DEVA Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ali Babacan, FOX TV’de İlker Karagöz’ün sunduğu Çalar Saat’e konuk oldu. Eşi Zeynep Babacan’ın da katıldığı programda Babacan, siyasetin sıcak gündemini değerlendirdi. Babacan, “Bir cumhurbaşkanının ve o ülkenin iç işleri bakanının görevi, şiddetin gerekçesini anlatmak değil, şiddete engel olmaktır” dedi.
Cumhur İttifakı ortaklarına da yüklenen Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istismar siyaseti yaptığını söyledi, “Sayın Bahçeli’nin bugüne kadar bu ülkeye ne faydası oldu?” diye sordu. Babacan ayrıca Millet İttifakı’nın yolsuzlukla mücadele hazırlıklarını anlattı.
‘Cumhurbaşkanı şiddeti mazur gören bir tutum ortaya koyduğunda güvenlikten bahsedemezsiniz’
Babacan şöyle konuştu:
“(İmamoğlu’na Erzurum’da yapılan saldırı) Bir ülkenin cumhurbaşkanı kendisi gibi düşünenler şiddet uyguladığında daha mazur gören bir tutum ortaya koyduğunda o ülkede güvenlikten bahsedemezsiniz. Açık söylüyorum; Erzurum’dan sonra başka bir yerde başka olay yaşanırsa, insanların canı yanarsa, insanların canına-malına zarar gelirse sorumlusu Sayın Erdoğan ve İçişleri Bakanı’dır.”
‘Şiddetin gerekçesi olamaz’
“Hem şiddeti uygulayan hem de buna mâni olmayan, ihmal edenlerle alakalı savcılarımızın derhal burada işlem yapması lazım. Duydum ki hepsi serbest kalmış. Bir cumhurbaşkanının ve o ülkenin iç işleri bakanının görevi şiddeti uygulayanları savunmak, şiddetin gerekçesini anlatmak değil, şiddete engel olmaktır. Şiddeti uygulayanlara gerekli yaptırımı sağlamaktır. Şiddet bir kırmızı çizgidir, gerekçesi olmaz.”
‘Sayın Bahçeli’nin bu ülkeye ne faydası oldu?’
“Sayın Bahçeli’nin kullandığı ‘vücuda mermi alma’ ifadeleri… Hangi çağda yaşıyoruz? Sayın Bahçeli’nin bugüne kadar bu ülkeye ne faydası oldu? Hangi konuda ne üretti? Hangi projeyi üretti? Hangi taşı, hangi taşın üzerine koydu? Sürekli bir hamaset, öfke, nefret, şiddet içeren ifadeler. Türkiye’de gençler, 86 milyon nüfus artık daha kaliteli bir siyaseti hak ediyor. Nezaket içinde, daha sakin bir siyaseti hak ediyor. O ortamı sağlamak üzere geliyoruz.”
“Kayseri’yi görünce ‘Bu iş bitmiş’ dedim”
“Hedefimiz 14 Mayıs akşamı cumhurbaşkanlığı seçimini birinci turda kazanmak, Meclis tarafında da çoğunluğu sağlayacak milletvekili sayısına ulaşmak. Alanlarda bu coşku ve heyecanı görüyoruz. Mesela Kayseri mitingi çok önemli gösterge. Havaalanından şehre giderken vatandaşlarımızın gösterdiği ilgiyi ve o koskoca meydanın hıncahınç dolu olduğunu görünce ‘Bu iş bitmiş’ dedim. Tam 21 sene önce Kayseri’yi görmüştüm ve yine değişim talebi vardı. Vatandaşlarımızın mutlaka sandığa gidip tercihlerini ortaya koymaları lazım.”
‘İstismar siyaseti yapıyor’
“Sayın Erdoğan, sürekli istismar siyaseti yapıyor. Mesela hukuk istismarı: Hukukun bütün sınırlarını zorluyor. Kamu araçlarını kendi siyasi partisi için kullanmak hukuk dışı bir iş. 86 milyonun hakkı olan kaynakların, seçim propagandasında kullanılması mümkün değil. Mesela TRT. Canlı yayınlarda Millet İttifakı’na ve Cumhur İttifakı’na ayrılan süreler arasında uçurum var. Hiçbir adalet yok, kıstas yok. Ahlaki de adil de değil. Aynı zamanda milli değerler ve dini değerlerde sürekli istismar eden bir siyaset çizgisi izliyor.”
Millet İttifakı’nın yolsuzlukla mücadele hazırlıkları
“Hem DEVA Partisi olarak yaptığımız bütün hazırlıklarda hem de Millet İttifakı olarak hazırladığımız ortak politikalar metninde yolsuzlukla mücadeleye ayrı bir bölüm ayırdık. Siyasi Etik Yasası çıkaracağız. Öncelikli konularımızdan birisi bu. Yine imar rantlarıyla alakalı yasa. Ayrıca kamu alımları… Bütün bu ihale mevzuatını Avrupa Birliği standartlarına getireceğiz. Artık eşe, dosta, ahbaba öyle ihale dağıtmak yok.”
‘Ne inkâr ne de savcılık süreci var’
“Yolsuzluk büyük bir gerçek. Bunu herkes biliyor. Somut bir iddia ortaya atıldığında, muhatabının ‘Kardeşim, yok böyle bir şey’ demesi lazım. Bir şey demediler. Çok somut iddialar varsa savcıların ersen harekete geçmesi lazım. Ne inkâr ne de savcılık süreci var.”
Zeynep Babacan: “Fiyatlar market market karşılaştırılıyor, yakından görüyorum”
Sunucu İlker Karagöz’ün davetinin ardından stüdyoya Ali Babacan’ın eşi Zeynep Babacan da konuk oldu. Babacan çifti, soruları birlikte yanıtladı.
Alım gücünün düşmesine ilişkin konuşan Zeynep Babacan, market alışverişinde gördüklerini anlatarak, “Geçen gün birisi ‘Marketler sergi gezer gibi geziliyor’ demişti. İnsanlar bakıp bakıp geçiyorlar. Bu çok üzücü bir şey. Belki eskiden hiç fiyatına bakmadan yapılan alışverişlerde fiyatlar tek tek kontrol ediliyor. Market market karşılaştırılıyor. Ben bunları yakından görüyorum. Her tür markete de gidiyorum. Çok yakından şahit oluyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Gençler hiçbir birikim yapamayacak maaş kazanıyor’
Zeynep Babacan, gençlerin yurt dışında yaşama isteğiyle ilgili bir soruya, “Hiç kimseye ‘Niye gidiyorsunuz?’ diyemiyorum. Bizim çocuklarımız da gitmek istediklerini söylediklerinde ‘Gitmeyin, burada kalın’ diyemedik. Burada bütün gününüzü geçirdiğiniz bir işiniz var, iyi bir üniversiteden mezunusunuz, iş tecrübeniz var ama gençler ona rağmen hiçbir birikim yapamayacak şekilde maaş kazanıyor. Yetiyorsa bile birikime yer kalmıyor. Oralarda düşünmeden alışveriş ediyor, hafta sonu bir yerlere günübirlik gidip gelebiliyorlar. Bunları bütçe kaygısı olmadan yapıyorlar. Gençlere, ‘Kalın ve burada sıkıntı yaşayın’ diyemiyoruz ama bu ilelebet böyle olacak demek değil. Oraya gidenler tecrübe kazansın, dünyayı görsün ama dönsünler tabii ki” diye karşılık verdi.
‘Değişime şans verileceğini düşünüyorum’
14 Mayıs seçimlerine ilişkin de konuşan Zeynep Babacan şu ifadeleri kullandı:
“Çok güçlü bir değişim isteği olduğunu görüyorum. Toplum çok politize olmuş durumda, herkes her şeyi takip ediyor. Konu hep siyasete geliyor. Artık ‘Yeni bir kapı açılsın, denensin en azından başka ne olabiliyor bu ülkede’ deniliyor. Bir rahatlık görmek istiyorlar, en azından onun ihtimalini görmek istiyorlar. O şansı vereceklerini düşünüyorum.”
‘İlk turda bitirelim’
“Çok kritik bir seçim. Herkesin makul ve akıllı bir seçim yapmak için oy kullanacağına inanıyorum. Öyle olmasını istiyoruz, dua ediyoruz. İlk turda bu ortam daha da gerilmeden, huzur daha fazla bozulmadan bir an önce bitirelim. Bunları geride bırakalım.”