"Onlara yanıldıklarını göstermek boynumuzun borcudur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk milleti inancı ve onun sembolleri olarak gördüğü ezanı, bayrağı, vatanı, devleti uğruna canını feda etmekte hiçbir zaman tereddüt göstermemiştir. Bugün de şehit verebileceğimiz tehdidiyle bizi istiklal ve istikbal mücadelemizden geri çekilmeye, başımıza gelecekleri kabullenmeye razı edebileceklerini düşünenler varsa onlara yanıldıklarını göstermek boynumuzun borcudur. Terör örgütlerinin saldırılarıyla, darbelerle, ekonomik tuzaklarla bizi içeriden çökertemeyenlerin, sınırlarımız dışından ülkemizi kuşatma heveslerini de Allah'ın yardımıyla kursaklarında bırakacağız."
'Bu örgütün adı PKK’dır, bu örgütün adı PYD’dir'
"Türkiye, 2 bin 200 yıllık bir devlet geleneğine sahiptir. Bu coğrafya ise bin yıldır kesintisiz vatanımızdır." diyen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kadim geçmişimiz bize her türlü tuzağı, her türlü kumpası, her türlü ihaneti öğretmiştir. Suriye'de kendilerince bir oyun kurgulayanlar terör örgütünün adını değiştirerek kurnazlık yaptıklarını sanıyorlar. Bizim gözümüzde adı ne olursa olsun teröristlerden müteşekkil her türlü organizasyonun adı terör örgütüdür. Yok 'Suriye demokratik güçleriymiş', yok 'sınır ordusuymuş', yok 'sınır muhafızlarıymış', yok 'iç güvenlik oluşumuymuş'... Siz kimi kandırıyorsunuz? Bu örgütün adı PKK'dır, bu örgütün adı PYD'dir, YPG'dir. Hani Amerika'nın da Avrupa Birliği'nin de terör örgütleri listesinde PKK var ya, Suriye'de iş tuttukları örgüt işte onun ta kendisidir. Böyle olduğunu kendileri de çok iyi bildikleri halde bizi ve tüm dünyayı kandırmak için adeta 40 takla atıyorlar. Bunu yaparken de sürekli kendileriyle tenakuza düşüyorlar.
Biri diyor ki 'ordu kuracağız', öteki 'bizim asla böyle bir amacımız yok'. Bu şekilde söze başlıyor, bir başkası da 'sınır muhafızları oluşturacağız' diye bir laf ediyor. Daha bunun mürekkebi kurumadan 'iç güvenlik oluşumu' diye bir şey çıkıyor ortaya. Ya bunların birbirlerinden haberi yok, ya da birinin söylediği yalanı öteki duymadığı için her biri başka telden çalıyor. Üstelik bir de 'bu girişimlerimiz Türkiye'yi hedef almıyor' diyerek güya üste çıkıyorlar. Her ne olursa olsun artık onların ne dedikleri bizi hiç ilgilendirmiyor. Çünkü biz sahada ne olup bitiyor sadece ona bakıyoruz."
"Terör örgütlerine güvenmenin ne kadar yanlış olduğunu öğrenecekler"
Partililerin "Bir gece ansızın gelebiliriz" şeklindeki tezahüratları üzerine, "Geldik ve geliyoruz" şeklinde karşılık veren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sahaya son birkaç yılda 4 bin 900 tır ve 2 bin uçak dolusu silah, mühimmat, araç, gereç yığdılar mı? Yığdılar. Biz bunların hepsini tespit ettik. Bu silahların bir kısmını ülkemizdeki teröristlerin üzerinde yakalamaya başladık mı? Başladık. Öyleyse bunun daha konuşulacak neyi kaldı? Terör örgütünün yuvalarına kendi bayrağınızı çekerek, teröristlerin omuzlarına ne idiği belirsiz armalar takarak bu hakikatleri ortadan kaldırabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Okyanus ötesinden buraya bakıldığında eğer Türkiye'nin bütün bunları kabul edip eli böğründe oturacağını sananlar varsa ne bu ülkeyi, ne bu milleti hiç tanımamış demektir. Galiba onların aklına Türk deyince sadece kucaklarında besleyip büyüttükleri fetocular ve bu ihanet şebekesinin karaktersiz, omurgasız, her türlü kullanıma elverişli elemanları geliyor.
Yine bunların aklına galiba bölgede çalışılacak ortak deyince de sadece parayı verenin tepe tepe kullanabildiği bir kiralık katiller ordusundan ibaret olan PKK'lılar geliyor. Ama merak etmeyin. Öğrenecekler, terör örgütlerine güvenmenin ne kadar yanlış olduğunu öğrenecekler. Bu bölgede Türkiye'den başka çalışılabilecek müttefik bulamayacaklarını öğrenecekler. Mazlumların feryadı, masumların kanı üzerinde demokrasi inşa edilemeyeceğini, zulümle abad olunamayacağını da öğrenecekler. Biz bu coğrafyadaki bin yıllık varlığımızı cesaretimizle birlikte sabrımıza da borçluyuz. Çünkü biz şuna inanmışız, 'Men sabera zafera', 'kim ki sabreder zafer onundur', biz bunu yaptık. Tabii sabrederken aynı zamanda üzerimize düşenleri de yapmaktan geri durmayacağız."
'Bunu Münbiç takip edecek'
Şimdi de batıdan başlayarak kademe kademe bu koridoru yerle yeksan edeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Afrin operasyonu sahada fiilen başlamıştır. Bunu Münbiç takip edecek. Madem ki Münbiç'te bize verilen sözler şu ana kadar yerine getirilmedi, öyleyse bunun gereğini yapmamıza kimsenin söyleyecek bir sözü olamaz." ifadesini kullandı.
Erdoğan, ardından da kademe kademe Irak sınırına kadar ülkeyi kuşatmaya çalışan bu "terör pisliğini" temizleyeceklerini belirterek, "Burada bir hususun altını özellikle çizmek istiyorum. Bizim, Suriye'nin toprak bütünlüğüyle, bağımsız ve müreffeh geleceğiyle, Suriye halkının demokratik talepleriyle ilgili en küçük menfi bir düşüncemiz yoktur. Tam tersine kendi milli güvenliğimizle beraber ülkemizdeki 3,5 milyon sığınmacı başta olmak üzere evlerinden ve vatanlarından olmuş, Suriye nüfusunun yarısından fazlasını teşkil eden 13 milyona yakın kardeşimizin güvenliği, huzuru, geleceği için de bu adımları atıyoruz." diye konuştu.
"Suriye halkını çoluk çocuk demeden katleden herkes işgalcidir"
Suriye güvende olmadan Türkiye'nin de güvende olmayacağını bildiklerinin altını çizen Erdoğan, Suriye halkı geleceğine güvenle bakmadan Türkiye'nin de huzur içinde bulunamayacağının farkında olduklarını, Batı'nın da bunu öğrenmesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde 2 bin kilometrekarenin Türkiye'nin güvencesinde ve korumasında olduğunu belirtti. Şu ana kadar 100 bine yakın Suriyeli muhacirin evlerine döndüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunu biz sağladık ama bunların hiçbirinin böyle bir derdi yok. Ülkemizin sağladığı imkanlarla bu insanlar normal hayatlarını yaşamaya başladılar. Aynı güzel gelişme niçin İdlib'de, Afrin'de, Münbiç'te, diğer bölgelerde yaşanmasın? Şimdi onu yapmaya çalışıyoruz. Biz kendimizle birlikte Suriyeli dostlarımız için de mücadele ediyoruz. Ülkemizin için nasıl 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışıyla hareket ediyorsak Suriye'de de ayak bastığımız her yerde aynı ilkeyi hayata geçiriyoruz.
Suriye'de kimler işgalcidir? Suriye halkını çoluk çocuk demeden katleden herkes işgalcidir. Bir milyon yakın Suriyeliyi katledenlerden daha büyük işgalci olur mu? Bu ülkede ele geçirdikleri her yerde baskıyla, tehditle hatta infazla kendine alan açmaya çalışan teröristler işgalcidir."
"Dün DEAŞ'tı, bugün YPG"
Erdoğan, Türkiye'nin huzura kavuşturduğu Suriye'deki bölgelerde insanların evlerine döndüğünü belirterek, diğer bölgelerden gelenlerin ise hala Türkiye'de yaşadığını, bunun da "oralarda işgal, baskı, zulüm var" anlamına geldiğini kaydetti.
Suriye'deki işgalcilerin bu ülkenin tarihini, kültürünü, medeniyet birikimini yok etmek için yemin eden terör örgütleri ve onların destekçileri olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu örgütün adı dün DEAŞ'tı, bugün YPG, yarın belki başka bir isimle karşımıza çıkacaktır. Aslında hepsi aynıdır. İnşallah hepsinin sonu da aynı olacaktır." dedi.
'Ey Feto, ne kadar kaçacaksın?'
Bunun üzerine yeni arayışlara girildiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Gezi olaylarıyla sokakları karıştırmaya çalıştılar, o çok güvendikleri çapulculardan iş çıkmadı. Gerçi o zaman işe yaramayanları şimdi partilere il başkanı yapmaya başladılar ama bu da beyhude. FETÖ'yü devreye sokup polisiyle, yargısıyla, askeriyle ülkemizi teslim almaya çalıştılar. Milletimizle birlikte buna da izin vermedik. PKK'yı harekete geçirip, çukur eylemleriyle milletimizin huzurunu kaçırmanın hesabını yaptılar. Hamdolsun bölge insanımızla birlikte bu oyunu da bozduk. DEAŞ'ı üzerimize salıp, sokaklarımızı kana ve ateşe boğmak istediler. Bir iki eylemin ardından hemen tedbirlerimizi alıp, o meseleyi de hallettik."
"Pensilvanya'ya kadar kovalayacağız"
Erdoğan, bu arada Suriye'de, Irak'ta ve tüm Kuzey Afrika boyunca farklı senaryoların devreye sokulduğunu ifade etti. Türkiye'nin sığınmacı akınının ağırlığı altında çökertilmeye çalışıldığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ama asıl çatırdı nereden geldi? Avrupa'dan geldi. Bu arada ekonomi silahını her fırsatta kullanmaktan çekinmediler. Artık ne diyoruz? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Var mı bundan başka yol? Evelallah bu yolculuğa, bununla devam edeceğiz. 80 milyon tek millet. Bayrağımız ortada, eş yok. 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Vatanımızı bölemeyecekler. Kim ki vatanımızı bölmeye gayret ediyor Gabar'da, Cudi'de, Kandil'de, Bestler Dereler'de, oralarda F-16 oluruz. Tanklarımızla, helikopterlerimizle, toplarımızla onları inlerine kadar bugüne dek nasıl kovaladıysak, kovalamaya devam ederiz. İşte şu anda onlar kaçıyor, biz kovalıyoruz. Pensilvanya'ya kadar kovalayacağız. Ben buradan sesleniyorum; Ey Feto, ne kadar kaçacaksın? Bu Amerika sana ne kadar bakacak? Bir yere kadar bakacak, bakacak, bakacak, ondan sonra da kirli mendil olarak kapıya atacak. Yapacak. 'Ben seninle mi uğraşacağım ya.' diyecek. O günler yakın. Bunları göreceğiz. Aynı şey Batı için de geçerli. Evet onlarda oyun bitmeyebilir ama bizde bu iman, bu inanç, bu cesaret olduğu müddetçe hepsi de bize evelallah vız gelir."
Güncelleme Tarihi: 20 Ocak 2018, 21:28