Programda soruları büyük bir içtenlikle yanıtlayan Sedat Yalçın, Türkiye’nin seçim gündemine ve Bursa’nın sorunlarına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Açıklamalarına Bursa’nın sorunlarının ve çözüm önerilerinin konuşulduğu bir yerel seçim süreci yaşanması dileğinde bulunarak başlayan Sedat Yalçın, Bursa’daki tüm adaylara başarı temennisinde bulundu.
“Yeniden Refah milletin beklentilerini karşılayan bir parti”
5 yılı AK Parti Bursa İl Başkanlığı olmak üzere önemli bir siyasi deneyime sahip olduğuna dikkat çeken Yalçın, Bursa’ya dair bütün meselelere hakim olduğunu, birçok projenin başlangıçları ve geldiği noktalarda aktif bir rol aldığını ifade ederek;
“Yeniden Refah Partisi yeni bir parti olmasına rağmen hızlı bir şekilde büyüyen, olumlu olumsuz eleştirilerini özgürce dile getiren bir kimliğe sahip. Kısa sürede de halkın sevgisini ve güvenini kazandı. Toplumun beklentilerini, özlediği siyaset anlayışını karşılayabileceğine inandığım Yeniden Refah Partisi’nden gelen adaylık teklifi geldiğinde ortak kaygılarımız ve ideallerimiz ekseninde kabul ettim. Farklı bir camia içerisinde olduğumu düşünmüyorum. Çünkü Yeniden Refah milletin özelliklerini bütünüyle karşılayan bir parti. Adaylığımın toplum nezdinde büyük bir heyecan ve mutluluk yarattığı görülüyor.” dedi.
“Bursa’da büyümeyi fiziki kapasitesine göre planlamak lazım”
Kentin sorunlarını en iyi bilen ve çözüm üreten, kentte yaşayan halkın tümünü hoşgörüyle yönetecek, hiçbir vatandaşa ayrımcılık yapmayacak yöneticilere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Yalçın; Bursa’nın farklı kültürlere ev sahipliği yapmış kozmopolit özellikli bir şehir olduğunu söyleyerek sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Kadim bir geçmişe sahip Bursa’mızda siyaset yapanların herkesi kucaklayan bir anlayışa sahip olması gerekir. Hiç kimse kendini ötekileştirilmiş hissetmemeli. Dolayısıyla siyaset yaptığım dönemlerde farklı kültürlere karşı hoşgörülü siyaset anlayışımın bu süreçte de vatandaşlarımıza güven verdiğine inanıyorum. Bursa Marmara Bölgesi’ndeki 7 büyük şehirden birisi. Bu sebeple Bursa’nın fiziki kapasitesine dikkat etmek lazım. Plan ve projeleri kentin kontrolsüz bir büyümesinin gerekçelerini göz önünde bulundurularak yapılması, her alanda nitelikli bir büyümenin planlanması gerekiyor. Büyümeyi gerçekleştirirken oluşacak konut, ulaşım, yeşil alan talebini, altyapı talebini düşünerek karar almalısınız. Bu çerçevede yapılacak çalışmalar konut, ulaşım yoğunluğunu azaltacak çevre ve kirlilik sorununu ortadan kaldırabilecektir. Ayrıca kenti çok merkezli hale getirerek trafik meselesini de doğal bir şekilde çözmüş oluruz.”
“Marmara Bölgesi’nin yükü azaltılması”
Günümüzde modern şehirlerin Sürdürülebilirlik kavramı etrafında yönetildiğine işaret eden Yalçın; sürdürülebilirliğin temiz sanayi düşüncesine sahip, gıda güvenliğini ve atık yönetimini ön planda tutan bir anlayış olduğuna dikkat çekerek; “Sürdürülebilirlik yaşamın her alanında sürdürülebilirlik önemli bir ihtiyaç. Bursa binlerce yıllık tarihi değere sahip olan bir kent. Bursa’yı yönetirken Bursa’nın hafızasından yararlanmak gerekir. Bursa’nın öncelikle çok ciddi hava kirliliği, trafik ve depreme hazırlık problemleri var. Dirençli bir kent oluşturma yolunda hızlı büyüme nedeniyle altyapısı yetişmiyor. Doğal çevrenin korunması ve fiziki kapasitesinin zorlanmaması prensibine uymalıyız. Bu prensibi kaybedersek her şeyi kaybederiz. Şehirlerin bir kapasitesi var. Türkiye nüfusunun ve toplanan vergilerin %45’i Marmara Bölgesi’nde. Bu bölge aynı zamanda deprem bölgesi. Dolayısıyla yükünün azaltılması gerekiyor. Bursa’yı yönetecek olanların bölgesel bir çalışma yapması gerekiyor.”
“Kentsel dönüşüm doğru planlanmalı”
“Bursa’nın sanayi varlığının şehrin içerisinde kalmış olması büyük bir dezavantaj” şeklinde konuşan Yeniden Refah Partisi Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sedat Yalçın; “Sanayicilerimizin de görüşlerini dikkate alarak çevreye uyumlu yeşil endüstri planları yapıp, sanayicilere bu konuda ciddi destekler verilmesi gerekir. Bursa’nın büyümeyi teknolojiyle uyumlu verimli kullanabilmesi noktasında bir Ar-Ge merkezi olmalı. Bursa’nın konut stoğu 600 bin civarında. Dolayısıyla Kentsel Dönüşüm doğru planlanmalı. Depreme dayanıklılık öncelikli prensip olmalı. Özellikle dar gelirli ailelerin çok kolay konut sahibi olabilecek bir sosyal proje esası gözetilmesi. Yaşanabilir bir kentin en önemli göstergelerinden birisi satın alınabilir boyutta konut stoğuna sahip olmasıdır.” diye konuştu.
Yerel yönetimlerin girmesi gereken alanlardan birisinin de enerji sektörü olduğuna vurgu yapan Yalçın; “Şehirlerin yenilebilir enerjiye yatırım yapması şart. Bunu sadece kamu sektörü değil özel sektörde yapmalı. Büyükşehir’in sadece yenilebilir enerjiyle ilgilenebilecek özel bir şirketi olması lazım. Bu özel sektörün teşvikini de kolaylaştıracaktır. Bu alanda yapılacak yatırımlar Bursa’nın ısınma ihtiyacını önemli ölçüde karşılayacaktır. Biz göreve geldiğimizde ayrıca tüm sosyal grupların bir arada yaşayabileceği planlamalar yapacağız.” şeklinde sözlerini noktaladı.