Kongrede yaptığı konuşmasının başında FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine değinen Hüseyin Baş, bu hain girişimin önlenmesinde BTP’nin merhum lideri Prof. Dr. Haydar Baş’ın büyük payı olduğuna dikkat çekti; "Prof. Dr. Haydar Baş'ın 25 yıllık büyük mücadelesi olmasa, darbeciler hedeflerine ulaşabilirlerdi" diyen BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, şunları söyledi; "Herkesin Fetullah hocaefendi diye kapısına gitmeye çalıştığı dönemde Prof. Dr. Haydar Baş, 'Bu adam misyonerdir, bu adam ajandır, bu adam vatan hainidir ve teröristtir' dedi. Yani bu millet Haydar Baş Hocaya çok şey borçlu. Eğer bunları yıllarca haykırıp anlatmasa, bu milleti ayıktırmasaydı, o 15 Temmuz günü muhtemelen halkın bir bölümü kandırılmış olarak FETÖ'nün yanında olacak ve milletimizi birbirine kırdıracaklardı. Milletimiz bunun üstesinden geldi. Hangi bilinçle? Haydar Baş hoca bilinciyle. Yani demem o ki; Kurtuluş Savaşı'nın Atatürk'ü Gazi Musfafa Kemal'dir, 15 Temmuz gecesinin Atatürk'ü de merhum Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Yani FETÖ böyle büyük bir belaydı, Haydar Baş Hoca da bize böylesine büyük bir armağandı. Yıllarca bu millete hizmet etmeye çalıştı."
Başkanlık sistemi mi, parlamenter sistem mi?
Çorum konuşmasında ülkenin sıcak gündemi üzerine de değerlendirmeler yapan Hüseyin Baş, “Bu ülkenin gençliği her gün bu ülkeyi terk ediyor. Terk edemeyenler de terk etme hayali kuruyor. Çorum'da bir anket yapalım, bu kentteki gençlerin dahi yüzde 90'ı 'fırsatını bulursam bu ülkeden gitmek isterim' der. Ülke bu durumda. Bu ülkenin maalesef bir geleceği yok. Ülkemizde işsizlik, açlık ve fakirlik almış başını gidiyor. İktidarın gündemi başkanlık sistemi. Muhalefetin mevzusu güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş. Muhalefetten görüştüğümüz isimlere 'güçlendirilmiş parlamenter sistem nedir' diye sordum. Maalesef bunun bir cevabı yok. Yani bir taraf diyor ki; başkanlık sistemi, öteki taraf ise parlamenter sistem diyor. Elbette ki parlamenter sistemin arkasındayız. Hatta biz başkanlık sisteminin protesto etmek için 2018 seçimlerine Bağımsız Türkiye Partisi olarak katılmadık. Yani siyasilerin derdi bu iken halkımızın derdi ise açlık ve sefalet" dedi.
“Ülkenin durumu Prestij filmindeki sahneye benziyor”
Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu Prestij filminden bir örnek ile açıklayan BTP lideri Hüseyin Baş, “Bu film iki tane sihirbazın kavgasını anlatır. Filmde çok anlamlı bir sahne var. Diyor ki, 'En büyük sihri sizin dikkatinizin en yoğunlaştığı yerde yaparlar'. Ne zaman sahneye en dikkatli bakıyorsun, sihir orada olur çünkü senin dikkatini buraya toplar buradan da eliyle şapkadan tavşanı çıkarır. Şimdi Türkiye'nin yıllardır politikası bu. Dikkatimizi öyle şeylere çekiyorlar, öyle dağıtıyorlar ki... Ülkeye bir yandan Afgan getiriyorlar, ülkenin bütün öz değerlerini birer birer satıyorlar.” dedi.
“Devletin malı milletin malıdır”
“5 tane inşaat çetesinin milyarlarca liralık vergi borcu siliniyor problem yok, biz 'millete o parayı vereceğiz' dediğimiz zaman problem oluyor.” diyen Hüseyin Baş konuşmasına şöyle devam etti; “Daha yeni tank fabrikasını yok pahasına satmadılar mı? Çorumlular iyi bilir, şurada bir şeker fabrikası vardı. Kimindi bu fabrika? Devletin! Devletin malı dediğiniz şey sizin malınız. Devlet benim, sensin, biziz, devlet bizim çocuğumuz, geleceğimiz, babamız... Devletin nesi varsa milletindir. Bunun farkında değiliz. Bu fabrika ederinin yarı fiyatından daha aşağısına, sadece arazisinin ederinin yarısından daha ucuzuna üstelik de içindeki malıyla beraber peşkeş çekilirken bu ülke zengin ama en kalkıp 'Bu vatandaşa 10 bin lira asgari ücret vereceğim' dediğim de bu ülke fakir.”
“Taliban’a kötü bir haberim var”
Taliban heyetinin Ankara ziyareti de BTP liderinin gündemindeydi.
“Afganlar sınırdan kaçak girdiler, artık onları mı yoksa bizi mi kontrol etmeye geldiler” sorusunu soran Hüseyin Baş şu ifadeleri kullandı; “Kendilerine kötü bir haberim var. Haberim şu: 'Eğer size dostum dediler ise sizinle yiyip içtiler ise yakında terörist ilan edileceksiniz demektir. Çünkü bizim öyle bir hükümetimiz var ki; kime dostum dese, dönüyor dolaşıyor terörist oluyor. Kime kardeşim dese dönüyor dolaşıyor terörist ilan ediliyor. Taliban da çok kısa zamanda terörist ilan edilecektir. Biz bu Taliban'ın ne olduğunu daha önce anlattık. Taliban Müslümanmış! Taliban'ın neresi Müslüman yahu. Böyle Müslümanlık mı olur? Bunları bize Müslüman diye pazarlıyorlar. Sen O'nunla aynı şeye inanıyor olabilirsin bu sizi inanç kardeşi yapabilir ama Müslüman yapmaz. Sizin Müslüman olmanız için bir kere Atatürk çizgisinde olmanız gerekiyor.”
“Biz yine Atatürk’te, Hacı Bektaş’ta birleşiriz”
Türkiye’nin birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu da ifade eden BTP lideri Hüseyin Baş; “Bu millet bu devleti bize emanet etmek için savaş verdi. Biz az önce marşlarda bayrak salladık. 5 dakika bayrak salladık diye kolumuz yoruldu ama onlar yıllarca cephelerde sırtlarında silahlarla bu toprağı bize emanet etmek için savaştı. Şimdi çıkmışlar bunlarla mücadele ediyorlar; İnönü şunu yapmış, diğerleri şunu yapmış vs... Bu insanların en temel problemi tarihiyle düşmanlıkları. Bu şehitler, gaziler olmasaydı bu vatan, bu millet olmayacaktı. Sahip olduğumuz her şeyimizi biz bu insanlara borçluyuz. Bakın burada bir kardeşlik örneği var; İYİ Parti, CHP, DEVA Partisi burada. Biz siyasi olarak, fikren ayrılabiliriz, bakış açılarımız ayrılabilir ama bu bizi Türk milleti yapmaktan alıkoymaz. Bu bizi kardeş yapmaktan alıkoymaz. Bu bizi yarın herhangi bir tehditte omuz omuza verip bu vatan için birlikte savaşmaktan alıkoymaz. Biz yine Atatürk'te birleşiriz, biz yine öz değerlerimizde birleşiriz, biz yine Anadolu'yu Müslüman eden Hacı Bektaş'ta birleşiriz. Bugün bu ülkede izlenen siyasetin problemi bu; bizleri ayrıştırmak istiyorlar” dedi.