Gazeteci Necmi İnce tarafından hazırlanan ve ÇAY TV’de yayınlanan İnce Bakış programının bu haftaki konuğu Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis eski Başkanı İlhan Parseker oldu. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından adı kamuoyunda sıkça dillendirilen, hakkında asılsız iddialar atılan Parseker, geçmişte ve günümüzde malum yapı ile ciddi iddialarda bulundu. BTSO seçimlerinde FETÖ’nün kendisini desteklediği iddialarını bir kez daha sert bir dille eleştiren Parseker, söz konusu yapı ile adının yan yana getirilmesinin bile bir akıl tutulması olduğunu söyledi.
BTSO DİDİK DİDİK İRDELENMELİ
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda darbe girişimi sonrasında yaşananları da değerlendiren İlhan Parseker, “Personel alımlarından ihalelere, meclis üyelerinden başkanın söylemlerine kadar her konu ciddi bir şekilde ele alınmalıdır. 200 milyon TL nakit parası olan bir kurumdur BTSO… Belki de bu paralar örgüte aktarıldı kim biliyor? Düzenlenen geziler, etkinlikler kim aracılığı ile yapıldı. Ne acıdır ki Bursa’nın temel taşlarından biri olan BTSO, halk nezdinde inandırıcılığını ve güvenilirliğini kaybetmiştir. BTSO Başkanı Burkay biran önce bu görevinden istifa etmelidir” dedi.
Necmi İnce: 15 Temmuz’da yaşanan talihsiz olay anında neredeydiniz? Haberi nasıl aldınız?
İlhan Parseker: Bursa’da bir restoranda arkadaşlarımızla birlikte yemek yiyorduk. Birden bire işte köprünün kapatıldığı haberi sosyal medyadan geldi. Daha sonra uçakların uçtuğu falan bunlar sosyal medyadan yayılmaya başladı. Tabi hep beraber tabi şaşkınlık içerisinde olayları izledik. İlk anda da ama hep beraber bunun bir kalkışma olduğunu ve bu kalkışmanın inşallah bir yanlışa gitmeden önlenmesi gerektiği içerisinde bu düşünceyle aramızda sohbet ettik. Daha sonra da evde o gece olayları izledik. Daha sonra da hep beraber tabi fomara meydanına çıktık. Böyle bir süreci yaşadık.
N.İ: Sizce halkın 15 Temmuz ve sonrasında demokrasi nöbetleri ile birilerine bir şeyler anlatabildi mi? Bir daha bu ülkede böylesi girişimler var olabilir mi?
İ.P: Tabi Türkiye de geçmiş darbeleri belki de bu sizin söylediğiniz kişiler geçmiş darbeleri kendilerine ölçü aldılar belki işte 60 yılında ihtilal, 80 yılındaki ihtilal, 28 Şubat süreçlerinde halk daha sesiz kalmıştı. Belki o günkü gerekçeler farklıydı hele 80 deki gerekçeler çok farklıydı darbenin ön hazırlıkları belki çok farklıydı. O günkü ülkenin durumu ile haberleşme ve iletişim ağının farklılıklarıyla bugünkü iletişim ağının farklılıkları çok fazla bu kadar televizyon olduğu o yıllarda sosyal medya yok. Bu kadar televizyon yok. Bu kadar insanların birbirleriyle iletişim kurabilmeleri kolay değil ve haliyle o günkü şartlarda başkaydı. Bugün artık hangi tür darbe olursa demokrasi dışındaki her şeye bu millet dik durur. Dik duracağına da ben inanıyorum. Hep beraber buna durduk ve bundan sonrada Türkiye de sanıyorum artık hiç kimse ve hiç kimse bu milletin bu kararlılığını gördükten sonra böyle bir yanlış işin içerisinde girmeye teşebbüs edeceğini zannetmiyorum.
N.İ: FETÖ operasyonları iş dünyasını da yakından etkiledi. Birçok firma sahibi ve üst düzey yöneticiler bu hain örgütün üyesi oldukları gerekçesi ile tutuklandı gözaltına alındı. Sizce ekonomideki bu daralmadan nasıl çıkılabilir?
İ.P: 15 Temmuz gecesi yaşanan hadiselerden sonra gerçekten ekonomik olarak da ekonomide insanlar bir bekleyiş içerisine girdi. Ama şimdi görmekteyiz ki bu çarklar artık yavaş yavaş dönmeye başladı ve önümüzdeki günlerden itibaren inşallah bu Kurban Bayramı tatili de insanlara birçok hadiseyi unutturacak bir sonuca vesile olur. İnsanlar Bayram tatilinden sonra işlerine güçlerine yaptıkları ticarete daha iyi bir şevkle sarılarak başlarlar. Tabi ki bu sürecin içerisinde biraz önce sizinde ifade ettiğiniz gibi birçok iş dünyasından insanlar tutuklandı. Kimi salıverildi, kimi hüküm giymedi ama tutukluluğu devam etmekte. Gözaltına alınanlardan, Bu anlamda tabi biz hiç kimsenin iş dünyasından hiç kimsenin böyle bir durumla karşı karşıya kalmasını istemeyiz. Ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim tabi ayrıca 15 Temmuz gecesini bize yaşatan bu FETÖ terör örgütüne gerçekten inanarak bilerek yardım yapan kim varsa da tabi ki cezasını görmeli. Çünkü Allah korusun o gecenin darbe olması sonucu o gün belki Türkiye çok kötü ve hepimizin hafızasına dahi alamayacağı hadiselerle karşı karşıya olabilirdik. O yüzden kimse bizim vatanımızı bu şekilde insanlarımızı üzecek vatandaşlarımızı üzecek vatanımızı bölüp parçalayacak bir girişimin içinde olmamalı. Kimde buna tevessül ettiyse cezasını görmeli.
N.İ: Gelelim sizi de yakından ilgilendiren bir konuya… FETÖ operasyonları kapsamında gözaltı ve istifalar devam ederken, BTSO’dan da 3 istifa yaşandı. BTSO Başkanı İbrahim Burkay ise hakkında çıkan iddialar ve yönetiminde yer alan FETÖ’cü isimlere rağmen görevinde devam ediyor. Süreci siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
İ.P: Bu artık tamamıyla algı bu algı sabitlenmiştir. Bursa’da halkı tarafından, Bursa kamuoyu tarafından, Bursa ticaret ve sanayi erbabı tarafından bu algı ile BTSO yönetimi ve BTSO yönetilemez. Çünkü artık herkes biliyor ki bu yapının Türkiye için çok tehlikeli olduğunu herkes inanmış ve bilmekte. Şu anda ve böyle bir algının tamamı ile böyle bir yapının desteği ile ve böyle bir yapının senaryosuyla gelmiş bir yönetimin ayakta kalabilmesi işlerini doğru düzgün yapabilmesi insanların o odaya güvenebilmesi mümkün müdür? değildir. Bu ister ne kadar girmişse ne kadar karışmışsa karışsın bu böyle bir kere bunun haricinde zaten bir yaşanmış hadiseler var. 9 Ay önce ulusal bir gazetede BTSO’nun FETÖ’nün şirketleriyle işler yaptığı 17-25’den sonra işler yaptığını onlara ihaleler verdiğini ve bu ihalelerle işlerine devam ettiği diye yazıldı çizildi. Ondan sonra bazı ihaleler iptal edildi. Yeniden ihale yapıldı falan onlar ama gazetenin soruları ve devletten korkularıyla bunu yaptılar. Yani siz eğer çok yakın bir süreç içerisinde bunları yaptıysanız bunları bir sorgulamak gerek. BTSO 200 milyon TL nakit parası olan bir kurum. Yapılan tüm harcamalar incelenmelidir. Ayrıca bu kaynakların örgüte aktarıldığı algısı da toplumda oluşmaya başladı.
N.İ: Sizin hakkınızda da BTSO seçimlerinde FETÖ tarafından desteklendiğiniz iddia edilmişti ve sizin de buna karşı sert bir çıkınız olmuştu. Bu iftiralar hakkında neler söyleyeceksiniz?
İ.P: Bununla ilgili benim artık bir şey söylememe gerek yok. Tabi ki ben o gün şöyle bir şey ifade ettim hatta dedim benim bugüne geldiğim çizgim herkes tarafından bilinmekte, Benim çizgimdeki ipime kimse tutunup da başkalarını kurtarmaya kalkmasın dedim. Ne yazık ki bu ülkede at izi it izine karıştırılmak isteniyor. Bundaki amaç ise gerçek kriptoları gizleyebilmek… O anlamda tabi ki böyle bir herkes tarafından bilinen bir gerçeği saptırarak ortaya koymaya çalışmak tüm Bursa’nın tepkisine neden oldu. Gördünüz hemen hemen tüm basın ve Bursa kamuoyu bana sahip çıktı. Sanırım bu yorumu yapanlarda bundan pişman olmuştur. Bumerang gibi geri döndü çünkü insanların hafızası daha 3 yılda herkes unutmadı o gün yapılanları ve yaşananları. O yüzden ortaya böyle bir sonuç çıktı. Orayı geçtikten sonra sizin sorunuzun başına dönmek istiyorum. Ben meclis başkanlığını bıraktığımda 85 gibi çalışan vardı. Bu insanların daha gelir gelmez burada bir nepotizim yapıldı. Yani nepotizim ( Akrabaların ve çok yakınların kayırılması ) gibi ve böyle yaparak. Başta sayın Burkay, Kayınpederini 1. Derece akrabasını getirip bu işin başına getirdi ve personeli adeta fişlercesine o şundan, o bundan diye ayırarak personelin bir kısmını çıkarttılar. Ondan sonra işe yaramaz ve çok personel diye çıkarttıkları yerde şu anda 85 civarında olan personel sanıyorum 120 kişiye çıktı. Bu alınanlarında araştırılması lazım çünkü bu kadar seçimlere müdahale eden Türkiye’nin her yerindeki kuruma müdahale eden ve orayı elen geçirmeye çalışan bir örgüt BTSO’daki seçimleri almışken yönetimi ele geçirmişken BTSO’daki bürokrasi yapısını da ele geçirmek istemediğini kim söyleyebilir. O yüzden buraya müthiş bir kadro şişirildi. Odalarda oturacak yer kalmadı şu anda BTSO’da yani bütün bunların araştırılması ama bunun araştırılması lazım. BTSO şu anda gerçekten müthiş bir ivme kaybetmekte tüm Türkiye’deki algısını yitirmekte ve Bursa’daki tüm iş dünyası olmak üzere kamuoyundaki algısını yitirmek üzere.
N.İ: Sayın Parseker Ağustos ayındaki meclis toplantısında konuşma yaptınız. Bizde oradaydık gazeteci olarak. Özellikle bu 15 Temmuz darbe girişiminde şehit aileleri ve gazilerle ilgili 1 trilyonluk bir bütçenin çıkması ile ilgili başkanın verdiği öneriyi işte 5 trilyon olsun burada şehit ve gazi ailelerinin de katılsın noktasında bir konuşma yaptınız. Konuşmanız içinde yine Bursa medyasında çokta ses getiren ulusal medyada da ses getiren bir demeç vardı. BTSO Başkanı sayın İbrahim Burkayın BTSO meclisinde teröristler var. Mecliste bu açıklamayı yaparken sizden sonrada konuşmacı olarak komite başkanı, meclis üyeleri de bu soruları sormasına rağmen Sayın Burkay bu soruları bilerekmi söylediniz tekzip de etmediğinize göre bu sorunun muhatapları kimler bununla ilgili madem elinizde bilgi belge varsa neden gereğini yapmıyorsunuz.
İ.P: Burkay’ın zaten böyle hep emrivakileri vardır. Hemen sıkıştığı yerde meseleyi kendine farklı göstermek için kendi sitesinden 1 milyon liralık sanki kendisi yapmış gibi 1 milyon liralık bir bağışı açıkladı. Daha sonrada meclise getirdi bunu aslında ben o gün şunu söyledim. Keşke Sayın Başkan bunu böyle yapmasaydınız. Çünkü çok hassas bir konu bu o şehit ailelerini oraya getirerek yani onları o gün mecliste konuşacak arkadaşların aman konuşmasınlar diye bir kendinize kalkan koymasaydınız ve o aileleri kullanmasaydınız. Bunun için tek bir maddeli gündemli olağanüstü hem bir meclis toplasaydınız. Yani bu 1 milyon lira hangi ölçüye göre bunu hep beraber burada hemen meclis 1 günde toplanır bugün karar alırsınız 3 gündür süresi ama böyle olağanüstü durumlarda anında toplanır kimsede niye çağırıldık demez. Hemen toplanıp bununla ilgili tartışabilirdik. 1 milyon mu vereceğiz 2 milyon mu, 3 milyon mu, Çünkü BTSO kaynakları görüyoruz ki işte bu konuşulanları nelere gittiğini birçoğunu bilmiyoruz. O yüzden böyle kaynağı olan bir varlığın ve biz bugün şurada şu röportajı yapıyorsak, her sabah işimize gidiyorsak, akşam evimize güvenle gidiyorsak o gece bu kalkışmayı önleyip önleyen göğsünü siper eden vatandaşlarımızın sayesinde o yüzden bu çok önemliydi. Ama öneriyi biz verdik diye kabul edilmedi ve 1 milyon bağışlandı.
N.İ: Akabinde burslarla ilgili bir polemik yaşandı. Burs miktarının arttırılması istendi ama yönetim tarafından bu da es geçildi. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
İ.P: İnan arkadaşımız orada kalktı bununla ilgili bir konuşma yaptı. Şehit ailelerine mevcut bursun haricinde 100 kişilik bir imkan tanınsın ve bunlara da mevcut burs miktarının üzerinde 2 katı gibi bir burs verilsin dedi. Onu da reddettiler yani yönetim çünkü meclis açıldığı için yönetimin kabul etmesiyle bu sayısal çoğunluktan ziyade ya da yönetimin kabul etmesiyle oluyor. O yüzden bunları da orada reddettiler. Meseleyi işte hala böyle değerlendiriyorlar. Daha sonra gerçekten çok acı bir şey bu yani bunu hiç bilmiyorum yani nasıl hal içerisinde verildi hakikaten bunu normal bir düşünen bir insanın verebilmesi mümkün değil. Ben şuanda Sayın Burkay’ı endişe ile izliyorum ve ruh halinin çok iyi olmadığını düşünüyorum.
N.İ: Çıkış yolumu acaba
İ.P: Başkan şu an yaptıkları ile 128 kişiyi mutemet altında bırakıyorsunuz. Arkadaşlarımın arabalar için yaptırdığımız BTSO rozetlerini söktüğünü gördüm. Çünkü arabasını bir yerde bırakıyor. Gelecek biri bakacak BTSO’nun başkanı demiş meclis de teröristler var adam bakacak meclis üyesi bir yerde arabasını park etmiş adam belki orada darp edilebilir bile yani şu anda 128 kişi bu işin mutemedi altında ben buna sessiz kalan meclis üyelerime hayretle ve şaşkınlıkla izliyorum. Buna nasıl sessiz kalınabilir. Size hiç hak etmediğiniz halde biri teröristsiniz diyor. Eğer şuradan tekrar seslenmek istiyorum. Eğer bu mecliste gerçekten terörist varsa biliyorsanız ifşa edin, eğer etmiyorsanız sizde suç ortağısınız bu kişilerin veya bu mecliste eğer teröristler varsa bu meclisin yaptığı seçimde geçmişteki meşru olmaz. O zaman teröristler varsa sizde terörist başı mısınız yoksa bu yönetimin başkanı mısınız. Hangisidir yani bu neresinden tutarsanız tutun, neresinden çekerseniz çekin uymuyor. Şu anda tüm meclisin kendini bilen insanların eğer terörist değilse herkesin ayaklanması lazım böyle bir şey olur mu?
N.İ: Evet sayın Parseker, son olarak BTSO seçimlerinden yeniden aday olmayı düşünüyor musunuz?
İ.P: Bugünden bir şey söylemek çok hoş olmaz. Ama tabi ki yıllarca ben birikimim var. Çok uzun yıllar oda camiasını tüm Türkiye’deki Oda camiasını çok iyi tanıyorum. Hatta benim BTSO’yu temsil odalar birliği yaptığım görev sırasında Bursa’nın adını nasıl duyurduğumu ve Bursa’yı orda nasıl temsil ettiğimi tüm Bursa tarafından bilinir. Ama şimdi şu anda Bursa’nın maalesef esamisi okunmuyor. O yüzden bu demek farklı tarzla yapılacak işler. Tabi ki maalesef bu algısını kıracağımı söyleyebiliyorum en azından şu andaki mevcut algısını kırabileceğimi, hizmet edebileceğimi bilgi ve birikimimle en azından faydalı olabileceğimi düşünüyorum. Ha bu çerçeve içerisinde o günün koşulları lehime tecelli ederse tabiî ki aday olmayı düşünürüm.