Sosyal medyadan beni takip edenler Van'a tatile gittiğimi zannettiler.
Tatile gitseydim Bodrum’a, Kuşadası’na, İzmir’e veya Balıkesir’e giderdim herhalde...
Yok yok ben Karadeniz evladı olduğum için tabi ki Karadeniz’in o hırçın denizine ve dağlarına giderdim.
Tabi ki bunu bazıları anlayamadı maalesef...
Neyse...
Gelelim konumuza.
Bursa'dan bazı gazeteci meslektaşlarımızla birlikte 3 günlük Van programı için çıktık yola.
Ama ne çıkış…
Van'a varır varmaz herkesin dilinde Bursa'dan Van'a giden gazetecilerde kimmiş sorusu soruldu!
Tabi ki mesleğinde duayen abilerimiz vardı gelmeyenler hariç.
Evet Bursa'dan Van'a gider gitmez sosyal medyada Van'ın bir çok yerini ve güzelliklerini tüm kamuoyuna göstermiş olduk...
Aslında Van'a gider gitmez benimde aklımda acaba bizi neler bekliyor? Kötü bir olay yaşar mıyız? soruları gelmekteydi.
Ta ki; Van halkıyla kucaklaşıncaya kadar ve doğayı görünceye kadar...
Van'ın gerçekten çok güzel doğa harikası manzarası var.
Gece ayrı bir güzel, gündüz ayrı…
Sanki İzmir Kordon boyu veya Balıkesir Akçay'ı andırıyordu.
Tabi ki barış ve huzur ortamı olsa...
Çünkü orda da terör belası halkı çileden çıkarmış, yorulmuşlar onlarda artık bu gel-gitlerden…
Bir tarafta devlet bir tarafta örgüt...
İki arada bir derede kalmışlar aslında.
Çözümü de bulmuşlar.
Bu sorunun cevabını yaşadığım bir olayla anlamak istiyorum.
Berbere tıraş olmak için girdim ve berberle daldık koyu muhabbete…
Dedim amca Van'da istikrar var mı?
Amca'da ne anlamda istikrar var mı? diye geri sordu bana...
Bende siyasi istikrar var mı deyince tabi ki var genç dedi.
Bende nasıl oluyor amca dedim.
Berber evlat dedi biz hükümetin açılım projesine tam destek veriyoruz. Burada da örgüte tam destek veriyoruz dedi. İşin özeti bu dedi.
Evet Van'da diğer bölgelerde de huzurun sağlanması ve PKK’nın temizlenmesi için halk ve devletin birleşmesi gerekiyordu.
Burada bende çözüm sürecinin olumlu bir hamle olduğunu bizzat görmüş oldum.
Tabi ki bu süreçte hükümetin doğu ve güneydoğu bölgesinde yaptıklarını da görmek gerekiyor…
Ağrı Doğubeyazıt İshak Paşa Sarayı programından dönerken yol genişletme çalışmalarının yapıldığını görmüş oldum.
Hatta Van'dan geldikten sonra bu günlerde haberlerde şantiyeyi basan PKK'lılar orayı yakmaya kalktıkları haberi gelmişti.
Artık PKK ve uzantısı ne olursa olsun halkın onlardan bıktığını ve devletin onlara her zaman sahip çıkmasını beklediklerini ifade etti.
Tabi ki bu süreci baltalamaya çalışanlar her zaman olacak.
Diyabakır Dicle'deki olaylar gibi...
Evet gelelim Van'da izlenimlerime.
Van’ın mutlaka gezilmesi ve görülmesi gereken bir yer olduğunu belirtmek isterim.
Başta 565km'lik bir alana sahip olan Van Gölünü görüp denize girme fırsatı bulmuş oldum.
Bu arada Van Gölüne oradaki halka deniz diyor bende görünce deniz diyerek onlara eşlik ettim.
Hani anlamayanlar varsa onun için yazdım.
Van gölünden sonra tabi ki o eşsiz görüntüsü ve doğa manzarasıyla Muradiye Şelalesi de beni mest etti.
Orada bir bardak çay her şeye değerdi…
Gelelim bu yerden sonra Van'ın en önemli yerlerinden birisi olan Van Kalesi’ne.
Buraya da hayran kaldım.
Van Kalesi’nden bakışta her yer ayaklarınızın altındaydı.
Manzarası da harikaydı.
Hele HorHor Medresesi’ni ve diğer tarihi mekanları görünce etkilenmemek elde değil…
Bu arada HorHor Medresesi’nde Sayid Nursi Hocaefendi 20 yıl ömrünü burada geçirmiş…
Tabiki bu güzelliklerin yanında şimdiki Bursa Valimiz bir önceki Van Valisi Münir Karaloğlu'nun yaptıklarını da görünce ayrıca sevindik.
Valimiz sosyal donatılardan tutunda sanayi alanına kadar birçok projeyi hayata geçirmiş.
Hatta Akdamar Adası’nın aydınlatmasını güneş enerjisiyle yaparak büyük bir hizmete imza atmış…
Tam kentten ayrılırken yanımıza gelen Vanlı kardeşimize Bursa’dan geldiğimizi söyleyince ağabeyimiz Münir Valimize selam götürün dedi…
İsminin Tillolu Mucit Amca olduğunu ve Valinin kendisini tanıyacağını söyledi.
Bir kez daha bu gezinin ne kadar doğru olduğunu ve algı yönetiminde bizi nasıl yönettiklerini fark etmiş oldum.
Sonuçta ben bu geziye gitmeseydim bazılarının düşündüğü gibi kurtarılmış bölge olarak görülen yerlerin aslında bizim asıl geçmişimizi barındırdığını öğrendim.
Evet sonuç olarak bu geziyi düzenleyen Bursa Valiliği’ne akabinde Basın Yayın ve Enfermasyon İl Müdürlüğü’ne ve Van Gazeteciler Derneği’ne çok ama çok teşekkür ediyoruz.
Tabi ki bu programa gelmediği için basında farklı algılar oluşturan kişileri de Tarafsız Gazeteciler Derneği olarak kınadığımı ifade etmek istiyorum.
Ben şahsım olarak çözüm sürecinde üzerime ne düşüyorsa sade bir vatandaş olarak her zaman her şeyi yapmaya da hazır olduğumu ifade etmek isterim.
Önemli olan ülkeyse gerisi önemli değil diyen ecdadımızın yolunda gitmeye hazır olduğumu da ifade etmek isterim.
Sonuç olarak çözüm sürecinde ben bir Vanlıyım dedim ama sonrasında Diyarbakır, Şırnak, Hakkari, Muş ve Bitlisli olmaktan onur ve gurur duyacağımı ifade etmek isterim.
Allaha emanet olun.
Saygılarımla…