Evet:
Erken seçim diye 6 lı masa hep söyleyip duruyor.
Erken seçim olursa ne olur?
Olmaz ise ne olur?
Bunun bir analizini yapalım.
Çok haklı olarak insanlar, bir an önce erken seçim yapılarak Türkiye’nin nefes almasını sağlayacak bir değişimin gerçekleşmesini bekliyor. Bunun için de muhalefeti oluşturan 6’lı masanın iktidarı erken seçime zorlamasını istiyor.
Elbette toplum beklentilerinde sonuna kadar haklı, zira insanlar günlük hayatlarını idame ettirmekte bile zorlanıyorlar. Dolayısıyla evinin asgari ihtiyaçlarını bile karşılayamayan ailelerin feryatlarını duymamak mümkün değil. Muhtemelen bu yakıcı tablo 2023 Haziran’ında yapılacak bir seçime kadar daha da derinleşecek.
Eğer iktidar sonbaharda erken seçim yapmayı göze alamazsa, 2023’te yaklaşmakta olan büyük bir çığ dalgasının altında kalabilir.
Kısacası “faiz sebep, enflasyon sonuç” fantezisiyle çıkılan yolun sonuna gelindi ve uçak dağa çarpmak üzere…
Ekonomist Kerim Rota, Amerikan Merkez Bankası FED’in 28 yılın en yüksek faiz artışını gerçekleştirmesinin ardından, Türkiye’de iktidarın dövizi dengede tutabilmek için bir günde 1.72 milyar dolar satış yaptığını belirtti. Rota diyor ki: “Bunun sürdürülebilir olmadığını, sonunun felaket olduğunu tekrar hatırlatalım. Baş sorumluları da hükümet, TCMB Başkanı, PPK üyeleri ve tüm ekonomi yönetimidir."
Memleketin içine düştüğü bu durum hiç hayra alamet değil, dolayısıyla iktidar sonbaharda erken seçim yapmak zorunda kalabilir. Ankara kulislerinden yansıyan bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Temmuz’da ‘erken seçim’ çağrısı yapabilirmiş…
Mantıksal olarak böyle bir yaklaşıma prim vermemekle birlikte, ekonomideki çaresizliğin iktidarı erken seçime mecbur bırakacağını da bir yere not etmekte yarar var.
Unutmayalım, iktidarın erken seçim çağrısı yapması demek “Artık ben zamlara, enflasyona, işsizliğe çözüm üretemiyorum ve havlu atıyorum” anlamına gelir ki herhalde hiçbir iktidar kolu-kanadı kırık bir şekilde seçime gitmek istemeyecektir. Çünkü bu aynı zamanda iktidarın her gün pırıltılı cümlelerle sunduğu ‘büyük Türkiye’ iddialarından da vazgeçmesi demektir.
Eğer iktidar 2023’ün kendisi için daha da karamsar bir tablo yaratacağını görüp teslim bayrağını çekerek erken seçim çağrısı yaparsa, karar konusunda parlamentoda yeterli çoğunluğu olmadığı için doğal olarak muhalefetten destek isteyecektir. Her gün erken seçim çağrısı yapan muhalefet de rahatlıkla destek verecektir.
Evet Türkiye’yi daha zor günler bekliyor, dolayısıyla Cumhur İttifakı’nın özellikle ekonomide yaratacağı tahribatın önlenmesi açısından erken seçim bir çıkış yolu olabilir.
Bu açıdan bakıldığında muhalefetin erken seçim istemesi makul olmakla birlikte, ekonomide bütün rasyonel çözümleri elinin tersiyle iten iktidarın bir kışı daha böyle geçirmesi 2023 seçimlerini muhalefete altın tepside ikram etmesi anlamına gelir ki bu ülke açısından belki de daha hayırlı olur. İşte tam da bu yüzden muhalefet erken seçim için acele etmese iyi olur…
Çünkü insanların yoksulluğa tahammül sınırı çoktan aşılmış bulunuyor. Bırakın bir kışı geçirmeye, insanların bir ayın sonunu getirmeye bile mecali kalmamış durumda.
Ama iktidarın da büyük hayalleri, büyük projeleri var… Geçtiğimiz hafta cumhurbaşkanı Erdoğan, yüzde 51’i yerli olan TOGG marka otomobili bu yılın sonuna kadar üretim bandından indirerek hizmete sunacaklarını açıkladı. Gerçi milletin alım gücü düştüğü için bu otomobili kimlerin alabileceği pek belli değil ama olsun…
Bir kaç hafta önce Cumhurbaşkanı Erdoğan Karadeniz gazının 2023’te günlük 10 milyon metreküpünün sisteme gireceğini açıkladı. Her ne kadar sınırlı miktardaki rezervin ne kadar maliyet ödenerek çıkarılacağı bilinmese de…
Ve tabii ki bir de ‘ay’a başlatacağımız fetih yolculuğu var.
Muhtemelen iktidar bu projelerin meyvelerini toplayabilmek için seçimlerin zamanında yapılmasını kendisi açısından daha faydalı olacağına inanmaktadır.
Eğer millet de iktidar da ekonomik krizden sağ salim yaza çıkabilirse…
Gelen ek bütçe ortada..
Tamamı vergi zamlarından karşılanacak
Mükemmel bir yaklaşım, tebrikler ve teşekkürler