Türkiye'de havacılık sektörünün geliştirilmesinin ve büyütülmesinin kolay olmadığına işaret eden Arslan, şöyle devam etti:
"Çok cesur adımlar atılması gerekiyordu. Bu kararların en büyüğü havacılığın serbestleştirilmesiydi. Arkasından yap-işlet-devret (YİD) uygulamaları geldi. Biz bunları yaparken tabii birileri de 'Devlet özelleşiyor', 'Devlet satılıyor' diye eleştiriler yapıyorlardı. Bugünlere gelmek elbette kolay olmadı ama cesaret ve kararlılıkla ülkenizin menfaatine olduğuna inandığınız adımları atarsanız, şüphesiz ki büyük başarılar ardından gelir. Yine havacılığımızı daha da büyütmek için bir dev adım daha attık ve İstanbul'a dünyanın en büyük havalimanını inşa ediyoruz. Bu kararımıza da gerek ülke içinden gerekse dışından birçok muhalif çıktı ve havalimanını inşa ettirmemek için ellerinden geleni yaptılar. Biz tereddüt dahi göstermeden yolumuza devam ettik ve kısa süre sonra havalimanımızı hizmete açacağız. İşte bu gelişmeler DHMİ Genel Müdürlüğünü de büyüttü ve artık dünyaya açılma zamanı geldi."
Serbestleşme kararı ve ardından YİD modeli uygulamalarıyla özel sektöre imkan tanıdıklarını anımsatan Arslan, böylece DHMİ Genel Müdürlüğüne yeni rakipler oluştuğunu ve bu rekabetin kurumun da önünü açtığını dile getirdi.
Arslan, dünyada YİD modelinin "Türk modeli" olarak tanındığını ve bu modeli özel sektörde yer alan işletmecilere ve hatta dünyaya öğrettiklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Karşılıklı sinerji yarattık. Bütün bunlar bir devrimdi. Bu devrimin ikinci basamağı kısmi özelleştirmelerdi. Bunlarla ilgili de yine Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın desteğiyle kanuni düzenlemelerimizi yaptık. Bu düzenlemelerden sonra YİD ile özel sektöre yaptırdığımız tesislerin işletme haklarını imzalanan kira sözleşmeleri kapsamında yeniden onlara devrettik. Böylece kamu-özel iş birliği modelini yaygınlaştırarak yurt içinde diğer sektörlere de mihmandarlık yaptık. Şimdi sıra yurt dışına geldi. Bunun için de her türlü altyapımız hazır."
Arslan, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla DHMİ Genel Müdürlüğüne yurt dışında şirket kurabilme yetkisinin verildiğine dikkati çekerek, bu sayede kurumun dünyaya açılmasının önündeki engellerin de kalktığını bildirdi.
Söz konusu şirketin kurulmasıyla birikimlerin yurt dışında pazarlanacağını anlatan Arslan, bunu 2 türlü yapacaklarını anlattı.
Bakan Arslan, şunları kaydetti:
"Birincisi, sahip olduğumuz birikimi ülkelere ve bu ülkelerin firmalarına öğretmek ve bunun karşılığında ülkemize yeni bir gelir kalemi yaratmak. İkincisi ise 'Artık yurt dışı pazarında DHMİ de var' dedirtebilmek, yurt dışındaki ihaleleri takip etmek ve bunları alarak iş hacmini genişletmek için yapılanmak. Bunun altyapısını biz daha önce oluşturduk, mevzuatımızı hazırladık. Artık bu aşamadan sonra bir iş geliştirme birimi oluşturacağız. Burada arkadaşlarımız dünya pazarlarını araştıracak, yurt dışındaki fırsatlara bakacak, açılan ihaleleri takip ederek DHMİ'nin sahip olduğu bilgi birikimi çerçevesinde bu pazarlara girmek için gerekli modelleme yöntemlerine çalışacak ve gerektiğinde yeni iş birliklerinin oluşması için yönetime öneri paketi hazırlama faaliyetlerinde bulunacaklar."
Bundan sonraki hedeflerinin, DHMİ'nin küresel markaya dönüşmesi olduğunu belirten Arslan, "Bu bizim için son derece önemli. Sıradaki hedefimiz bu, inşallah gerçekleştireceğiz." ifadesini kullandı.
Arslan, yurt dışı merkezli kurulacak DHMİ şirketinin sermayesinin 100 milyon dolara kadar artırılabileceğini, şirketin sermayesinin yüzde 50'sinden fazlasının, yönetim yetki ve sorumluluklarının DHMİ'ye ait olacağını dile getirdi.
Kurulacak şirketin nominal sermayesinin, DHMİ Yönetim Kurulu tarafından ilgili ülke mevzuatına uygun olarak yılın Genel Yatırım ve Finansman Programı'nda yer alan hedeflere uygun tespit edileceğine işaret eden Arslan, söz konusu şirketin bu yılın ilk yarısında faaliyete geçmesinin planlandığını söyledi.
Arslan, şirketin kurulacağı ülkenin, pazarlanacak ana faaliyet konuları ve ülkelerin serbest ticaret anlaşmalarına göre belirleneceğini kaydetti.
Güncelleme Tarihi: 19 Şubat 2018, 10:05