ÇANAKKALE (AA) - Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 104 yıl önce karargah olarak kullandığı evin yer aldığı Bigalı köyünde yaşayan 62 yaşındaki Mehmet Kurtdere, Çanakkale gazisi dedesinin ismini, emanet bırakılan topraklarda gururla taşıyor.
Çanakkale Kara Savaşları'nda 19'uncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal'in "Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum" sözüyle Conkbayırı'nda düşmanı karşılayarak destanlar yazan 57'nci Alay'ın düşmana karşı harekete geçtiği Bigalı'da yaşayan Gazi Mehmet Kurtdere'nin torunu Mehmet Kurtdere, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çanakkale Savaşları'nda 27. Alay birliklerine katılan dedesinin, aldığı kurşun yaralarına rağmen düşmanı ilk karşılayanlar arasında bulunduğunu söyledi.
Dedesinin 27. Alay'ın 2. taburunda Asteğmen Muharrem'in komutasında çarpıştığını belirten Kurtdere, "Dedem, Hain Tepe'de ilk çıkarma yapan düşman birliklerini karşılayan mangada görev aldı. Bu şiddetli çatışmadan yaralı olarak kurtulan iki ya da üç askerimizden birisiymiş anlattığına göre. Yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor. Buradaki tedavisinin ardından tekrar cepheye döndüğünde bir kez daha yaralanıyor ve aylar süren bu savaşta yaklaşık 6,5 ay hastanelerde tedavi görüyor." dedi.
Gazi Kurtdere'nin Çanakkale Savaşları'nın ardından Doğu Cephesi'ne giderek Erzurum'da askeri bir fırında fırıncılık yaptığını anlatan torun Kurtdere, şöyle devam etti:
"Dedem yıllarca askerlik yaptı. Tabii o zaman bize anlattıkları kitap olurdu. 1978 yılında vefat etti dedem. Bir gün dedeme 'hiç göz göre göre düşman askeri öldürdün mü' diye sorduğunda 'yok hiç öldürmedim ama Anzak Koyu'nda ilk çıkarma anında düşman önümüze karınca sürüsü gibi çıkıyordu. Gözünü kapat at vurursun' diye cevap vermişti. Koyda ateşe başladıklarında mermileri, cephaneleri azalmış. Anzak birliği, Hain Tepe'de Asteğmen Muharrem'in birliklerinin önüne çıkmışlar. Dedemler o esnada istihkam değiştirmek zorunda kalmışlar. Arka kısımdaki istihkama geçene kadar düşman hiç ateş etmemiş bunlara. Dedem, 'Biz istihkamdan adım atar atmaz makineli tüfeklerle taradılar. Çoğu o zaman şehit oldu.' dedi. Dedem ise yaralanıyor. Sürüne sürüne Korku Deresi'nin sırtına kadar çıkmışlar. Orada bekleyen askerlerimizle karşılaşmışlar."
Dedesinin kasığında şarapnel parçası bulunduğunu anlatan Mehmet Kurtdere, "Dedemin anlattığına göre, savaşta bir kurşun da karın boşluğundan geçerek arkasında bulunan matarayı delmiş. Hem bacağında hem de karnından yaraları vardı. Gazi torunu olmak onur verici. Dedemin yaşadıklarını yüz defa da anlatsam her seferinde duygulanıyorum. Canı pahasına topraklarımızı vatanımızı korudukları için bizlere bu güzel günleri, özgürlüğü verdikleri için çok mutluyum çok gururluyum. Onun ismini taşımak ise ayrı bir gurur." dedi.
"6 kuşaktır çocuklarımıza Hüseyin ve Mehmet ismini veriyoruz"Gazi Mehmet Kurtdere'nin oğlu 87 yaşındaki Hüseyin Kurtdere ise babasının ilk çıkarmada göbeğinden aldığı yarayı bile fark edemediğini, ayağındaki potinlerin içine dolan kanı gördüğünde yaralandığını anladığını belirterek, "Babamı yaralandıktan sonra katırla alıp sargı mahaline götürmüşler. Buradaki tedavisinin ardından askerlik hizmetine devam etmiş. Anılarını anlatmak istemezdi. Bir defa traktör ile savaştığı yere, cepheye beraber gittik. Ağladı ve hiç konuşamadı." diye konuştu.