ABD'nin petrol yaptırımları İran ekonomisini vurdu

ABD'nin nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesi ve uygulamaya koyduğu yaptırımların ardından İran'da ekonomik sorunlar derinleşiyor.

ABD'nin petrol yaptırımları İran ekonomisini vurdu
banner98

ANKARA (AA) - ABD'nin nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilerek yürürlüğe koyduğu geniş çaplı yaptırımlar, İran'da ekonomik sorunları derinleştirdi. İran ekonomisinin can damarı petrol sektörünü hedef alan yaptırımlardan bir yıl sonra Tahran yönetimi, ABD'nin tek taraflı adımlarına karşı Avrupa'nın gerekli önlemleri almasını bekliyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşmadan çekilme kararının ardından açıkladığı ambargolar geçen yıl 7 Ağustos ve 5 Kasım olmak üzere iki aşamayla devreye girdi. ABD, ilk aşama yaptırımlarla İran'ın dolar, altın ve değerli madenlere erişimini yasaklarken, bu ülkenin çelik, kömür, alüminyum ticareti ile otomotiv ve sivil havacılık sektörlerini de hedef aldı. 5 Kasım'da getirilen ikinci aşama yaptırımlarla da Tahran'ın petrol ve enerji ticareti darbe aldı.

Washington, petrol yaptırımlarının hayata geçmesinden bir kaç gün sonra İran'dan petrol ithal eden Türkiye, Çin, Japonya, Güney Kore, Tayvan, Hindistan, İtalya ve Yunanistan'ı 6 ay süreyle petrol yaptırımlarından muaf tuttu. Bu sürede İran petrolünün küresel pazara akışı devam etse de günlük petrol ihracatı yaklaşık 1 milyon varil düştü.

Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 8 ülkeye tanınan 6 aylık muafiyet uzatılmadı. ABD, 2 Mayıs'tan itibaren Tahran'dan petrol sevkiyatına devam eden ülke ve şirketleri yaptırım uygulamakla tehdit etmesiyle İran'ın petrol ihracatı hızla düşüşe geçti.

İran'ın petrol ihracatı yüzde 82 azaldı

İran Ulusal Petrol Şirketinin verilerine göre, ülkenin yaklaşık 158 milyar varil ham petrol, 34 trilyon metreküp de doğal gaz rezervi bulunuyor.

Venezuela ve Suudi Arabistan'ın ardından Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünde (OPEC) en büyük üçüncü petrol rezervine sahip İran, dünyada Kanada'nın ardından en büyük dördüncü büyük petrol rezervine sahip ülke konumunda.

İran Petrol Bakanlığının istatistiklerine göre, ABD anlaşmadan ayrılmadan önce ülke Nisan 2018'de günlük 2,8 milyon varil ham petrol ve kondensat ihracat ediyordu.

İran'ın ihracat miktarı üçüncü ülkelerin verilerine göre, bu yıl eylül ayına gelindiğinde günlük 500 bin varilin altına indi. Buna göre, Tahran'ın petrol ihracatı yaptırımlardan sonra günlük 2,3 milyon varil kayıpla yüzde 82 düştü.

ABD'nin İran Özel Temsilcisi Brian Hook, petrol yaptırımları nedeniyle İran'ın bu sektördeki gelirinin azaldığını belirterek, "Sadece petrol yaptırımları İran rejimini yıllık 50 milyar dolar gelirden mahrum bırakacak. Baskılar devam edecek ve bu baskılar İran rejimi için sürdürülebilir değil." ifadelerini kullandı.

Çin İran'dan petrol sevkiyatlarını azalttı

Tahran'ın en büyük iki müşterisi Hindistan ve Çin'in yaptırımlardan sonra İran'dan petrol ithalatı ciddi oranda azaldı. İran, özellikle Çin'e petrol ihraç etmeye devam ediyor ancak petrol sevkiyatlarını gizli tutuyor. Bu yüzden İran'ın petrol ihracat rakamları net şekilde tespit edilemiyor. Çin Genel Gümrük İdaresinin verilerine göre, ABD anlaşmadan çekilmeden önceki süreçte İran'dan günlük yaklaşık 800 bin varil ham petrol ithal eden Çinli şirketler, bu yılın eylül ayında 250 bin varil petrol ithal etti.

Hindistan'ın ise İran'dan az miktarda petrol almaya devam ettiği sanılıyor. AB ülkeleri ile Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler her ne kadar yaptırımlara karşı olsa da ABD'nin tehditleri sonucu petrol sevkiyatlarını tamamen durdurdu.

İran para biriminin değer kaybı durdu

Geçen yıl mayıs ayında serbest piyasada 6 bin 500 tümen seviyelerinde olan 1 ABD doları yine geçen yıl eylül ayında 19 bin tümene kadar yükseldi. Daha sonra tümen karşısında tekrar düşüşe geçen dolar kuru 11 bin 300 tümen seviyelerine kadar geldi. Buna göre, İran para birimi bu süreçte dolar karşısında yüzde 73 değer kaybetti ancak büyük değer kayıpları eskiye oranla azaldı.

İran ekonomisindeki kriz yalnızca ulusal paranın dolar karşında değer kaybıyla sınırlı kalmadı. Para biriminde yaşanan değer kaybı dış ticareti zora sokarken enflasyonun yükselmesine ve ekonominin daralmasına neden oldu.

İran Merkez Bankasının verilerine göre, İran ekonomisinde nükleer anlaşmanın devreye girdiği 2016'da yüzde 12,5, 2017'de ise yüzde 3,7 büyüme gerçekleştirdi. 2018'de ise ekonomi yüzde 3,9 küçüldü. Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünümü raporunda İran ekonomisindeki daralmanın bu yıl yüzde 9,5'e çıkacağını açıkladı.

Ülkede enflasyon, 2016'da nükleer anlaşmanın yürürlüğe girerek yaptırımların kaldırıldığı dönemde 26 yıl aradan sonra ilk kez yüzde 9'a geriledi. ABD'nin geçen yıl anlaşmadan çekilerek yaptırımlar uygulamasıyla ise enflasyon yüzde 52,1'e kadar çıktı. İran İstatistik Merkezinin verilerine göre, eylül ayına gelindiğinde son bir yıllık enflasyon yüzde 42 oldu. Enflasyonun kontrol edilememesi alım gücünü doğrudan etkiledi. İran'da bu yıl 1 milyon 516 bin tümen olarak belirlenen asgari ücret, ABD anlaşmadan çekilmeden önceki süreçte dolar bazında yaklaşık 200 dolara eşitken söz konusu rakam bugün itibarıyla serbest piyasa kuruna göre 134 dolara gerilemiş durumda.

Avrupa ülkeleri beklentileri karşılamadı

Nükleer anlaşmanın Avrupalı tarafları Almanya, Fransa ve İngiltere'nin İran'la ticareti kolaylaştırmak ve Avrupalı şirketleri ABD'nin yaptırımlarından korumak için yılbaşında kurdukları AB destekli Instex adlı ödeme mekanizmasının sadece gıda ve ilaç ticaretini kapsaması İran'ın tepkisini çekti. Petrol ve bağlı ürünleri kapsamayan Instex ise hala devreye girmedi.

Avrupa'yı ABD'nin İran aleyhindeki adımlarına karşı etkisiz kalmakla eleştiren Tahran yönetimi, anlaşmanın tarafı BM Güvenlik Konseyi üyeleri ve Almanya'dan mutabakatın korunmasını istedi ancak beklentisi karşılanmadı. Bunun üzerine Tahran yönetimi, 8 Mayıs'ta anlaşmanın taraflarının İran'ın çıkarlarını koruyacak adımlar atana kadar iki aylık sürelerle anlaşmadaki taahhütlerini azaltma sürecine gideceğini açıkladı.

İran'ın nükleer anlaşmadaki taahhütlerini azaltma süreci

İran, bu kapsamda mutabakatta belirtilen uranyum stok miktarını 1 Temmuz'da, zenginleştirilmiş uranyum limitini ise 8 Temmuz'da aştığını duyurdu. Tahran yönetimi, 7 Eylül'de anlaşmadaki taahhütlerini azaltma kararının üçüncü adımı olarak uranyumu yüzde 20'den fazla zenginleştirme kapasitesine sahip gelişmiş santrifüjler kullanacaklarını açıkladı.

Uranyumu yüzde 20 saflıkla zenginleştirmek nükleer bomba üretimi için gerekli yüzde 90 saflıkta parçalanabilir uranyuma ulaşmak için önemli bir eşik kabul ediliyor. İran, nükleer anlaşmanın Avrupalı taraflarının ABD yaptırımlarına karşı petrol satışına imkan sağlayamaması halinde kasım ayının ilk haftasında anlaşmadaki taahhütlerini azaltmada dördüncü adımı atmayı planlıyor.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0