Dolmabahçe'deki telefon hattından yerli yazılım ihracatına

Ericsson'un 129 yıl önce Dolmabahçe Sarayı’na çektiği telefon hattıyla başlayan Türkiye serüveni, bugün Türk mühendisler tarafından geliştirilen yazılımların 34 ülkeye ihraç edilmesiyle devam ediyor.

Dolmabahçe'deki telefon hattından yerli yazılım ihracatına
banner98

İSTANBUL (AA) - İsveç kökenli bir bilişim ve telekom teknolojileri şirketi olarak 1800'lü yılların ortasında kurulan Ericsson, Dolmabahçe Sarayı'na bugün dahi aktif olan bir telefon hattı kurarak 1890 yılında Türkiye pazarındaki ilk yatırımını yaptı.

Türkiye'nin ilk yüzde 100 yabancı sermayeli şirketi Ericsson, yine tarihi bir yatırımla Cumhuriyet'in kurulmasından 2 yıl sonra 2 bin 416 aboneye hizmet verme kapasitesine sahip İzmir Santrali’ni kurdu.

Yıllar içinde Türkiye'deki ticari faaliyetlerinin kapsamını genişleterek komşu ülkeleri de kapsayacak şekilde artıran şirket, Türkiye'nin teknoloji ihracatında önemli rol oynayan bir oyuncu oldu.

Ar-Ge yatırımlarına büyük önem veren şirket, ilk olarak 2008'de Bizitek teknoloji şirketinin yüzde 100'ünü satın alırken, daha sonra ST-Ericsson'u bünyesine katarak Ericsson Mikroelektronik Ar-Ge Merkezi'ni kurdu. 2012 yılında gelindiğinde ise tüm Ar-Ge faaliyetleri Ericsson Araştırma, Geliştirme ve Bilişim AŞ şemsiyesi altında toplandı.

Bugün İstanbul, Ankara ve İzmir’de 450'den fazla Ar-Ge ve 150 teknik destek personelinden oluşan Ericsson Türkiye Ar-Ge ekibi, bilişim ve telekom teknolojileri alanında çeşitli yenilikçi faaliyetlerle hizmet veriyor. Bu merkezlerde, 35'i TÜBİTAK tarafından desteklenen 140'tan fazla Ar-Ge projesi hayata geçiriliyor.

Ar-Ge merkezlerinde Türk mühendisler tarafından geliştirilen yazılımlar 34 ülkeye ihraç ediliyor.

Atatürk'e Türk bayraklı telefon hediyesi

Cumhuriyet döneminin başından itibaren Türkiye ve Ericsson arasındaki ilişkilerin ivme kazanması sonucu şirket, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bir telefon hediye ederek bu ilişkileri perçinlemek istedi.

Bu kapsamda Atatürk'e hediye edilen ve halen Anıtkabir Müzesi'nde sergilenen telefona ilişkin Ericsson yayın organı olan Ericsson News'in 1928 yılındaki 8-9. sayısında şu ifadelere yer verildi:

"Türkiye başkentindeki telefon operasyonları ile ortaya çıkan ileri düzeydeki ilişkilere bağlı olarak ve Ericsson Otomatik Sistemleri'ne gösterilen teveccüh nedeniyle dergimiz, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'ya Ericsson tarafından lüks bir telefon cihazının hediye edildiğini duyurmaktan mutluluk duyar. Metal parçaları yaldızla süslenen cihazın kablo aksamı altın kaplama, ahize tutma yeri ve gövdesi ise fil dişidir. Arka tarafında Türk bayrağı yer alıyor. Telefonun numara kadranı kısmı emayedir. Üreticinin tescilli markası çerçevenin üzerinde yer almaktadır. Tüm parçaları Ericsson fabrikasında üretildi ve monte edildi. Telefon üzerindeki tüm süsleme ve bezemeler Stockholm'de saray mücevheratçısı W. Bohlin tarafından yapıldı."

"Türk mühendislerin yaptığı yazılımları 34 ülkeye ihraç ediyoruz"

1 Şubat itibarıyla Ericsson Türkiye Genel Müdür olarak atanan Işıl Yalçın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ericsson'un Türkiye serüveninin şirketin kuruluşundan 14 yıl sonra başladığını, Cumhuriyet'in kurulmasından 2 yıl sonra da İzmir'de çok büyük bir santral kurulduğunu anımsattı.

Şirketin Türkiye'deki faaliyet alanlarına değinen Yalçın, "Biz ağırlıklı olarak hem mobil hem de sabit ağların ve bizim müşterilerimiz için bu ağların kurulumundan, entegrasyonundan ve faaliyete geçirilmesinden sorumluyuz. Bunun dışında bizim dijital alanda yaptığımız birçok faaliyetimiz de mevcut. Bunun yanı sıra aslında çok büyük bir Ar-Ge merkezimiz var. Yalnızca İstanbul'daki ofiste değil, hem İzmir hem de Ankara'da büyük ofisimiz var. Ağırlıklı olarak müşterilerimiz ve endüstri için Ar-Ge faaliyetlerimizi yürütüyoruz." diye konuştu.

Birçok alanda Türk mühendislerle yazılımlar gerçekleştirdiklerini anlatan Yalçın, "Sadece LTE değil, yeni teknolojiler alanında yaptığımız birçok yazılımlar var. İlk başlıca tabii LTE... Biz buna geçen yıl başladık. Çünkü Türkiye'yi yerli ürünlerle bir merkez haline getirip buradaki yazılımları yurt dışına da ihraç etmek amacıyla böyle bir girişimde bulunduk. Dolayısıyla LTE yazılımları yapıyoruz. Bunun yanın sıra farklı IT alanlarında da birçok yazılım yapıyoruz. Buradan da Türk mühendislerin yaptığı yazılımları 34 ülkeye ihraç ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"En az 100 yıl daha burada kalma niyetindeyiz"

Işıl Yalçın, Türkiye'de bulundukları süre içerisinde ülkeye karşı güvenlerini hiçbir zaman kaybetmediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Bu kadar uzun yıllar burada faaliyet gösterip hiçbir zaman enerjimizi ve motivasyonumuzu kaybetmedik. İsveç'teki yönetimimiz Türkiye'ye karşı özellikle buradaki yetenekleri gördükten sonra ve bu kadar çok projeyi uygulamaya soktuktan sonra inanılmaz bir güven kazandı. Bu güveni aslında Türkiye'de geçen yıl açılan araştırma merkeziyle kanıtladı. Türkiye, Ericsson’un küresel arenada laboratuvar kurduğu 11'inci ülke olarak seçildi. Bu laboratuvar, Türkiye'nin yenilikçi, girişimci ruhunu ve bu ülkenin müthiş yeteneklerini teyit ediyor. Laboratuvarın doğuracağı fırsatları değerlendirmek için yerel ortaklarımızla iş birliğini sürdüreceğiz."

Türkiye'de inanılmaz bir potansiyel bulunduğunu vurgulayan Yalçın, "Sonraki adımda ne yapabileceğimizi büyük bir hevesle düşündüğümüz için hiçbir zaman Türkiye'de faaliyetleri durdurma veya devam etmeme gibi bir niyetimiz olmadı. Canla başla, büyük bir enerjiyle burada inşallah en az 100 yıl daha burada kalma niyetindeyiz." dedi.

Yalçın, şimdiye dek Türkiye’de geliştirilen 8 bilgi teknolojileri (IT) ürünü için "Yerli Ürün" sertifikası aldıklarını belirterek, Temmuz 2018'de, yerel ve uluslararası mobil operatörlere yerel LTE yazılım çözümleri üretmeye başladıklarını ve yerel LTE yazılımının, Ericsson’un Türkiye’deki araştırma ve geliştirme ekipleri tarafından geliştirildiğini anlattı.

"Kurduğumuz şebekelerin üzerinde bütün dünyanın yüzde 40 trafiği taşınıyor"

Ericsson Türkiye Genel Müdürü Işıl Yalçın, Ericsson'un cep telefonu işini uzun bir dönem sürdürdüğünü söyledi.

Yalçın, "Ama onun paralelinde aslında Ericsson'un en yoğun yaptığı işlerden biri aslında altyapı hizmetleridir. Şu anda dünya genelinde bizim kurduğumuz şebekelerin üzerinde bütün dünyanın yüzde 40 trafiği taşınıyor. Dolayısıyla inanılmaz büyük bir altyapımız mevcut. Ama bunun dışında buna destek veren dijital alanda birçok sistemimiz de var. Ayrıca, müşterilerimize 24 saat hizmet vermek gibi çok büyük bir servis portfolyosuna sahibiz." şeklinde konuştu.

Muhabir: Abdulselam Durdak

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0