Kürt meselesi herkesi ilgilendiren bir meseledir’
“Kürt meselesini mutlaka çözüme ulaştıracağız. Vatandaşlarımızın tüm haklarını koşulsuz, şartsız, pazarlıksız derhal tanıyacağız. Kürt meselesinin çözümünün meşru, demokratik siyasetten geçtiğini gayet iyi biliyoruz. Çözümü Meclis olarak gösterenler de var. Olabilir ama keşke Meclis çalışsa. Bugünkü Meclis’ten neyi çözmesini bekleyeceksiniz? Temsil gücü çok yüksek bir Meclis çözümlerin iyi bir adresi olacaktır. Bir mesele var ise, ilgili herkesle görüşülmesi gerektiğini ve görüşüleceğini de herkesin bilmesi lazım. Onunla konuşma, bununla konuşma, onu dinleme, bunu tanıma… Böyle olmaz. Sorunlarımızı konuşa konuşa çözeceğiz. Bu mesele, herkesi ilgilendiren bir meseledir. Kandan, gözyaşından beslenen hiç kimseye geçit vermeyeceğiz. Devleti sorunun bir parçası olmaktan çıkarıp, çözümün bir parçası haline getireceğiz.”
‘Kürtçe ‘bilinmeyen dil’ ise çevirisini yaptırın’
“Anlık çeviri hizmetleriyle ilgili TBMM’de bir çalışma var. Dört dil var. İngilizce, Arapça, Rusça ve Fransızca. Bir eksik var: Türkiye’de en çok konuşulan ikinci dil, Kürtçe yok. Diyebilirler ki; ‘Kürtçe yabancı dil değil, bu toprakların dili’. Böyle diyorlarsa eyvallah. Ama o zaman Meclis kürsüsünde ya da Meclis’te sandalyede oturan milletvekillerinden Kürtçe konuşan arkadaşlarımız olduğu zaman tutanaklara niçin ‘bilinmeyen dil’ yazıyorsunuz? Eğer ‘bilinmeyen dil’ ise, hiç olmazsa bir tercümesini yapıverin de insanlar ne olduğunu anlasınlar. Kürtçe milyonlarca Kürt’ün dilidir. Adını koyun artık. Şu dili bir tanıyın. Bu ırkçı, ayrımcı zihniyetin mutlaka değişmesi gerekli.”
‘Ailelerin geliri ile ihtiyacı arasındaki farkı karşılayacağız’
“Parti üyeliklerine bağlı verilen yardımları sona erdireceğiz. Kimin ihtiyacı varsa biz bulacağız, biz ayağına gideceğiz. Her aileye bir ‘sosyal destek uzmanı’ atayacağız. Aynı aile hekimleri gibi, her ailenin, o aileden sorumlu bir ‘sosyal destek uzmanı’ olacak. ‘Asgari gelir desteği’ sistemini başlatacağız. Önce ailenin mevcut gelirine bakacağız. Sonra gerçek ihtiyacını tespit edeceğiz. Mevcut gelirle, gerçek ihtiyaç arasındaki farkı devlet olarak biz karşılayacağız.”
‘Aynî ve nakdî yardımları tek çatıda toplayacağız’
“Sosyal yardım ve destek programları olan 43 kuruluş var. Vatandaşlarımızın çoğu bunlardan habersiz. Bilen, ulaşan, adamı olan bu yardımları alıyor. Biz, sosyal yardımları tek merkezde toplayacağız. Farklı kurumlar tarafından yapılan aynî ve nakdî yardımları tek kapı sisteminde buluşturacağız. Vatandaşımızın kapı kapı dolaşmak zorunda kalmasına bir son vereceğiz.”
‘İhtiyacı olan herkese destek vereceğiz’
“Bir fısıltı gazetesi dolaşıma sokmuşlar. Neymiş, iktidar değişirse sosyal yardımlar kesilirmiş. WhatsApp gruplarında bu akıl almaz lafları dolaştırıyorlar. İnsanları korkutuyorlar. Hiç öyle atıp tutmasınlar. Biz, ekonomiyi güçlendireceğiz. Devletin kaynaklarını bollaştıracağız. İhtiyacı olan vatandaşlarımıza da fersah fersah destek vereceğiz. Devlet, vergi ödeyen vatandaşımızın ihtiyaç duyduğunda yanında olmak zorundadır.”
‘Isınma desteği uygulamalarını güçlendirerek devam ettireceğiz’
“Sosyal yardımlara, ihtiyacı olan herkes erişebilecek. Yoksul ailelere doğal gaz desteği, kömür yardımı gibi uygulamaları güçlendirerek devam ettireceğiz. Yeni doğan bebeklerin, sağlıklı yetişmesini sağlamak amacıyla, bir yıl süreyle, başta süt ve bebek maması olmak üzere, tüm gıda desteğini karşılayacağız.”
‘Taraflı cumhurbaşkanlığı sistemi yüzünden her şeye zam geldi’
“Sayın Erdoğan markete gitmiş, abur cubur doldurmuş sepete, bin liralık alışveriş etmiş. Bir de ‘Fiyatlar gayet uygun’ diyor. Taraflı cumhurbaşkanlığı sistemi yüzünden, A’dan Z’ye her şeye zam geliyor. Makarnaya yüzde 88, süte yüzde 99, doğal gaza yüzde 89, elektriğe yüzde 99 zam yapıldı. Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; bunları söylemem gerekiyor. Siz, her şeyin güllük gülistanlık olduğu bir hayal dünyasını insanlara anlatıyorsunuz. Sizi hakikate davet etmek istiyorum. Hakikat çarşıda, pazarda, markette.”
‘Sayın Erdoğan artık başka bir dünyada yaşıyor’
“Koca bir ülke, bu kötü yönetimin elinde can çekişiyor. Ülkemiz, varlık içinde yokluk çekiyor benim ülkem. Asgari ücret, açlık sınırının dahi altındayken, kamu kaynaklarından nemalananların, 10-15 yerden maaş alanların keyfine diyecek yok. Halkımız her türlü zorlukla boğuşurken, ülkenin cumhurbaşkanı hiç oralı olmuyor. Başka bir dünyada yaşıyor. Diyor ki ‘İşçi de memur da halinden memnun’. Yoksulluktan bahsedene, ‘Abartıyorsun’, hayat pahalılığına ‘Enflasyon yüzde 20’nin altında’ diyor. Sayın Erdoğan artık bambaşka bir dünyada yaşıyor.”