Sakarya'nın Geyve ilçesinde ata yadigarı bıçakçılık mesleğini, yaklaşık 70 yıldır ilk günkü aşkla sürdüren 79 yaşındaki Mustafa Arık, ilerlemiş yaşına rağmen yaklaşan Kurban Bayramı öncesi yoğun talebi karşılamaya çalışıyor. Alifuatpaşa Mahallesi'nde yaşayan Arık, Osmanlı İmparatorluğu döneminde bıçakçılıkla uğraşan dedeleri ve babasından devraldığı mesleği devam ettirmek için yaklaşık 70 yıldır bileğinin gücüyle mesai harcıyor. Mezbahaların artmasıyla talep düşse de mesleğine sıkıca sarılan Arık, bayrağı devretmek için oğlunu en iyi şekilde yetiştirmeye çalışıyor.
İlerleyen yaşına rağmen çalışmaktan vazgeçmeyen Arık, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi gelen bıçakları bileyerek vatandaşlara hizmet veriyor. Çevresinde "Bıçakçı Baba" olarak tanınan Arık, hem kurbana eziyet edilmemesi hem de evdeki bıçakların kullanılamaz hale gelmemesi için vatandaşlara bıçaklarını ehil ellerde biletmeyi tavsiye ediyor.
"Kurban Bayramı'nın yaklaşmasıyla işlerimiz arttı"
Mustafa Arık, AA muhabirine, bıçakçılık mesleğini 1870 yılından bu yana 5 kuşaktır sürdürdüklerini söyledi. Rahmetli babasının "Ya en iyisini yapacaksın ya da hiç yapmayacaksın." tavsiyesiyle mesleğe kararlılıkla devam ettiğini aktaran Arık, "Bugüne kadar namımızı yürüttük, bundan sonra da yürütmeye devam edeceğiz. İyi olsun diye, dünyanın en kaliteli çeliğini ve sapını alıyoruz. Sapı iyi olmazsa yüzü, yüzü olmazsa sapı bir işe yaramaz." diye konuştu.
Arık, "Bıçakçı Baba" olarak ömrü yettiği sürece mesleğine devam edeceğini belirterek, "Eskiden yorulmuyordum ama şimdi akşamları yattığımda biraz yorgunluk hissediyorum. Tabii yaş ilerledi." dedi. Kurban Bayramı'nın yaklaşmasıyla işlerinin arttığını dile getiren Arık, hem bıçak imalatı yaptıklarını hem de müşterilerden gelen bıçakları en hızlı şekilde bilediklerini kaydetti.
Makinelerde seri halde üretilip sulanmadan piyasaya sürülen bıçakların kesim için çok fazla işe yaramayacağını söyleyen Arık, "Dedelerimizden beri zeytinyağıyla sularız. Şu anda Türkiye'nin her tarafından ucuz bıçak satışı oluyor. Ucuza satınca bizimkiler pahalı geliyor. 'Bıçak mı bıçak' diyerek alıyorlar. O yüzden piyasa bizi engelliyor. Kaliteli bıçak en iyi eğeyle anlaşılır. Eğe pamuk gibi yiyorsa o bıçak ucuz ve susuz çelikten yapılmıştır. Eğe yemeyen çelik, kolay kolay körlenmez. Sert çeliktir, bilendiği zaman körlenmez, yumuşak çelik hemen körlenir. O yüzden bizimkiler pek kolay körlenmez." değerlendirmesinde bulundu.
"Emekli olduktan sonra bu işe gönül verdim"
Dükkanda babasına yardımcı olan Faruk Arık da (56) yaklaşan Kurban Bayramı dolayasıyla kasapların ve vatandaşların bıçaklarını itinayla bilediklerini söyledi.
Dede mesleği olduğu için emekli olduktan sonra bu işe gönül verdiğini aktaran Arık, "Memur olmama rağmen devamlı bu mesleğin içindeydim. Çocukluğumdan beri dükkandayım, boş zamanlarım hep burada geçti. Dedemin zamanından beri, şimdi de babamın yanında bu mesleği en ince ayrıntısına kadar öğrenmeye çalışıyorum. Babamdan sonra ben devralacağım. Götürebileceğim yere kadar götürmeye niyetliyim. Dedelerimizin hatırası olduğu için insan ister istemez hem duygulanıyor hem de heyecanlanıyor." ifadelerini kullandı.
Arık, vatandaşlara kesim zamanı sıkıntıya düşmemeleri ve hayvana eziyet olmaması için, ehil olan yerlerden bıçaklarını alma ve biletme tavsiyesinde bulundu.