Çiftçilerin tarlalarını hızlı bir şekilde ikinci ürüne hazırlamak ve toprağı daha kolay işlemek amacıyla anız yaktıklarını anlatan Bayraktar, “Anız yakmak, milli servetimiz olan doğal kaynaklarımızı, çevremizi ve geleceğimizi yok etmek demektir” diye konuştu.
Anız yakanların farkında olmadan bindiği dalı kestiğini ifade eden Bayraktar şunları söyledi: “Anız yangınları; doğal ve tarımsal ekosistemin tahrip olmasına, topraktaki organik madde miktarının ve toprağın su tutma kapasitesinin azalmasına, su ve toprak erozyonunun artmasına, omurgalı ve omurgasız canlıların yok olmasına kısacası toprağın verimsizleşmesine ve doğanın ölümüne neden olmaktadır. Toprağın verimini topraktaki mineral, gübre ve biyolojik canlılar belirlemektedir. Anız yakmak, toprağın veriminin azalmasına neden olmaktadır. Anız yakan çiftçimiz, daha fazla gübre atmak zorunda kalmaktadır. Toprağa kazandırılmayan anız, daha fazla gübre kullanılmasına dolayısıyla maliyetin artmasına neden olmaktadır. Anız ateşinden uzak duran çiftçilerimiz, hem gübreden tasarruf etmekte hem de daha fazla verim almaktadır.”
“Sebebi ne olursa olsun kimsenin milli servetlerimize zarar vermeye hakkı yoktur”
Anız yakmanın, oksijen kaynağı ormanlara da zarar verdiğini belirten Bayraktar, son 5 yılda gerçekleşen 12 bin 604 orman yangından yüzde 7,8’e karşılık gelen 968’ine anız yangınlarının neden olduğunu belirtti. Bu süre zarfında, 3 bin 190 hektar ormanlık arazinin, anız yangını nedeniyle zarar gördüğünü belirten Bayraktar, “Milli servetlerimize sebebi ne olursa olsun kimsenin zarar vermeye hakkı yoktur. Dinimiz de canlıların yakılmasını, öldürülmesini haram kılmıştır. Anız yakmak binlerce canlıyı öldürmek demektir” diye konuştu.
Anıza doğrudan ekim
Anız yangınlarının son bulması için çiftçilere alternatif öneriler sunulması, doğrudan ekim teknolojisi gibi var olan uygulamaların yaygınlaştırılması gerektiğini belirten Bayraktar, “Toprağın sürülmeden ekim yapılmasını sağlayan anıza doğrudan ekim yöntemi yaygınlaştırılmalıdır” diye konuştu. Gelişmiş ülkelerde uygulanan bu yöntemle, kullanılan girdilerden tasarruf etmenin de mümkün olduğunu ifade eden Bayraktar, şunları söyledi:
“Anıza doğrudan ekim, verimlilik ve karlılığı artırmakta, çevreyi korumaktadır. Doğrudan ekimde geleneksel uygulamalardan farklı olarak hasattan sonra yeniden ekime kadar herhangi bir toprak işleme yapılmaz ve ekim bir önceki ürüne ait anızla kaplı alan üzerine işlem yapabilen özel mibzerler ile gerçekleştirilir. Geleneksel uygulamada tarlanın sürümü, ikileme, üçleme, tohum ekimi gibi işlemler akaryakıt sarfiyatına yol açmaktadır. Anıza doğrudan ekim yöntemi ile tek bir işlem yapılmakta bu sayede yakıt masrafı da azalmaktadır. Bu yöntem erozyonu da büyük oranda engellemektedir.
Büyükşehir belediyeleri ve il özel idareleri tarafından desteklenecek projeler ile Ziraat Odaları bünyesinde oluşturulacak makine parklarında anıza doğrudan ekim yapabilen mibzerler yer almalı, çiftçilerin hizmetine sunulmalıdır” diye konuştu.