ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, konuk olduğu AA Editör Masası'nda Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili Suudi Arabistan'ın gerekli iş birliğini sergileyip sergilememesiyle ilgili soru üzerine, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda bugünkü AK Parti grup toplantısında önemli açıklamalar yapacağını vurguladı.
"Bu süreçte geç de olsa Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü kabul etmesi önemlidir." diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Esasen bu süreçte Türkiye dünya kamuoyunun önünde sakin, aklı selim, sağduyulu, şeffaf, dirayetli bir tutum sergilemiştir. Bu olayın aydınlığa kavuşması için yapması gereken her şeyi yapmıştır ve bundan sonra da yapacaktır. Özellikle sayın Cumhurbaşkanı'mızın Suudi Arabistan Kralı Salman ile yaptığı görüşmeden sonra Suudi Arabistan'ın iş birliği konusunda daha olumlu olduğunu söyleyebilirim."
Çavuşoğlu, olayın soruşturulması için ortak çalışma grubu kurulduğunu anımsatarak, araçların aranması dahil tüm süreçlerde Suudi yetkililerin de olduğu söyledi.
Süreci birlikte yürütmenin şeffaflığın göstergesi olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, cumhuriyet başsavcılığının da soruşturmasını genişleterek sürdürdüğünü belirtti.
"Şeffaf bir iş birliği yaparız"
Çavuşoğlu, başsavcılığın yürüttüğü soruşturmada elde edilen belge ve bulguların ortak çalışma grubu bünyesinde Suudi Arabistan'la da paylaşıldığını kaydetti.
Bakan Çavuşoğlu, "Diyelim ki Birleşmiş Milletler ya da uluslararası bir kuruluş ya da mahkeme soruşturma açtı. O zaman da biz tabii nasıl bugüne kadar iş birliği yaptıysak, elde edilen bilgilerin, bulguların verilmesi gibi uluslararası hukuk çerçevesinde gibi şeffaf bir iş birliği yaparız." diye konuştu.
Soruşturmada geç kalınmasının Türkiye'den kaynaklı olmadığını ifade eden Çavuşoğlu, "Biz daha olayın başında Suudi Arabistan'ın başkonsolosluk binasını, başkonsolosluk rezidansını, araçları dahil arama yapılması gerektiğini, yapmak istediğimizi karşı tarafa ilettik. Karşı taraf, 'döneceğiz' dedi ama geç döndüler. Cumhurbaşkanı'mız kralla görüştükten sonra işler daha da kolaylaştı." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, başsavcılığın soruşturmasının ortak çalışma grubundan tamamen ayrı olduğuna dikkati çekerek, "Elde edilen bilgi, belge paylaşılabilir. Bir arama yapılacağı zaman onlarla istişare edilebilir." dedi.
"Herhangi bir ülkeyle elimizdeki delilleri paylaşmadık"
"Kaşıkçı davasının herkesi tatmin edecek şekilde ne olduğu ortaya çıkana kadar soruşturma devam edecek." diyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bu süreçte çok sayıda dışişleri bakanı, uluslararası örgüt temsilcisi ile temasta olduk. Onların araması ya da ziyaret etmesi üzerine. Tabii birden bir insan, bir can, bir gazeteci kayboldu. Herkes ne olduğunu merak ediyor. Farklı, çelişkili bilgiler var ortada. Dünya kamuoyunda, uluslararası toplumdan bu konuda çok güçlü ses geldi. Bizim sergilediğimiz tavrın yanında uluslararası toplumun ortaya koyduğu baskı da Suudi Arabistan'ın cinayeti kabullenmesine sebep oldu diyebilirim."
Çavuşoğlu, “Biz şuana kadar herhangi bir ülkeyle bizdeki delilleri ve bilgi paylaşmadık.” ifadesini kullanarak, bu yöndeki sorulara daha önce de cevap verdiğini hatırlattı.
Ancak istihbaratlar arasında görüş alışverişi olabileceğini belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Sorular sorulabilir. Bize de ne yaptığımız soruluyor. Biz de ne yaptığımızı, ne olduğunu anlatıyoruz. Yeri geldiği zaman toplantılarda da bu konu gündeme geliyor. ABD’de kongre üyelerinden ve basın dünyasından bile ses ve tepkiler geliyor. Bazı ülkelerde görüyoruz ‘Suudi Arabistan’la ilişkileri bozamadan nasıl bu işi yürütebiliriz’ anlayışı da var. Bu da o ülkelerin kendi tutumudur. Burada zaten bir ülkeyle olan ilişki değil. Ortada bir cinayet var. Bunun aydınlatılmasıdır. Hukuki bir süreçtir. Yargı sürecidir ve bunun açıklığa kavuşması gerekir.”
"Mahkeme öyle söylemedi, cezayı verdi"
ABD uyruklu din adamı Andrew Craig Brunson'ın ülkesine dönmesinin Türk- Amerikan ilişkilerine yansımalarına ilişkin soru üzerine Bakan Çavuşoğlu, "Yaptırım saçma sapan bir şeydi. Bir etkisi de olmadı, faydası da olmadı. Sadece gerginliği biraz artırdı. Pastör Brunson meselesine baktığımız zaman, sonuçta yargı kararını verdi. ABD ne diyordu? 'Bu kişi masum, bu kişi din adamı. Ama mahkeme öyle söylemedi, cezayı verdi." yanıtını verdi.
Ortada şikayetin, delillerin ve şahitlerin olduğuna ve iddianamenin uzun inceleme ve araştırmalar sonucu hazırlandığına dikkati çeken Çavuşoğlu, ABD'nin bu konuda talimat verilmesinin hukukun üstünlüğüne ve güçler ayrılığına aykırı olduğunu anlaması gerektiğini söyledi.
Brunson davasında duruşmanın gününde gerçekleştiğini aktaran Çavuşoğlu, "Mahkeme kararını verdi ve cezaya çarptırıldı. Yattığı süreyle beraber, serbest bırakıldı." dedi.
"ABD ile ilişkiler YPG/PKK ve FETÖ yüzünden gerildi"
Bu konunun neticelenmesinden dolayı ilişkilerde ortamın biraz yumuşadığını söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bu da iyi. İlişkilerin her zaman sağlıklı bir zeminde yürümesini arzu ederiz biz. Ama gerçekçi olmamız lazım. Türkiye- ABD ilişkileri Brunson yüzünden gerilmedi. Türkiye- ABD ilişkileri esasen ABD'nin YPG/PKK'ya verdiği destek sebebiyle gerildi. Aynı şekilde, FETÖ ile ilgili bugüne kadar istediğimiz adımları atmamasından dolayı gerildi."
Türkiye ve ABD arasındaki çalışma gruplarını hatırlatan Çavuşoğlu, "Bu konularda ABD'den bizim beklentilerimiz var. Ayrıca bir Halkbank davası var, tamamen FETÖ motivli bir dava. Aynı şekilde Hakan Atilla o davayla ilgili." diye konuştu.
"Ortak bir devriye Münbiç içinde başlayacak"
Konsolosluk ve hukuk konularının ilgili mekanizmalar çerçevesinde ele alınacağını belirten Çavuşoğlu, "Ama iki çok önemli şey var. YPG/PKK'ya ABD'nin desteği tamamen kesmesi lazım. Buna paralel olarak da Münbiç yol haritasının artık tamamen uyulması gerekiyor." diye konuştu.
Münbiç yol haritasının öngörülen takviminde bir gecikme olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Şu anda ortak eğitim programı Gaziantep'te başladı. Yakın bir zaman içinde yine ortak bir devriye Münbiç içinde başlayacak. Buralarda kim görev alacak, güvenlik ve yönetim birimlerinde kim görev alacak bu konuda da birlikte karar verileceğine göre, mutabakatta bu var, yol haritamızda bu var, bu adımların da bir an önce atılması lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Bu konuyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile de konuştuğunu anlatan Çavuşoğlu, telefon görüşmesinin hemen arkasından Trump'ın hem Pompeo'yu hem de Mattis'i arayarak Münbiç yol haritasının hemen uygulanmasını söylediğini aktardı.
Türkiye'nin beklentileri karşılandığı takdirde ilişkilerin gerçek anlamda normalleşmiş olacağını söyleyen Çavuşoğlu, "Şu andaki normalleşme ya da pozitif atmosferin oluşması önemli ama sadece bir kişinin serbest bırakılması ya da bırakılmaması ile ilgili değil. Geldiğimiz noktada bizim ABD'den beklentilerimiz daha fazla ve haklı beklentilerimiz var." diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD'li muhataplara "Münbiç'ten YPG'yi çıkarmak konusunda sizin sıkıntınız varsa biz bunu hallederiz." dediğini aktardı.
Bakan Çavuşoğlu, yaptırımlar konusuna ilişkin ise, "Bu konuda adımlar atılacak önümüzdeki günlerde." dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun da Ankara ziyaretinde bu konuda aynı fikirde olduğunu söylediğini aktaran Çavuşoğlu, "Ankara'dan ayrılmadan önce verdiği bir demeçte de bu konuda çalıştıklarını, önümüzdeki günlerde adım atabileceklerini söyledi." diye konuştu.
"ABD'nin yapması gereken şey artık adım atmak"
FETÖ ele başı Fetullah Gülen'in iade sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, FETÖ'ye ilişkin tüm bilgi ve belgelerin ABD adalet ve dışişleri bakanlıklarını sunulduğunu hatırlattı.
FBI'ın yürüttüğü bir soruşturmayı da hatırlatarak, "Şimdi FBI bir soruşturma başlattı. FBI'dan ve Dışişleri Bakanlığından bir ekip Ankara'ya geldiler ve biz burada tüm belgeleri bilgileri onlarla da paylaştık." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin gönderdiği bilgi ve belgelere yönelik herhangi bir olumsuz dönüş olmadığını belirterek, Türkiye'nin yeterli bilgi ve belge sunduğunu söyledi.
Bu konunun iki ülke ilişkileri için hayati olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Türkiye'de darbe yapmış bir kişinin, bir terör örgütün elebaşının orada yaşaması bizim tarafımızdan kabul edilir bir şey değil. Anlaşmalar ortada, hukuk ortada, belgeler deliller ortada. İki ülke arasındaki ikili anlaşmaların çerçevesi belli. Dolayısıyla ABD'nin yapması gereken şey artık adım atmak." diye konuştu.
"Biz yeterli belgeyi, bilgiyi verdik"
Bakan Çavuşoğlu, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iade sürecine ilişkin Türkiye'nin belge ve bilgileri sunduğuna ve ABD'de FBI soruşturmasının devam ettiğine dikkati çekerek "En son Trump, Cumhurbaşkanımıza 'Sen bana dosya numaralarını ver yeter' dedi. Biz yeterli belgeyi, bilgiyi verdik." diye konuştu.
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"ABD bu kişinin aldığı her nefesi ve attığı her adımı benden daha iyi sayıyor ve benden daha iyi biliyor. (Amerikalı yetkililer) Hepsi görür, arar, bilir. Kimi aradığını oradan daha iyi bilir, kimlerle yaptığı telefon görüşmeler dahil. Bunları da kendilerine söyledik. Bu konuda olumlu adım atacaklarını söylüyorlar ama henüz daha bir adım görmedik."
Bu konunun sıkı takip edilmesinin önemli olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Bu, ilişkilerimizin geleceği bakımından hayati bir konu." dedi.
"Türkiye Suriye ile ilgili tüm platformlarda aktif ve yapıcı bir rol aldı"
İstanbul'da yapılacak dörtlü Suriye Zirvesi'ne değinen Çavuşoğlu, buna ilişkin fikrin NATO Zirvesi çerçevesinde ortaya çıkıp bugüne kadar geldiğini söyledi.
Zirvedeki iki ülkenin Astana sürecinde aktör olduğunu, Türkiye'nin Cenevre süreci dahil Suriye ile ilgili tüm platformlarda aktif ve yapıcı bir rol aldığını anlatan Çavuşoğlu, Suriye sorununun çözümü için en çok çaba sarf eden, sonuç getirici öneriler getiren ülkenin Türkiye olduğunun altını çizdi. Çavuşoğlu, bu çerçevede özellikle İdlib mutabakatından sonra Türkiye'nin tüm dünyada saygınlığının arttığını ifade etti.
Son zamanlarda "küçük grup" diye bir oluşum da olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Baktık bu küçük grup esasen biraz daha Astana ve Soçi'de atılan adımları kıskanıyor ve bir alternatif arayışı içinde. Açıklamalardan bunu görüyoruz. Bu sağlıklı bir şey değil. Suriye'de siyasi çözüm istiyorsak, ayrım yapmaksızın tüm terör örgütleriyle mücadele edeceksek böyle ayrı ayrı kamplaşmanın bir anlamı yok." diye konuştu.
ABD'nin İran ile bir araya gelmek istemediğinin zaten bilindiğini ancak onların olmadığı ortamlarda da bir araya gelerek şu andaki siyasi sürecin canlandırılması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Biz İdlib mutabakatıyla sadece insani bir dramı engellemedik, göç akınını durdurmadık, biz esasen siyasi çözüm için son bir fırsat penceresi açtık. Bunun da çok iyi değerlendirilmesi lazım." ifadelerini kullandı.
"PKK/YPG'nin anayasa komisyonunda yeri olamaz"
Almanya ve Fransa'nın SDG adı altında terör örgütü YPG/PKK'nın siyasi sürece dahil edilmesinde ısrarcı olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Ben Almanya'dan böyle bir şey duymadım ama Fransa ve ABD'den duymuştum. Hatta başlarda Rusya da buna benzer açıklamalar yapmıştı ama Rusya gördü ki YPG terör örgütü. Her ne kadar resmen tanımasa da ve sahada Suriye'yi bölmek istediğini Rusya bizden daha iyi biliyor.
Diğer taraftan en son görüşmemizde (ABD Dışişleri Bakanı Mike) Pompeo'ya Kürtlerle masada olmuşsunuz dedim. Bunu söyleyince herkesin aklına YPG/PKK gelir. Kendisi de bunu kastetmediğini söyledi ama sahadaki bu iş birliği ve ABD'nin verdiği destekten dolayı herkesin aklına bu geliyor.
Evet bu anayasa komisyonunda Kürtler olacak. Muhalif, rejim ve sivil toplum kanadında da Kürtler var. 3 tane liste var ortada 50'şer kişilik. Bu listelerden (BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan) De Mistura insanları seçerek bir anayasa komisyonu oluşturacak ama PKK/YPG'nin anayasa komisyonunda ya da masada yeri olamaz. Biz buna müsaade etmeyiz. Koalisyonun içindeki ülkelerin Suriye'nin tamamında olmasa bile özellikle şu anda ABD'nin aktif olduğu yerlerde mevcudiyeti var az ya da çok. Özellikle Fırat'ın doğusunda bu koalisyon güçlerinin unsurları var."
"Herkesin kendine göre bir hesabı var"
Fırat'ın doğusunda ABD dışında bazı Batı ve Ortadoğu ülkelerinin de terör örgütüne yardım ettiği yönündeki bilgileri de değerlendiren Çavuşoğlu, Ortadoğu ülkelerinin bazılarının doğrudan o örgütlere değil de ABD'nin oradaki masraflarını karşılamayı taahhüt ettiğini dile getirdi.
Bakan Çavuşoğlu, bu ülkelerin ve ABD'nin derdinin İran'ı çıkarmak olduğunu ifade ederek herkesin kendine göre bir hesabı bulunduğunu, Türkiye'nin ise tek arzusunun Suriye'nin siyasi çözümle tekrar ayağa kalkması olduğunu vurguladı. Başka ülkelerin teröre bakış açısında ikiyüzlülük olduğu için, onların iş birliğini yadırgamadıklarını ancak açıkça da "YPG, PKK'nın bir koludur" diyemeyeceklerini söyleyen Çavuşoğlu, aksi takdirde suç işlemiş olacaklarını kaydetti.
Zirvenin siyasi çözüm için önemli adımlardan birisi olacağına yönelik düşüncesini dile getiren Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye'deki sorunun bitmesi için olumlu yaklaşan herkesle iş birliği yapmak istediğinin altını çizdi.
Çavuşoğlu, zirvede başka konular da konuşulacak olsa da görüşmelerin Suriye ağırlıklı olacağını belirterek "Şimdi ortak açıklama taslağı konusunda çalışmalarımızı da yaptık. Tüm ülkelerin fikirlerini, katkılarını da alıyoruz ve buradan güzel bir ortak açıklama, bildiri çıkarsa da tüm dünyaya önemli bir mesaj olur." dedi.
Zirvenin ileride tekrar yapılıp yapılmayacağının katılacak liderlerin takınacağı tavra bağlı olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, böyle bir fikir çıkması halinde Türkiye olarak buna olumlu bakacaklarının altını çizdi. Çavuşoğlu, bu tür iş birlikleri, dayanışma ve ortak çalışmaların bölge ve özellikle Suriye için önemli katkısı olacağını anlattı.Nazlı Yüzbaşıoğlu
"Onlar için popülizm her zaman gerçeklerin önündedir"
Çavuşoğlu, konuk olduğu AA Editör Masası'nda, Yunanistan yönetiminin karasularını 6 milden 12 mile çıkarma kararını uygulamaya geçirmesi halinde Türkiye'nin tepkisinin sorulması üzerine, "Yunanistan'ın ortalığı germek için sık sık böyle açıklamalar yaptığını" belirterek, "Onlar için popülizm her zaman gerçeklerin önündedir. Kamuoyunun beklentisi de bu yöndedir. Bizde kamuoyunun da aklı selimdir." dedi.
Çavuşoğlu, "Ege'deki sorunların barışçıl yollardan çözülmesinden yanayız. Gerginlikten yana değiliz. Ama Yunanistan ne zaman germeye kalksa da gerekli cevabı verdik. Yeri geldiği zaman da hadlerini bildiriyoruz." şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu, 12 mil konusunda geçmişte de meclislerin halen geçerli kararları olduğunu söyleyerek, "Yunanistan'ın bu tür ortalığı gerecek açıklamalar yerine bu sorunları daha önce başlatılan, hatta bizden önce başlatılan istikşafi görüşmeler çerçevesinde nasıl çözebiliriz, diplomasiyle mi yoksa başka yöntemle mi çözeceğiz, bunlara kafa yorması lazım." değerlendirmesini yaptı.
Kıbrıs Rum kesiminin ada etrafındaki rezervlerde Türk toplumunun da hakkı olduğunu kabul ettiğini ancak bu konuyu sondajdan sonra görüşme taraftarı olduğunu belirtti.
"Burada bir oyun var. Buna müsaade etmediğimizi geçmişte de kendileri de gördü." diyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin Avrupa Birliği aracılığıyla çözüm bulma teklifi olduğunu anımsattı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin de hem kendi münhasır ekonomik bölgesinde hem de KKTC'nin belirlediği bölgelerde sondaj ve arama çalışmaları yaptığını vurguladı.
"Sonuçta bu adanın etrafında varsa, rezervlerde iki tarafın da hakkı varsa, bunun da paylaşılması gerekiyor. Bizim derdimiz budur." ifadesini kullanan Çavuşoğlu, Crans-Montana'daki görüşmelerde Rum tarafının federal çözüme hazır olmadığını herkesin gördüğünü belirtti.
"Bir başarısızlığı daha kimse kabullenemez"
Çavuşoğlu, "Şimdi yeni bir süreç başlamadan önce ne istiyoruz? Ne için müzakere edeceğiz? Önce bunu belirlememiz lazım." diye konuştu.
KKTC'de tüm taraflarla görüştüklerini, ön çalışmalar yapılması gerektiği konusunda mutabık kaldıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, "Adada bakıyorum, ucuz politika yapıyorlar. Türkiye düşmanlığı besleyen bazı gruplar var biliyorsunuz maalesef." dedi.
Çavuşoğlu, hiçbir grubun dışlanmadığının ve ortak karar alındığının altını çizerek, "Biz illa bir çözüm önerisini ya da sistemi dayatmıyoruz." ifadesini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, "Bir başarısızlığı daha kimse kabullenemez. Biz hiç kabullenemeyiz. Hele biz hiç kabullenemeyiz. Eğer bir müzakere olacaksa sonuç odaklı olması lazım. Çerçevesinin belli olması lazım ve artık bir neticeye ulaşmamız lazım." şeklinde konuştu.
Gelecek dönemde Avrupa Parlamentosu seçimi ve İngiltere için Brexit süreci olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, bu süreçte Türkiye'nin temaslarının süreceğini belirtti.
Çavuşoğlu, Yunanistan'a KKTC ile görüşme tavsiyesinde bulunduklarını dile getirerek, "Biz her konuda olduğu gibi bu konuda da proaktif şekilde, uyum içinde çalışmalar yapıyoruz." diye konuştu.
Muhabir: Selen Temizer,Tevfik Durul,Nazlı Yüzbaşıoğlu,Meltem Bulur