Ekonomik sıkıntıların sosyal, siyasal ve güvenlik sorunlarına dönüştüğü İran'da devlet ricali, sorumluluğu birbirine atarken ülke yönetiminin kilit noktalarını elinde tutan muhafazakar kanat, son dönemde yaşanan krizleri reformistlerin desteklediği Ruhani hükümetini yıpratmak için kullanıyor.
Dış politika, yargı, asker, istihbarat ve medya gibi önemli noktalarda söz sahibi "Velayeti Fakih" lider Ali Hamaney'in eleştirilmesinin pahalıya mal olduğu İran'da, sahip olduğu sınırlı yetkilere rağmen seçimlerde yapamayacağı sözler veren Cumhurbaşkanı Ruhani ve hükümetinin hedef tahtasına konulması kaçınılmaz oldu.
AA'ya yaptığı açıklamada halkın Cumhurbaşkanı Ruhani'nin başarılı olabileceğinden şüphe içerisinde olduğunu dile getiren Muhammedi, Ruhani'nin seçim döneminde verdiği sözleri tutmadığını, muhaliflerin kötü gidişattan Ruhani'yi sorumlu tuttuklarını değerlendirdi.
Muhammedi, "Değişim, doğru yönetim, özgürlüklerin genişletilmesi ve İran'ı ekonomik yaptırım ve savaşlardan koruma gibi sloganlarla seçimlerde halktan oy alan Ruhani, bugün, halk tarafından başarısız olmakla suçlanıyor." dedi.
Ruhani seçim vaatlerini yerine getirmedi
Seçim konuşmalarında dünyayla diyaloğu ön plana çıkaran, sansür ve internetin şifrelendirilmesine karşı çıkan, askerlere ekonomiden el çektireceğini söyleyen ve yargı erkini eleştiren Ruhani'nin, reformist lider Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi Kerrubi'nin ev hapsine son verilmesi için gerekli çabayı göstermediğine işaret eden Muhammedi şöyle devam etti:
"Halk, sözlerini yerine getiremeyen Ruhani'yi ülkeyi geriletmekle suçluyor. Nükleer anlaşmanın imzalanmasıyla kaldırılan yaptırımlar geri gelecek. Son birkaç ayda İran parası şiddetli bir şekilde değer kaybetti. Halk, ekonomik kazanımlarını yitirdi. Askerler hâlâ siyasi ve ekonomik alanda yerlerini koruyor. İnternetin sınırlandırılması hiç olmadığı kadar arttı. Komşu Arap ülkelerle ilişkiler son 40 yılın en kötü dönemini yaşıyor."
Doların ani yükselişini protesto eden Tahran esnafının eylemleri sırasında polisin bazı mağazaların camlarını kırması ve halkın araçlarına zarar vermesine İçişleri Bakanı Abdurrıza Rahmani Fazli'nin, "Gösterileri bastırmak için bu gibi gelişmeler normaldir." şeklindeki yaklaşımına değinen Muhammedi, böyle bir olayın muhafazakar Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad döneminde dahi yaşanmadığını söyledi.
Muhammedi, su, hava kirliliği ve ekonomik sorunlarla halkın sokağa dökülmesinin yaklaşık 6 yıldan bu yana ev hapsindeki Musevi ve Kerrubi'nin ev hapsine son verileceği vaatlerini unutturduğunu vurguladı.
Başarısızlığın faturası
Ruhani'nin, nükleer anlaşmanın yapılmasıyla ekonomik yaptırımların kalkacağını, bu yolla ülke sorunlarının birçoğunun hallolacağını, böylece halkın teveccühünü kazanacağını düşündüğünü dile getiren Muhammedi, "Böyle olmadı. Anlaşmaya atılan imzanın arkasındaki asıl kişi (Lider Hamaney), sadece imza atılmasına izin verdiğini, anlaşmanın içeriğinden memnun olmadığını ve İran devletinin haklarının tam manasıyla korunmadığını dillendirdi." dedi.
Muhammedi, şunları söyledi:
"Donald Trump'ın işin başına gelmesi ve ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesiyle İran, "eksik" kabul ettiği anlaşmayı inanamadığı bir şekilde kaybetti. ABD'nin anlaşmadan çıkmasının faturası Ruhani hükümetine kesildi. Ruhani, ABD'nin anlaşmadan çıkamaması için gerekli tedbirleri almamakla suçlandı. Ruhani, ülke ekonomisinin düzelmesine katkı sağlayacak önemli faktörlerden biri olan yabancı sermayeyi ülkeye çekmeye çalışırken yabancı şirketleri ekonomik nüfuzun unsurları olarak değerlendiren muhafazakarlar, peş peşe yaptıkları açıklamalarla yabancı şirketleri rahatsız edip ülkeye gelmelerini engellediler. Ruhani ve Dışişleri bakanı Cevad Zarif, dünya ülkelerinin yöneticileri ve şirketleriyle İran'ın normalleşme yolunda hareket ettiğini anlattıkları görüşmeler yürütürken muhafazakarlar, bu görüşmeleri sabote edecek açıklama ve girişimlerden kaçınmadı. Bu istikrarsızlığa şahit olan yabancı bankalar İran'a gelmekten vazgeçti."
"Ruhani üzerine düşeni yapmadı"
ABD'nin anlaşmadan çekilmesiyle başlayan süreçte uluslararası bankalar ve finans kurumlarının İran'a kapılarını kapatmaları ve riyalin değer kaybetmesinin tüm ümidini nükleer anlaşmaya bağlayan Ruhani'nin çabalarını boşa çıkarttığını dile getiren Muhammedi, "Halk, sistemden kaynaklanan engellemeler dışında Ruhani'nin üzerine düşeni yapmadığını düşünüyor. Ülkede bir şeyin değişmediğini ve özgürlük taleplerinin karşılanmadığını düşünüyor." ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 12 Temmuz 2018, 14:44