Lale Karabıyık’ın açıklaması şöyle:
"Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Dünya çocuklarına duyduğu büyük sevginin ve
çocuklara verdiği önemin ifadesi olarak, Milli Bayramımız olan 23 Nisan’ı çocuklara armağan
etmiştir. Dünya’da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya çocukları ile
paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir.
Ancak bugün gelinen noktada, ülkemizde yaşayan ve geleceğimizin temeli olan çocuklar,
bugünü bir bayram olarak kutlamaktan uzak, yaşadığı sorunların mücadelesiyle
geçiriyor.
Nüfusumuzun üçte birini oluşturan çocuklar, ne yazık ki hem çok ciddi sorunlar yaşıyor hem
de bu sorunların çözülmesinde çocuğun yüksek yararını dikkate alan uluslararası
haklarından mahrum bırakılıyor.
Ülkemizde milyonlarca çocuk, Ata’larının onlara armağan ettiği 23 Nisan’ı Türkiye'de çocuklar
bir bayram olarak yaşayamıyor çünkü "çocuk evlilikleri", "çocuk işçiliği", "çocuk yoksulluğu",
“yetersiz ve yanlış beslenme”, "kaliteli ve yeterli bakım ve koruma eksikliği", "şiddet ve
dayak", "ihmal, istismar ve taciz", "düşük nitelikli eğitim", "sağlık, adalet ve sosyal hizmetlere
erişim" gibi çok sayıda sorun yaşıyor.
Çocuklarımız, iktidarın yarattığı kriz nedeniyle karanlığa ve soğuğa terk edildi; çünkü son bir
yılda 2 milyon 776 bin 461 hanenin elektriği, 951 bin 294 hanenin ise doğalgazı kesildi.
20 yıllık AKP iktidarı, çocukların ışığını, gülüşlerini, hayallerini, umutlarını yok etti…
İktidarın hatalı politikaları nedeniyle yaşadığımız kriz ortamında haneleri saran yoksulluk ve
işsizlik nedeniyle, çocuklar da erken yaşta bu yoksulluk döngüsüne giriyor.
Çocuklarımızın sağlığı ile ilgili aile hekimleri tarafından yapılan bir araştırma ise, yoksulluğun
çocukların sağlığı üzerindeki etkisini kanıtlar nitelikte.
1049 çocuk ile yapılan bir araştırmaya göre, çocukların dörtte biri çok düşük
kilolu. Hekimlerin çalışmasına göre, lise öğrencilerinin yüzde 13,2’si beslenme eksikliği
nedeniyle olması gereken kilonun altında. Bu oran ilkokulda yüzde 14,9’a, ortaokulda ise
yüzde 19,8’e yükseliyor. Çocuklarda kansızlık görülme sıklığı ise ilkokula gidenlerde yüzde
87, ortaokula gidenlerde yüzde 74,2, liseye gidenlerde ise yüzde 64,2. Aynı çalışmanın
sonuçlarına göre, ülkede kız çocuklarının yüzde 85,2’si, erkek çocuklarının ise yüzde
68,6’sı kansızlıkla mücadele ediyor.
Yani beslenme yetersizliği önemli sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor; aynı zamanda
çocukların öğrenme ve başarısı üzerinde de olumsuz etki yaratıyor.
Çocuklarımız ailelerinin itildiği yoksulluk nedeniyle sağlıklarını yitiriyor. Ülkemizde yoksul
fertlerin yaklaşık yüzde 45’ini çocuklar oluşturuyor ve ne yazık ki Türkiye'de çalışan
çocukların, çalışma nedenlerinin başında yoksulluk geliyor.
Ailesi yoksullukla mücadele ettiği için istihdama katılmak zorunda kalan birçok çocuk,
sokakta oyun oynaması gereken yaşta ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılıyor ve hatta bu işlerde
hayatını kaybediyor... Ayrıca bu çocukların yarısı okulu terk etmiş durumda. Bugün
Türkiye’de neredeyse 250 bin çocuk, istihdamda olduğu için eğitimine devam
edemiyor.
Bu ülkede çocuklar okulda olması gereken yaşta çalışıyor, erken yaşta evlendiriliyor, evden
kaçıyor ve suça sürükleniyor. Çocuklarımızın bayramı olan bu günde öncelikli olarak
konuşmamız ve çözmemiz gereken sorunlar bunlar.
Çünkü, çocuklara yapılacak olan sosyal yatırımlar kısa vadede daha sağlıklı ve donanımlı bir
kuşak yaratacak, uzun vadede ise toplumsal eşitsizliklerin azalması, ekonomik büyümenin
gerçekleştirilmesi, suç oranlarının düşürülmesi ve toplumsal barış ortamının sağlanması gibi
çok önemli katkılar sağlayacaktır.
Çocuklar ile ilgili izlenen politikalarda bu gerçek unutulmamalıdır. Çocukların iyi hali
konusuna yerel ve ulusal ölçekte politikalar geliştirilmesi gerekliliği de gözardı edilmemelidir.
Türkiye'de uygulamadaki yanlışların en başında, çocukların üstün yararının değil çocukla ve
gençlerle ilgili alınan tüm kararların merkezinde sadece gelecek nesilleri şekillendiren
ideolojik çıkarların var olması geliyor.
20 yıllık AKP iktidarında yapboz tahtasına dönen eğitim sistemindeki değişikliklerin
sonucunda Türkiye, eğitim ve öğretim faaliyetlerinde sınıfta kaldı. Sadece gelecek
nesilleri ideolojik olarak şekillendirme hedefi gözeten ve çocuğun üstün yararını gözetmeyen
iktidar, aileleri sorunları ile baş başa bıraktı.
Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği eğitimden geçiyor ve eğitimi iyileştirmek için tüm
çalışmaların, doğru bir eğitim sistemi ve planlamasıyla ivedilikle yapılması gerekir; ancak
burada öncelikle eğitimi siyaset aracı olarak gören zihniyeti değiştirmek gerek.
Çocuklarımız arasında var olan ve gitgide derinleşen makası kapatmanın yolu, parasız, eşit
ve nitelikli eğitimden geçiyor. CHP iktidarında önceliğimiz, bu makası ortadan kaldırılmak için
çocuklarımızın parasız, eşit ve nitelikli eğitim imkanına erişimini sağlamak olacak.
Çocuklarımızın üstün yararı gözetilerek, bu şekilde çocuklarımızın gelecekleri için olumlu
adımlar atılabilir ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gerçekten coşkuyla
kutlanabilir. Bu ülkede çocuklarımıza yaşanabilir, mutlu ve umutlu günler bırakmak için
çalışmak hepimizin asıl sorumluluğudur. Çocuklarımızın mutlu ve umutlu bayramlar
yaşaması temennilerimle tüm çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı
kutlarım."