Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Kaşıkçı cinayetinde uluslararası soruşturma şart

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu "(Kaşıkçı cinayeti) Artık uluslararası soruşturmanın şart olduğunu görüyoruz." dedi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Kaşıkçı cinayetinde uluslararası soruşturma şart
banner98

TBMM (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti konusunda "Bulunduğumuz aşamada artık uluslararası soruşturmanın şart olduğunu görüyoruz." dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığının 2019 yılı bütçesi hakkındaki görüşmelerde soruları yanıtlayan Çavuşoğlu, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi konusunda Türkiye'nin şeffaf bir süreç yürüttüğünü ve bütün dünyanın bunu kabul ettiğini söyledi.

"Uluslararası toplumla şeffaf bir şekilde bu süreci götürüyoruz." diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"İlk başlarda 'şimdilik biz Suudi Arabistan ile bir çalışma grubu kurduk, şu anda uluslararası mahkemeye götürmeyi düşünmüyoruz' dedik ama şu bulunduğumuz aşamada da artık uluslararası bir soruşturmanın şart olduğunu görüyoruz. Ne olursa olsun biz bu cinayetin tüm yönleriyle açıklığa kavuşması için ne gerekiyorsa yapacağız. Kapatmaya çalışmak, anlaşmaya çalışmak olmaz."

Kaşıkçı'nın vahşi bir cinayete kurban gittiğini belirten Çavuşoğlu, istihbarat ve emniyet birimlerinin toplanan delilleri görmek isteyenlere gösterdiğini ifade etti.

Çavuşoğlu, "Türkiye herhangi bir blöf yapmıyor. Türkiye'nin elinde ne varsa uluslararası toplumla paylaşmamız lazım." diye konuştu.

"BM'nin çabalarını destekliyoruz"

Türkiye'nin Yemen konusundaki hassasiyetinin devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, "BM'nin çabalarını destekliyoruz. Umman'ın arabuluculuk çabalarını en çok biz destekliyoruz. İran nezdinde temaslarımız var. Şu anda Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin oradaki herkesi kuşatma altına alan politikalarını da doğru bulmuyoruz. Çok sayıda insan açlık ve hastalıklardan ölüyor. Biz buna sessiz kalmıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin siyasi çözüm konusunda çok katkı sağladığını ve insani yardımlarına devam ettiğini vurgu yapan Çavuşoğlu, "İki tane sahra hastanesi gönderdik. İnsani yardımları ulaştırma konusunda maalesef çok zorluklar var. Yüzlerce ton gıda ve ilaç yardımımızı bundan sonra da devam ettirmemiz lazım." dedi.

"Cumhurbaşkanının danışma niteliğinde kurullar kurması doğaldır"

Bakan Çavuşoğlu, Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu'nun görev ve sorumluluklarına ilişkin bir soru üzerine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin parlamenter sistemden farklı olduğunu ifade ederek, yürütmenin başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olduğunu hatırlattı.

Önemli olanın güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve demokrasinin işlemesi olduğunu aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Yürütmenin başında olan Cumhurbaşkanının danışma niteliğinde kurullar kurması da son derece doğaldır. Bu kurullar danışma niteliğindedir. 'Tek adam rejimi' diyen arkadaşlarımızın diğer taraftan bunu söyleyerek çelişki içine düştüğünü söylemek isterim. Sayın Cumhurbaşkanımız istişareye çok önem verir. Önceki dönemde başbakanken de buna benzer mekanizmaları danışmanlarıyla da çok iyi işletirdi. Biz de özellikle dış politikamızın oluşması konusunda tüm arkadaşlarımızla kafa yoruyoruz, tüm büyükelçilerimizden düşüncelerini eleştiri de dahil, cesur bir şekilde iletmelerini özellikle son Büyükelçiler Konferansında da bir kere daha istedim. Ayrıca Bakanlığımızda bir danışma kurulu var. Diğer taraftan yine, akademisyenlerle görüşüyoruz."

Dış politika ile ilgili farklı görüş açılarına açık olduklarını vurgulayan Çavuşoğlu, "Bir konuda rapor getirilmesi, öneri getirilmesi ya da tespitte bulunulması politikanın sadece o kurul tarafından oluşturulması anlamına gelmez. Ama bu tür kurullardan faydalanmak lazım. Politikamızı geliştirebilmek için farklı bakış açılarından yararlanmamız lazım." diye konuştu.

"Dışarıdan büyükelçi atama kanunu bizden çok önce çıktı"

Dışişleri Bakanlığına dışarıdan büyükelçi atamalarına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, "Bazen bakanlığımızdan siyasete adam göndeririz, bazen de siyasetin içinden ya da dışarıdan insanlarımız büyükelçi atanabilir. Büyükelçi atama kanunu ne zaman çıktı? Yeni sistemde mi çıktı? Ya da biz iktidara geldikten sonra mı çıktı? Dışarıdan vali atama ve büyükelçi atama kanunu bizden çok önce çıktı." dedi.

Dışişleri Bakanlığındaki atamalarda liyakata çok önem verildiğinin altını çizen Çavuşoğlu, sorular bölümünde adı geçen, Türkiye'nin Tokyo Büyükelçisi Murat Mercan'ı örnek vererek, şunları kaydetti:

"Tokyo'da imparatorluk ailesi dahil ulaşmadığı, açmadığı kapı yok. Diğer taraftan, Çin Büyükelçimiz, Pekin Büyükelçimiz AGİT'te başkan yardımcılığı yaptı, 57 ülkenin başkan yardımcılığını yaptı. Dil bilmeyen bir arkadaşı bizim görevlendirmemiz mümkün değil. Ama artık yeni sistemde ekonomi müşaviri de dışarıdan olabilecek, turizm müşaviri de dışarıdan olabilecek, olmalı. Sektörden bir arkadaşımızı müşavir olarak göndersek, ticaretin artması için daha çok çaba sarfetmez mi, eder. Liyakatla herkes bu görevleri yapabilmelidir. Büyükelçilik yapma görevi 5 seneden sonra değil, 5 sene herhangi bir kurumda hiç görev yapmamış bir kişi de eğitim ve diğer konularda tabi ki kriterler var, hiç devlette görev yapmasa bile özel sektörden biri büyükelçi olarak atanabilir. Başka ülkeler de bunu yapıyor. ABD özellikle, birçok iş adamını büyükelçi olarak görevlendirebiliyor. Bunun sorumluluğu da o büyükelçileri görevlendiren iktidardadır."

Türkiye'nin Avrupa Konseyi bütçesine en fazla katkı yapan devlet statüsünden vazgeçmesine ilişkin, "İlave 20 milyon avro verdik. Fakat bizim verdiğimiz bu para bir FETÖ'cü teröriste ödül olarak giderse ben o parayı keserim." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Çavuşoğlu, "Wikipedia"nın Türkiye'de engellenmesinin nedeninin Atatürk'e diktatör denilmesi ve Türkiye'yi DEAŞ ile aynı gösterilmesi olduğunu belirterek, "Bu salonda hanginiz Türkiye'de herhangi bir şahsın Atatürk'e hakaretini ifade özgürlüğü olarak alabilirsiniz? Var mı aranızda? Yoksa niye Wikipedia'yı savunuyorsunuz?" diye konuştu.

Çavuşoğlu, Wikipedia'yı uyardıklarını anımsatarak, "Atatürk'ü diktatör gösteren karikatürün kaldırılması konusunda talepte bulunduk, yapmadı. Lütfen ifade özgürlüğü ile bu tür şeyleri kıyaslamayalım." ifadesini kullandı.

Bakan Çavuşoğlu, Moldova Cumhurbaşkanlığı Binası'nın Türkiye tarafından restore edilmesine dair bir soruya, Türkiye'nin insani ve kalkınma yardımlarında bulunduğunu dile getirerek, "Nasıl Komrat'ta belediye binasını yaptıysak, yine Kişinev'de de Cumhurbaşkanlığı binasının restorasyonunu yapabiliriz. Bu, o ülkeye bizim yaptığımız bir yardımdır." yanıtını verdi.

"Biz orada da Kürt kardeşlerimizi PKK/YPG'nin zulmünden kurtardık"

Afrin operasyonunu işgal olarak görmenin büyük bir saygısızlık olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "Biz orada da Kürt kardeşlerimizi PKK/YPG'nin zulmünden kurtardık. İnsanlar şu anda oraya dönüyor. Neden dönüyor? Çünkü orda artık güvenlik var." dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye'ye gelen yaklaşık 300 bin Suriyeli Kürt'ün oradaki PKK/YPG zulmünden ötürü dönemediğinin altını çizdi.

Karabağ sorununun çözülmesi için çaba sarfettiklerini anlatan Çavuşoğlu, "Minsk grubuyla bu işlerin olmayacağını görüyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte de bu çabalarımızı artıracağız." şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, Ege adaları konusunda muhalefet partileriyle gerekli bilgilendirmeleri yaptıklarını söyleyerek, bu konuda her türlü bilgilendirmeyi yaptıklarını aktardı.

"1996 Kardak krizine kadar ne olduysa oldu. Ondan sonrasında hiçbir iktidarın bu konularda sorumluluğu yok. Adaların hiçbirisinde fiili ve hukuki değişiklik yok." diyen Çavuşoğlu, bu konunun siyasi malzeme yapılmayacak kadar hassas olduğunun altını çizdi.

Çavuşoğlu, "Bizden önce istikşafi görüşmeler başladı. Rahmetli Bülent Ecevit'in iktidarı döneminde. Neden başladı? Kıta sahanlığı ve karasuları dahil bu sorunları Yunanistan'ı nasıl çözeceğiz diye. Bu konuyu Yunanistan ile diplomasiyle mi çözeceğiz yoksa mahkemeye mi götüreceğiz? Bizim için bir seçenek daha var. Eğer yüce Meclisimiz ve devletimiz o seçeneği de değerlendirirse tek taraflı bir seçenek. O başka bir şey. Milli Güvenlik Kuruluna da bir rapor halinde bu konuyu getireceğiz." dedi.

D-8'de genişleme süreci

D-8 yapılanmasını reforma tabi tuttukları bilgisini paylaşan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Reform ve genişleme sürecini başlattık. Hazırladığımız raporları da D-8'e sunduk. Üye olduğumuz İslam İşbirliği Teşkilatı ve Karadeniz İşbirliği Teşkilatı'nın da reform sürecini başlattık. 20-30 sene önce kurduğumuz bu örgütleri bugüne uyarlamamız lazım. Bunların daha etkin, daha görünür ve daha saygın olması lazım."

İlişkilerin iyi olmadığı ülkelerle ticaretin neden arttığı sorusuna cevap veren Çavuşoğlu, "Ticaret sadece devletten devlete yapılmıyor. Bir ülkeyle küstünüz diye özel sektörü neden cezalandıralım? Bu, üye olduğumuz Dünya Ticaret Örgütü ve uluslararası hukukla çelişmez mi? Böyle bir hakkımız yok." ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, AK Parti'nin herkesin partisi olduğu gibi Süryanilerin de partisi olduğunu ifade ederek, "İstanbul'da Süryanilere bir kilise yapıyoruz. Bu kilisenin yeriyle ilgili Vatikan ile bir problem yaşadık. Gidip Vatikan'da takip ederek bu sorunu çözdük. Bu kadar hassas davranıyoruz. Geçen hafta Dünya Süryani Kongresi Başkanı İstanbul'daydı. Fırat'ın doğusunda 10 bin civarında Süryani var. PKK/YPG'nin Süryani okullarını kapatmaya başladığını, zulüm ve işkence altında olduklarını söyledi." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin DEAŞ terör örgütüyle etkin mücadelesine değinen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) yönelik eleştirileri de şöyle yanıtladı:

"Ülke olarak DEAŞ'a bizden başka kim darbe vurabildi? Biz DEAŞ ile Irak ve Suriye'de mücadele ettik. 4 bin DEAŞ'li teröristi etkisiz hale getirdik. Hangi ülke yaptı bunu? Özgür Suriye Ordusu, DEAŞ'i temizlerken bir şey söylenmiyordu da şimdi PKK/YPG'ye karşı mücadele ederken söyleniyor? Burada ideolojilere ya da etnik saplantılara girerek iyi terörist kötü terörist ayrımı yapmayın."

Çavuşoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 17-25 Aralık darbe girişiminde, yasa dışı ses kayıtlarını servis ettiği dönemin Karşı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve eski CHP Milletvekili Eren Erdem'in durumuna ilişkin ise "Eren Erdem'i CHP içinde kim yaktı, o belgeleri eline verdi? Bunun sorumlusu bu suçu işletenlerdir." ifadesini kullandı. Bunun üzerine CHP'li milletvekilleri ile Çavuşoğlu arasında tartışma yaşandı.

"Erdoğan ile her konuyu istişare ederiz"

Türkiye'nin uluslararası platformda önemli görevlere getirildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, UNESCO İcra Komitesi'ne Almanya'yı geride bırakarak seçildiğini, Uluslararası Denizcilik Örgütü'ne üye ülkelerin yüzde 90'ının oyunu alarak seçildiğine dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının Türkiye'yi hiçbir zaman çaresiz bırakmayacağını söyleyen Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanımızla biz her konuyu istişare ederiz. Bizim görüşlerimize de önem verir. Elbette Türkiye'nin şu anda lideri Recep Tayyip Erdoğan'dır. Açıklama yaptığı zaman da bir sebebi vardır." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Çavuşoğlu, Suriyeliler için yapılan harcamaların uluslararası kuruluşların kayıtlarında da olduğunu belirterek, "AB'den bugüne kadar 1,7 milyar avro civarı para geldi. 6 milyar, bu senenin sonuna kadar gelmesi lazımdı. Bu paralar önemli projelere harcanıyor. Fakat günlük harcamalara da bu paraların kullanılabilmesi lazım, anlaşmada da bu var. AB biraz hızlandırdı ama hala bu konuda yavaş." diye konuştu.

Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki duruşunun net olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Geçen sene Crans Montana'da ne dedik? 'Sıfır garanti ve güvenlik diyenler rüyadan uyansın' dedik. 'Ver kurtul' nerede dedik biz? KKTC ile bu konuları birlikte sürdürüyoruz. Böyle bir politikamız hiçbir zaman olmadı. Bundan sonra da hiçbir zaman olmayacak." dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye'de bulunan Suriyelilerin ülkelerine dönmesiyle ilgili soruyu yanıtlarken, bunun güvenlik çerçevesinde olması gerektiğine dikkati çekerek, 300 bin civarında Suriyelinin Türkiye'nin operasyonlarıyla güvenli hale getirilen bölgelere döndüğünü, İdlib mutabakatından sonra da Suriyelilerin evlerine dönmeye başladığını söyledi.

Gürcistan ile yeni bir sınır kapısı açılması için Türkiye'nin karar aldığını, Gürcistan makamlarından teknik önerileri beklediklerini belirten Çavuşoğlu, "Onlardan kaynaklanan yavaşlıklar var." dedi.

Çavuşoğlu, Bulgaristan'da Hak ve Özgürlükler Partisi'ne destek verilmediğine yönelik eleştiriye karşılık, "Başkalarının kontrolü altında olan ve Türkiye'ye sürekli düşmanlık yapan bir partinin politikalarını gözden geçirmesi lazım. Ayrıca Bulgaristan'da Türkçe kampanya yasaklanırken Mecliste sesini çıkarmayan bir partinin soydaşlarımızın haklarını ne kadar savunduğunu sizin takdirinize bırakıyorum." diye konuştu.

Çavuşoğlu, İdlib'deki terörist savaşçıları rejimin özellikle oraya gönderdiğini ve rejimin bunu terörist mevcudiyetini bahane edip saldırmak için yaptığını anlattı. Bu oyunun İdlib mutabakatıyla bozulduğunu kaydeden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Bunun kalıcı olması lazım. Bu yabancı terörist savaşçılar ne olacak? Güzel soru. Biz sahadaki tüm ülkelere de soruyoruz. Geldikleri ülkeler 'Biz kabul etmeyiz diyor.' O zaman biz ne yapacağız? Bu bizim sınırın öbür tarafında olduğu için güvenliğimiz açısından da önemli. Bu konularda kayıtsız değiliz ve gerekli hassasiyeti gösteriyoruz."

AB reform sürecine değinen Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB reform sürecini birliğe üye olsa da olmasa da yapacağını vurguladı. Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra aldığı önlemlerle bazı durumlarda imajının zedelendiğini bildiklerini dile getiren Çavuşoğlu, "Ama bazen güvenlik imajdan daha önemlidir." ifadesini kullandı. Çavuşoğlu, Türkiye'nin reformcu kimliğine döndüğünü kaydetti.

Türk vatandaşlarının 71 ülkeye vizesiz gidebildiğini anımsatan Çavuşoğlu, AİHM'e Türk yargıç gönderilmesi konusunda üç eşit nitelikte aday gönderilmesi gerektiğini, Türkiye'nin iki adayının yeterli bulunduğunu, şimdi üçüncü aday için bu sürecin başladığını ve bunun da yakında gönderileceğini kaydetti.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin Kırım'ın Rusya tarafından yasa dışı ilhakına karşı çıktığı ancak Kırım'dan gelen Rus gemileri bulunduğuna yönelik bir soru üzerine, "Bize gelen gemilere bakıyoruz. Bunlar Soçi ya da başka yerden çıkışlı. Doğrudan Kırım'dan resmi bildirimle bize gelen gemi yok. Buna da müsaade etmemiz mümkün değildir." dedi.

KKTC'nin tanınması için çaba sarf ettiklerini aktaran Çavuşoğlu, Filipinler'deki barış sürecine katkı verdiklerini, sürecin devamının önemli olduğunu bildirdi.

Kaşıkçı cinayeti

Çavuşoğlu, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti konusunda, bir milletvekilinin ilk günden İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'na girilebileceğine yönelik sözleri üzerine, uluslararası sözleşmeler gereği bunun mümkün olmadığını, yargı kararı ya da davet olmadığını belirtti.

Dışişleri Bakanlığının hukukçularla birlikte konuyu çok detaylı incelediğini belirten Çavuşoğlu, "Haklıyken haksız duruma düşebilirdik. Böylesine bir yolla bir misyona girmek olmaz." diye konuştu.

Türkiye'nin Kaşıkçı cinayetinde izlediği yolu tüm dünyanın takdir ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Biz bundan sonraki süreçte de bu cinayetin aydınlığa kavuşması için her şeyi yapacağız Hiçbir güç bizi durduramaz. Bu işi kapatmayacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamalarının ardından Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Başkanlığı ve Türk Akreditasyon Kurumunun bütçeleri komisyonda kabul edildi.

Muhabir: Tuğrul Çam

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0