Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve kurmayları, basın yayın organlarının
Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. Davutoğlu basın mensuplarının sorularını yanıtlamadan
önce başörtüsü özgürlüğünü yasal teminat altına alınması başta olmak üzere güncel
gelişmeleri değerlendirdi.
Davutoğlu'nun açıklamalarından ve sorulan sorulardan öne çıkanlar şöyle;
'ÜÇ ÖNEMLİ FAY HATTI VAR'
"100 yıllık tarihimize baktığımızda üç önemli fay hattı var. Birincisi, etnik kimlikler, özellikle
Kürt sorunu. İkincisi, Alevi vatandaşlarımızın bilhassa yaşadığı mezhep üzerine ayrışmalar.
Bir de inanç farklılıklarında yaşanan gerilimler. Büyük acılar yaşandı.
''KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMASI ALTILI MASAYA UYGUN BİR
ADIM'
Şimdi kritik bir eşikteyiz. Ya bu fay hatlarını aşacağız ve gelecek nesile bunları
bırakmayacağız ya da derinleştirip bu acıları gelecek nesillere de aktaracağız. Biz parti olarak,
kurulduğumuzdan beri bu ayrılıkları ortadan kaldırma adına çalışmayı amaçlayıp bu yönde
tüm çabaları destekleriz. O nedenle Kılıçdaroğlu'nun açıklamasını hemen destekledim, çünkü
bu, altılı masanın da amacına uygun bir adımdı.
'METNİMİZİ OKUYANLAR KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMASINA
ŞAŞIRMADI'
Altılı masanın temel ilkeler metni var. Altılı masa ne yapıyor sorusunu bazı kanallar oturma
şeklimizden bile yorum yapıyorlar. Ama açıklamalarımıza bakmıyorlar, bunlar okuma özürlü
herhalde. Geçmişte böyle bir masa olmadı keşke olsaydı, Erdoğan yapsaydı. O dili
kullanacağına beraber otursaydı diğer liderlerle. Altılı masanın metnini okuyanlar zaten
Kılıçdaroğlu'nun açıklamasına şaşırmadı. İlkemize gayet uygun.
'ERDOĞAN MUHAFAZAKARLARA PARMAK SALLIYOR'
Geçtiğimiz gün, Erdoğan'ın grup toplantısında yapacağı açıklama işaret edildiği için
heyecanla bekledim ne söyleyecek diye. Ama üslup gerçekten doğru değildi. Muhafazakar
seçmene parmak sallıyor biz gidersek kaybedeceksiniz diye, hayır olmayacak. Dün dünde
kaldı, Kılıçdaroğlu yeni bir şey söyledi. Bunu dinlemek lazım. Erdoğan'ın da siyasi
kutuplaşma üslubunu düzeltmesini isterim. Sadece başörtüsü mevzusunda değil her konuda
özgürlükçü davranılmalı. Kürt vatandaşlarımızın, Alevi vatandaşlarımızın haklarını da biz
korumalıyız. Erdoğan, nükleer silah kullananlara dahi el uzatıyor değil mi?
'DEZENFORMASYON YASASIYLA MÜCADELE EDECEĞİZ'
Dezenformasyon yasası bir yandan, öyle bir yasa getirdiler ki, sansür yasası... En ağırından.
Bakın yanımda Serkan Özcan, Merkez Bankası Başkanı suç duyurusunda bulundu kendisi
hakkında. Eleştirildiği için. Senin görevin enflasyonu düşürmek, düşüremediniz, tabi ki
eleştireceğiz. Eğer doğal bir eleştiri hakkında bir soruşturma açılırsa hep beraber tekrar
etmemiz lazım. Bu yasa konusunda her mücadeleyi sergileyeceğiz.
'ALTILI MASA KONUSUNDA GÜVEN OLUŞTU'
Altılı masa olarak güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş süreciyle ilgili çalışmalarımızda
ciddi ilerleme kaydettik. Hem bizim komisyonumuz, hem diğer partiler çalışmalarımızı
tartışacağız. Bir diğer konu da halkın karşı kaşıya kaldığı sorunlarla ilgili daha tematik
çalışmalar. 7-8 ay içinde aldığımız yol açık. Güven ortamı oluştu. Görüş ayrılıkları oluşur,
bunlar tartışılır. Sonuçta farklı partileriz. Ama en önemli şey, bunları tartışabilecek bir ortam
ve çözüm üretebilecek vizyon var."
- Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü açıklamasının sizin önerinizle olduğu doğru mu? Bu
konuda görüştüğünüze yönelik haberler var.
"Hayır. Ben bu konuyu Kılıçdaroğlu ile görüşmedim ama metnimizdeki ilkelerimiz belli. Bu
ilkelere yönelik zaten masada konuşmalarımız oluyor. Başörtüsü de dahil bu tür konular,
muhafazakar seçmenin kaygıları ve iktidarın bunları manipüle etmesi görüşüldü masada. Ama
Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından önce bir görüşme olmadı, Kılıçdaroğlu'nun açıklama
zamanlaması kendi tasarrufudur. Ama ben zemin uygun olduğu için destek vermede hiçbir
beis görmedim. Zaten bu açıklamadan rahatsız olanlar da bu meseleyi kullananlar ve 28 Şubat
zihniyetine sahip olanlardır. Söz veriyorum, iktidara geldiklerinde 28 Şubat'ı tekrar yaşatmak
isteyenlere izin verilemeyecek."
- CHP'lilerden, o görüşte bazı gazetecilerden Kılıçdaroğlu'na tepki var, ekonomide bu
sorunlar varken sırası mı diye. Siz onları da mı 28 Şubat zihniyeti olarak görüyorsunuz?
"Hayır, asla herkesi öyle görmüyorum. Fakat ekonomik sorunlar varken özgürlük meselesi mi
konuşulur anlayışına katılmıyorum. Ekonomik sorunlar var diye dezenformasyon yasasına
karşı çıkmayalım mı? Ekonomik sorunlar özgürlük ortamında çözülür. Bir yerde yasaklar
başladı mı her yere yayılır. Geçmişte cemevleri konusunda çalışmalarımıza engel oldu
Erdoğan biliyorsunuz. Orada da aynı mücadeleyi vermeye çalışıyoruz."
- Erdoğan'ın 'başörtüsü konusunda anayasa değişikliği' önerisinin ardından CHP'li
Özel tepki göstererek 'Seninle anayasa yapılmaz, onu biz yapacağız' dedi. Siz ise
Erdoğan'ın böyle bir anayasayı yapması durumunda destekleyeceğinizi söylediniz. Bu
kişisel görüşünüz mü? Altılı masanın görüşü mü?
"Kesinlikle kişisel görüşüm. Bu konuda o kadar şey yaşadık ki biz, eşimiz, kızlarımız. Benim
eşim Sare Hanım, üniversite çalışmaları sırasında yaşadı bunları. Erdoğan'ın tabuları
değişebilir bizim değişmez. Ben Erdoğan'ın açıklamasını gördüm, olumlu bir geri dönüş
olarak görüp teşekkür ettim. Tabi kendisinin olumlu tavrını sürdürmesi gerekir."
- Siz de Dışişleri Bakanlığı yaptınız. Çavuşoğlu geçtiğimiz gün Libya'da hidrokarbon
anlaşması imzaladı. Farklı tepkiler aldı. Sizin bu konuda görüşünüz nedir?
"Doğru bir politikadır. Doğu Akdeniz ayrıdır, Ege ayrıdır. Bunu ayırdığınız zaman Türkiye ile
Libya arasında bir koridor olabileceği görüşü ilk defa dile getirildiğinde bakan bendim ve ilk
anlaşmayı ben imzaladım. Bu doğru bir politikadır.
Ama Erdoğan'ın dış politika adımları, İsrail, Mısır ve Yunanistan'ın bize karşı birleşmesine
neden oldu. Sevilla Haritası nedir? Türkiye'yi Avrupa'ya sıkıştıran bir harita. O dönem tüm
Avrupa destekledi. Ama siz tüm AB'ye karşı çıkarsanız böyle olur. ABD'de aynı şekilde tüm
partiler Türkiye'ye karşı birleştiler. ABD gelecek üs kuracak, sen Biden'ın soykırım
açıklamasına sessiz kalacaksın, böyle olur mu? Yunanistan'ı, Mısır'ı, hatta Lübnan'ı aynı hatta
buluşturdu. Mısır ile ilişkileri güçlendirmemiz gerektiğini hep söyledim, darbe olduğunda
Kahire'ye gitmek istedim. Bunu yapabilmek gerekirdi.
Özetle; Libya ile yapılan anlaşma doğrudur, bizim dönemimizde temelleri atılmıştır ama
süratle Türkiye'nin dış politikalarını iyileştirmesi gerekir. Bu, tavizkarlıkla değil tabii, her
ülkeyle iletişime geçmekle olur. Erdoğan kiminle kişisel ilişkisi varsa onunla iletişimde.
Benim dönemimde de ilkelerimizden taviz vermedik ama hiçbir zaman da ülke olarak yalnız
kalmadık."
- Geçiş sürecinin nasıl olacağını tartışmaya başladığınızı söylediniz. Bu konuda Gelecek
Partisi'nin önerileri nelerdir ve genel başkanların cumhurbaşkanı yardımcısı olması
konusunda ne düşünüyorsunuz?
"Hepimizin farklı görüşleri var, bunları değerlendiriyoruz. Fikir ayrılıkları da var ve çok
doğal. Hepsini konuşacağız bunların, 'nasıl' sorusunu tartışıyoruz şu anda, 'kim' değil. Model
önemli olan zaten, hep birlikte tamamlayacağız. Altı liderin ortak iradeyle yönetmesi
konusunda bir görüş ayrılığı yok tabii, detaylarda var. Bu görüş ayrılığı da ihtilaf değil, farklı
alternatifler konuşuyoruz."
- Cumhurbaşkanı'nın 'Türkiye'de Kürt sorunu yok' açıklamasını nasıl
değerlendiriyorsunuz ve altılı masa olarak bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
"Kürt sorunu, Kürt vatandaşlarımızın 'Böyle bir sorun yok, biz bu ülkede özgürce yaşıyoruz'
dediği gün bitmiş demektir. Alevi vatandaşlarımız için de böyle, muhafazakarlar, laikler için
de. Ama eğer bugün konserler dahi iptal ediliyorsa o sorun hala mevcut demektir. Ama tabii
geride kalmalı, bizim tavrımız net. Bu konuya nasıl yaklaşacağımız konusunda farklı
düşünenler var masada. Ama masamızda bir 'fay hattı' değil Kürt sorunu."
- Dün Demirtaş'la davanızda şikayetçi olmadığınızı söylediniz ve konuşmanızın başında
da özgürlük vurgusu yaptınız. Bunlar Demirtaş için özgürlük istediğiniz anlamına gelir
mi?
"O davanın geri planını biliyorsanız zaten benim davam olmadığını bilirsiniz. Ben parti kurup
yeni bir sayfa açtığımda bana hakaret edenler olmasına rağmen şikayetçi olmadım kimseden.
Kamu adına açılan tüm davalardan da geri çekildim, takip etmeyeceğimi söyledim. Yürüyen
hukuki sürecin benimle ilgisi yok zaten. Ama her zaman dediğim gibi ben uzun tutukluluğa
karşıyım. Siyasiler, gazeteciler, kim olursa olsun."
- Benim açıklamalarınızdan anladığım YSK'ya göre bir aday belirleme sürecinin var ve
benim anladığım Şubat - Mart gibi açıklanacak. Bu doğru mu?
"Aramızda bir mutabakat var hangi aralıkta açıklayacağımıza dair ama net olarak size
söyleyemem. Seçim takviminin açıklanmasıyla belli olur."
- Altılı masa adıyla anıyoruz, bir ittifak olacak mı? Millet İttifakı'nın oluşması ya da
geliştirilmesi gibi bir şey olacak mı?
"Ben yeni bir ittifak yapmakla ilgiliydim önceden ama bu formül benimsendi. Şu anki
sistemde altı partinin ittifak kurması yerine fazladan ittifak kurması bile zarar vermiyor. Ortak
bir seçim beyannamesiyle zaten doğal bir ittifak oluşuyor ama isim vermek için erken. Altılı
masa adını da zaten halk verdi, biz söylemedik."
- Neden hep dindar insanların haklarını konuşuyoruz? Ayrıca aile dediğiniz
düzenlemeye olumlu bakabileceğinizi söylediniz ama kendisine muhafazakar feminist
diyen kişiler de dahil olmak üzere karşı çıkanlar var. Çünkü nafaka konusu var, medeni
kanun tartışmaya açılacak. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Öncelikle neden hep dindarların, Alevilerin, Kürtlerin haklarını konuşuyoruz gibi bir şey
olamaz. Herkesin hakkı her zaman korunmalı.
Aile konusunda bir fark var; aileye korumak ve kadını korumak. Aileyi korumak adına
kadının özgürlüğünü kısıtlayan düzenlemelere karşıyız. Ama aileyi korumadan kadın hakları
da korunamaz. Eğer doğru bir adım atılırsa biz her zaman parti olarak ailenin korunmasını
destekleriz."
- Mersin'deki polisevi saldırısına ilişkin Bakan Soylu'nun açıklamalarını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
"Bakan Soylu nun daha ortada bir şey olmadan suçlu açıklamasına inanamadım. Kendisine
saygımı zaten uzun zaman önce kaybetmiştim ama bir siyasi partinin bunun arkasında
olduğunu hiçbir şeye dayandırmadan açıklaması gibi bir şey söz konusu olamaz."
- Türkiye NATO üyesi olmasına rağmen Rusya tarafında gibi görülüyor. Altılı masaya
baktığımız zaman da dış politika konusunda bir çekince görüyorum. Kılıçdaroğlu'nun
ABD ziyaretinde de orada yönetimle görüşmediği biliniyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Kendi adıma bir çekince yok bu konuda asla, planlarımızdan zaten bahsediyoruz.
Kılıçdaroğlu'nun ABD'de yönetimle görüşüp görüşmemesi de kendi tasarrufudur. Her siyasi
lider her yerde yönetimle görüşebilir."
- Erdoğan'ın üçüncü kez aday olmasının hukuki aykırılığına yönelik bir çalışma olacak
mı?
"Serap hocam yanımda zaten kendisi defalarca belirtmişti bu konudaki ayrıntıları fakat bunun
aleyhimizde kullanılmasını istemem. Bu yönetimin seçimle gitmesini isterim."
- Gelecek Partisi'nde örgütlenme ne durumda, oy oranları ankette düşük görülüyor, bu
doğru mu?
"Ben daha önce yapılmamış bir şey yaptım. Başbakanlık görevinden ayrılıp üç yıl sonra
partimi kurdum. Bu süreçte hepimize saldırılar oldu. Benim eşimin bilimsel bir konferansı
bile iptal edildi. Zor bir yola çıktık. En başından söyledim; 'Önce partimiz kurulacak, sonra
seçime gireceğiz, sonra yükseleceğiz, önde gelenlerden olacağız, sonra da iktidarda olacağız.'
Anketlerde bizi seçenek olarak bile göstermediler, ülkenin en büyük iki anket şirketi.
Ardından tepki gösterince, göstermelik yüzde 1 oranla verdiler. Bizim mitingimize binlerce
insan akın etti."