İSTANBUL (AA) - Bilişim teknolojilerinde dünya devi Ericsson, gelecek 5 ila 10 yılda global endüstriyi şekillendirecek teknolojileri üretmek üzere hayata geçirdiği küresel araştırma laboratuvarlarının 11'incisini Türkiye'de kurdu.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) iş birliği ile hayata geçen Ericsson Araştırma Türkiye Laboratuvarı, Milli Teknoloji Hamlesi'ne destek olarak Türkiye'yi küresel teknoloji üssü haline getirmeyi hedefliyor.
Laboratuvarın açılış etkinliğinde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, milli teknoloji ve güçlü sanayi vizyonuyla bakanlık olarak çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına yükseltme amacıyla çalıştıklarını dile getiren Kacır, küresel endüstride yaşanan dijital değişimlere ayak uydurmak için faaliyetlerini sürdürdüklerini anlattı.
Kacır, Endüstri 4.0 gibi politikaların ülkeler tarafından hayata geçirildiğini kaydederek, "Biz de başka ülkelerin politikalarını kopyalamak yerine Milli Teknoloji Hamlesi başlığıyla kendi yetkinliklerimizi, kabiliyetlerimizi, kaynaklarımızı ve hedeflerimizi dikkate aldığımız kendi politika çerçevemizi takip ediyoruz." dedi.
"Bugünün teknolojilerini değil bugünden 5-10 yıl sonrasını hedefleyen işlere öncelik vereceğiz." diyen Kacır, şu ifadeleri kullandı:
"Nihai hedefimiz; Türkiye'yi sanayi teknolojisinde lider bir Ar-Ge ve üretim üssü haline getirmek. Bunu yaparken günceli çok iyi takip etmek, kabiliyetlerimizi ölçerek fırsatlar en iyi şekilde değerlendirmek gerekiyor. Dolayısıyla bugün açılışını yaptığımız merkezin, Milli Teknoloji Hamlemizin, 'insan kaynağının geliştirilmesi' ve "altyapının geliştirilmesinde' ana hedeflerine ulaşmamızda önemli fırsatlar sunacağı düşüncesindeyim. Memnuniyet verici diğer gelişme ise bu merkezin Ericsson Araştırma'nın küresel anlamdaki 11. araştırma laboratuvarı olması."
Kacır, söz konusu merkezin "ağ mimarisi ve protokolleri" ile "güvenlik" alanlarında Türkiye merkezli üretim yapacağı bilgisini verdi.
- "Kilit rol oynayacak"
Kacır, Ericsson Türkiye'nin İstanbul, Ankara ve İzmir'de halihazırda 450'ye yakın Ar-Ge personelinin bulunduğunu Ar-Ge merkezlerine sahip olduğunu belirterek, "Bunların yanısıra bugün açılan araştırma laboratuvarıyla istihdam edeceği araştırmacılar, ortak projeler üreteceği akademisyenler, yükseklisans ve doktora öğrencileri ile yeni iş modellerinin geliştirilmesinde inanıyorum ki kilit rol oynayacak." diye konuştu.
Türk araştırmacıların, bu merkezde yürütülecek uluslararası projelere makale, tez ve patent üreterek bilgi ve iletişim teknolojilerinde uluslararası standardizasyona doğrudan katkı sağlayabileceğini söyledi.
Kacır, bu isabetli karar ve TÜBİTAK'ın desteğiyle kurulan laboratuvarın ülke için önemli bir katma değer oluşturacağını bildirdi.
- "Türkiye'de bilginin gelişimine katkı sunacak"
Ericsson Ortadoğu ve Afrika Başkanı Rafiah İbrahim, Ericsson Araştırma Türkiye Laboratuvarı'nın şirketin dünyada açılan 11. laboratuvarı olduğunu belirterek, burada Ar-Ge mühendislerince üretilen patentli yazılımların sadece Türkiye'de değil küresel hizmet sağlayıcılar tarafından kullanılacağını söyledi.
"Yüzde 10 yerel ile başladık fakat daha fazla araştırma mühendisi istihdam edeceğiz." diyen İbrahim, burada ağ mimari protokolü ve güvenlik alanlarına odaklanacaklarını bildirdi.
İbrahim, "Burada önümüzdeki 5-10 yılda sektörün ihtiyaçlarının neler olacağı düşünülerek geliştirilecek. Yani 5G ve nesnelerin interneti için bundan sonraki 5-10 yıllık ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak geliştirilecek." dedi.
Türkiye için bu laboratuvarın son derece önemli olduğunu dile getiren İbrahim, "Çünkü bütün bilim insanlarına, araştırmacılara, akademisyenlere sadece bilgi sağlama ile kalmayıp dünya geneline katkı sağlama konusunda yardımcı olacak. Dolayısıyla bu durum Türkiye'de bilgisinin gelişmesi açısından büyük katkı sunacak." diye konuştu.
- "Laboratuvarla olağanüstü bir potansiyel doğacak"
İbrahim, projede TÜBİTAK ile güçlü bir iş birliği yaptıklarını belirterek, bununla birlikte laboratuvarı çok sayıda kuruma açacaklarını, hatta kendi Ar-Gesi olanlar dahil operatörlerin projeye katılabileceğini söyledi.
Türkiye'nin Ericsson için çok önemli bir ülke olduğunu vurgulayan İbrahim, şunları kaydetti:
"Biz, 120 yıldır buradayız. Dolayısıyla görünüyor ki biz bu ülkenin büyük potansiyeline inandığımız için yatırım yapıyoruz. Aynı zamanda burada bir yetenek potansiyeli var. Üniversiteler çok iyi kaynaklar sağlıyorlar burada.Ericsson'a genel anlamda katkı sağlayabilecek durumdalar. Türkiye'ye yatırım yapmayı, yatırımlarımızı sürdürmeyi kesinlikle istiyoruz. Artı son yıllarda mobil sektördeki gelişmelere bakacak olursak Türkiye gerçekten önde. Nesnelerin interneti ile ilgili çözümlerde Türkiye çok yaratıcı. Bunlar sadece var olan teknolojileri kapsamıyor. Yani 3G, 4G haricinde halihazırda başlatılmış olan 5G'ye doğru bir gidişat süreci var. Burası gerçekten önemli bir pazar. Türkiye için değil aynı zamanda Orta Doğu ve Afrika için de önemli bir pazar."
İbrahim, araştırma laboratuvarının açılmasıyla olağanüstü bir potansiyel doğacağını belirterek, herkesin artık bu araştırmaların Türkiye'den geldiğini bileceğini söyledi.
Rafiah İbrahim, 5G'de yaşanan gelişmelere değinerek, 2024 itibarıyla 1,5 milyar 5G abonesinin bulunacağını, popülasyonun yüzde 40'ının 5G kullanıyor olacağını aktardı.
- "5G ve ötesi konularında önemli çalışmalar yapılacak"
TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, Ericsson Araştırma Türkiye Laboratuvarı'nın TÜBİTAK'ın "TEYDEB 1515 - Öncül Ar-Ge Laboratuvarları Destekleme Programı" kapsamında hayata geçtiği bilgisini verdi.
Türkiye'de 2003'ten sonra Ar-Ge çalışmalarına verilen önem ve desteğin arttığından bahseden Mandal, bu kapsamda verilen desteğin yıllık 150 milyon liradan 2018 itibarıyla 1,6 milyar liraya yükseldiğini söyledi.
Mandal, Türkiye'nin son 10 yıldaki orta yüksek teknolojiye sahip ürün üretiminde sağladığı ilerlemeden bahsederek, TÜBİTAK'ın destek mekanizmanları ile daha fazla bilgi üretme hedefi taşıdıklarını anlattı.
Ericsson Araştırma Türkiye Laboratuvarı'nda TÜBİTAK'ın destek kapsamında olan "ağ mimarisi ve protokolleri" ile "güvenlik" alanlarının öne çıkacağını kaydeden Mandal, "5G ve ötesi alanında çalışmalar yapılacak. Bizim beklentimiz hem bilgi ve teknoloji üretimi anlamında var. Aynı zamanda diğer 10 laboratuvar ile ilgili iş birliği platformunun geliştirilmesi." diye konuştu.
- "İsveçli şirketler Türkiye'de üretim yapıp ihracat gerçekleştiriyor"
İsveç'in İstanbul Başkonsolosu Therese Hyden, İsveç'in nüfusunun 10 milyon olduğunu belirterek, yenilikçilik ve icatlar konusunda harika bir geçmişlerinin bulunduğunu söyledi.
İsveç'in refah ve milli servetinin büyük bir kısmının yenilikçilik ihraç eden şirketlere dayandığını dile getiren Hyden, tüketici ürenleri ve yüksek teknolojili ürün üreten çok sayıda şirketlerinin bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin de Ericsson olduğunu, Ericsson'un bu anlamda dünyanın da önde gelen şirketleri arasında yer aldığını bildirdi.
Hyden, İsveç'in önemli şirketlerinin Türkiye'de faaliyet gösterdiğini kaydederek, "Türkiye'de üretim yapıp dünyaya ihracat gerçekleştiren birçok İsveçli şirket var. Bu şirketler iki ülke ekonomilerine katkı sağlıyorlar." dedi.
Ericsson'un Türkiye'ye gelen ilk şirket olarak öncülük görevi yaptığını ifade eden Hyden, Dolmabahçe Sarayı'ndaki ilk telefon hattını Ericsson'un kurduğunu, şirketin o zamandan bu yana sadece teknoloji sağlamadığını yatırımcı olarak da faaliyetlerini sürdürdüğünü aktardı.
Hyden, Ericsson'un Türkiye'de Ar-Ge faaliyetlerinden bahsederek, "Ericsson ve diğer İsveçli şirketlerin Türk hükümeti tarafından sağlanan bu güzel yatırım imkanlarını ve teşvikleri bu kadar güzel değerlendirip güzel yatırımlara çevirdiğini görmek bizleri de mutlu ediyor." dedi.
"Ericsson'un sahip olduğu yaratıcı ekosistem fikrini ve derin deneyimlerini Türkiye'deki araştırmacı ve üniversitelerle iş birliği yaparak paylaştığını görmek gerçekten çok güzel." diyen Hyden, bu iş birliğinin tüm taraflar için verimli sonuçları olacağını sözlerine ekledi.
- "Bilimsel katkıları ile uluslararası bilinirliğe sahip olacak"
Ericsson Türkiye Ar-Ge Direktörü Fatma Özdemir Canverdi, bu adımları atarken TÜBİTAK'ın kendilerine verdiği desteklerden bahsederek, "Ericsson Araştırma Türkiye Laboratuvarı, TÜBİTAK TEYDEB 1515 - Öncül Ar-Ge LAboratuvarları Destekleme Programı kapsamında desteklenen Türkiye BİT sektöründeki ilk araştırma laboratuvarıdır." dedi.
Bu araştırma laboratuvarının bugüne gelmesinin yıllar aldığını dile getiren Canverdi, laboratuvarda çok önemli işlere imza atılacağını söyledi.
Ericsson Araştırma Türkiye Laboratuvarı direktörü Henrik Almeida, şirketin araştırma biriminden bahsederek, Ericsson Araştırma'nın şirketin patentlerinin yüzde 50'sinden fazlasını ürettiğini söyledi.
Almeida, Ericsson Araştırma Türkiye Laboratuvarı'nın servis sağlayıcılar ve KOBİ'ler ile bir ekosistem oluşturacağını, toplumun uzun vadedeki geleceği için yeni fırsatlar sağlayacağını, bilimsel katkıları ile uluslararası bilinirliğe sahip olacağını anlattı.
Türkiye'de araştırma laboratuvarında iki konuya önem vereceklerini ifade eden Almeida, bunları ağ mimarisi ve protokolleri ile güvenlik olduğunu bildirdi.
Almeida, laboratuvarda üniversiteler ve nemli akademisyenlerle iş birliği yapacaklarını kaydederek, bu akademisyenleri tanıttı. İş birliğinin önemine dikkati çeken Almeida, "Bizim kapımız her zaman iş birliğine açık. Gelin birlikte geleceği şekillendirelim." diye konuştu.
- Türkiye’yi küresel teknoloji üssü haline getirmeyi hedefliyor
Ericsson, gelecek 5 ila 10 yıl içinde global endüstriyi şekillendirecek teknolojileri üretmek üzere hayata geçirdiği küresel araştırma laboratuvarlarının 11'incisini Türkiye'de kurdu.
TÜBİTAK iş birliği ile hayata geçen proje, Milli Teknoloji Hamlesi'ne destek olarak Türkiye'yi küresel teknoloji üssü haline getirmeyi hedefliyor.
Açılışı gerçekleştiren laboratuvar, Türk araştırmacılara yeni uluslararası patent ve araştırma yayınlama fırsatı sunarak, küresel ölçekteki araştırma ve standartlara doğrudan katkıda bulunacak.
TÜBİTAK'ın "TEYDEB 1515 - Öncül Ar-Ge Laboratuvarları Destekleme Programı" kapsamında hayata geçen laboratuvar, Türkiye bilgi teknolojileri ve iletişim sektöründe bu program kapsamında desteklenen ilk araştırma laboratuvarı olma özelliğine sahip.