücünü insanları sömürmeye kullanmayan bir milletiz demek." dedi.
"70 sene burada yaşamış insan var"Kurumun farklı bir ruhu olduğunu dile getiren Cebeci, 150 civarında yatağa bağımlı kişinin bakımını üstlendiklerini anlattı. Cebeci, "Yedirmezseniz yiyemez, temizlemezseniz temizlenemez, çevirmezseniz dönemez. 70 sene burada yaşamış insan var, engelli çocuk olarak gelmiş, evlatlık alınmamış, 50 senedir burada yatan insan var." ifadelerini kullandı.
Cebeci, 550 kapasitenin hemen hemen her dönem dolu olduğunu, çarşamba günleri toplanan tıbbi heyetin kurumda bakılan kişileri kontrolden geçirdiğini söyledi. Bir kişinin Darülaceze'ye aylık maliyetinin yaklaşık 10 bin lira olduğunu kaydeden Cebeci, kurulduğu günden bu yana bağışlanan mülklerden kira geliri elde ettiklerini aktardı. Bağışların yanı sıra İstanbul'daki belediyelerin eğlence vergilerinden kuruma pay aktarıldığını dile getiren Cebeci, binanın arkasındaki kurban bağış yerinden de gelir elde ettiklerini belirtti.
"İnsanlar burada kalmak için sırada beklemiyor"Cebeci, Darülaceze binasının orijinalliğini bozan eklentileri kaldırdıklarını, bina içindeki banyolardan kantine, hamamdan fırına her şeyi sponsor kanalıyla yenilediklerini anlattı. Yurt dışından ziyaretçilerin, "Böyle hizmetlere rağmen, neden insanlar burada kalmak için sırada beklemiyor" diye sorduklarını belirten Cebeci, şöyle devam etti:
"Bu milletin bir örfü, bir inancı var. Çok mecbur kalmadıkça yaşlısını, büyüğünü, mağdurunu huzurevine, Darülaceze veya benzeri yerlere bırakmaz. Böyle müesseselere hiç ihtiyaç olmasın ama ihtiyaç olduğu zaman da en güzeli bizde olsun. Devlet kendi ülkesinin insanının sokakta, meydanda ölmesine razı olmaz. Sosyal devlet de bu, adil devlet de bu. Burası veya benzeri yerler kucak açmazsa, bu insanlar sokakta ölür."
Dünyanın çeşitli yerlerinden insanların gelerek Darülaceze'yi ziyaret ettiklerini vurgulayan Cebeci, aylık ziyaretçi sayısının ortalama 5 bin olduğunu, bayram günlerinde ise bu sayının 10 bini geçtiğini söyledi.
"Yaşlı bakım bölümü ve uygulamalı dersler olacak"Hamza Cebeci, kurumun yanındaki 37 bin metrekarelik alanda yürütülen ve 16 ay sonra faaliyete geçecek proje kapsamında bin kişilik öğrenci yurdu ve kapalı otopark olacağını, ayrıca herhangi bir üniversiteye bu alanda yer verilebileceğini bildirdi.
Cebeci, Darülaceze'de her an doktor olduğunu, muhtaç kişilere hastalığına göre yemek hazırlandığını, 5 yıldızlı bir hizmet verildiğini kaydetti.
Darülaceze'nin dünyada örneği olmadığını vurgulayan Cebeci, "Darülaceze gibi bir kurumu, müesseseyi görmek bizi onurlandırıyor. Darülaceze, 100 bine yakın insana şefkat ve merhamet yuvası olmuş, kol kanat germiş, adeta taş duvarlarından merhamet ve insanlık tecessüm eden bir yer." şeklinde konuştu.