Bandırma, 25.02.2025 – Sağlığın herkes için doğuştan kazanılmış bir insan hakkı olduğunu ve toplumsal
cinsiyet ayrımcılığı sonucu kadınların bazı insan haklarını kullanamamaları nedeniyle sağlıklarının da olumsuz
etkilendiğini ifade eden Nev Bandırma Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Elif Yaldız, “Solunum sistemi
hastalıklarında da cinsiyet farklılıkları vardır. Lenfanjioleiomyomatozis gibi bazı akciğer hastalıkları sadece
kadınlarda görülür. Kadınların farklı yaşam evreleri de akciğer hastalıklarını farklılaştırır. Endometriozise
sekonder akciğer hastalıkları, gebelik ile alevlenen astım gibi kadınlara özgü akciğer hastalıklarında tanısal
gecikmeler yaşamı tehdit eder” dedi.
Toplumsal cinsiyet rolleri kadın sağlığını olumsuz etkilemekte
Uzm. Dr. Elif Yaldız, “Toplumsal cinsiyet temelli kadın akciğer hastalıkları ise kaçınılmaz değil, önlenebilir bir
halk sağlığı sorunudur. Toplumsal cinsiyet rolleri gereği, dünyanın her yerinde erkeklerden farklı bir yaşam
süren kadının çift mesaisindeki görünmez emeğinde özellikle kadınların vazgeçilmezi kimyasal temizlik
ürünlerine maruziyet, kadın üzerinden yapılandırılan sigara reklamlarına sekonder artan tütün kullanımı, iş
sağlığı ve güvenliğindeki açıklar, kayıt dışı istihdam, artan şiddet sarmalı, artan kadın göçü, iklim değişiklikleri
ve kadınlığın yoksullaştırılması da kadın akciğer sağlığını eşitsiz ve orantısız bir şekilde olumsuz etkiler.
Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı sonucu, kadının sağlık hizmetine erişimindeki yetersizlikte buzdağının görünmez
tarafıdır” dedi.
Tütün kullanımı kadınlarda artış göstermekte
Tütün kullanımı erkeklerde daha yaygın olmasına rağmen, gelişmiş ülkelerde erkeklerdeki sigara içme sıklığı
azalma eğilimi göstermekte olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Elif Yaldız, “Kadınlarda ise sosyoekonomik statü ve
bağımsızlıkla özdeşleştirilen sigara kullanımında artış gözlenmektedir. Üstelik kadınlar ve çocuklar kapalı
mekânlarda daha fazla zaman geçirdikleri için daha fazla pasif içiciliğe maruz kalmaktadırlar. Kadınlar,
erkeklerle eşit miktardaki tütün maruziyetlerinde erkeklere göre daha fazla sigaraya bağlı akciğer fonksiyonu
kaybı yaşarlar” dedi.
İç mekân hava kirliliğine kadınlar daha çok maruz kalıyor
Uzm. Dr. Yaldız, “Toplumsal cinsiyet rollerinin maruziyet miktarını etkilediği bir diğer risk faktörü de iç mekân
hava kirliliğidir. Eve bağımlı konumları ve yemek pişirme, evi ısıtma gibi görevlerin omuzlarına yüklenmesine
bağlı olarak kadınlar, bu tür hava kirliliğine daha fazla maruz kalmaktadırlar. İç mekân hava kirliliğine
atfedilebilir hastalıklara bağlı gelişen ölümler düşük ve orta gelirli ülkelerde yoğunlaşmakta ve çoğunlukla
yoksul kişileri etkilemektedir. Bu maruziyet inme, iskemik kalp hastalıkları, KOAH ve akciğer kanseriyle
sonuçlanabilmektedir. İç mekân dumanına daha fazla maruz kalan kadınlar, KOAH açısından iki kat fazla risk
taşımaktadır. Kadınlar sadece ev içinde değil, çalışma hayatında da risk faktörleriyle karşılaşmaktadırlar.
Genellikle temizlikten sorumlu kadın işçilerin çalıştıkları kimyasallardan dolayı karşılaştıkları mesleki riskler göz
ardı edilmektedir” dedi.
Mesleki akciğer hastalıkları kadınlar açısından risk taşıyor
Basın Bülteni 25.02.2025
Mesleki akciğer hastalıklarının kadının iş gücü piyasasındaki yerinin artmasına bağlı olarak gün geçtikçe
artmakta olduğunu belirten Uzm. Dr. Elif Yaldız, “Mesleksel astıma neden olabilecek risk faktörleri tütün
dumanı, iş yerinde kimyasal maddeye maruz kalma, hava kirliliği, polenler, küfler, solunum yollarını tahriş
edebilecek inhale maddelere ve partiküllere maruz kalma ve genetik yatkınlıktır. Ev kadını olarak çalışan
kadınlar; genel yaşam alanı temizliği, banyo ve tuvalet temizliği, ovma, süpürme, silme, açık alan temizliği,
atıkların işlenmesi gibi genel işler, mutfak işleri (yemek yapma, bulaşık yıkama, mutfak temizliği), çamaşır
yıkama, ütü yapma, dağınıklık toplama, ısınma ve iklimlendirme işleri, evcil hayvan bakımı, bitki ve çiçek
bakımı, hobiler, diğer işler (boya-badana yapma, tamir-tadilat işleri, lavabo açılması vs) nedeniyle mesleki
akciğer hastalığı riski altındadırlar” dedi.
Sigara kadınları erkeklerden daha kötü etkilemekte
Uzm. Dr. Yaldız, “Akciğer kanserinin görülme sıklığı erkeklerde kadınlara göre daha yüksek olmasına rağmen
aradaki farkın gittikçe azaldığı görülmektedir. Sigara kadınları erkeklerden daha kötü etkilemektedir. Kadınların
tütün dumanındaki karsinojenlere daha hassas olduğu düşünülmektedir. Akciğer kanserli sigara içmeyen
kadınlarda sağkalımın, sigara içen ya da sigara içmiş ve bırakmış olan kadınlara göre daha uzun olduğu
bilinmektedir” dedi.
Toplumdaki cinsiyete bağlı farklılıklar sağlıkta da kendini göstermekte
Son olarak, Uzm. Dr. Elif Yaldız, “Toplumdaki cinsiyete bağlı farklılıklar her alanda olduğu gibi sağlıkta da
kendini göstermektedir. Toksinlere (sigara dumanı, biomass maruziyeti, çevre kirliliği) solunum sisteminin
verdiği yanıt, kadın hormonlarının akciğer gelişimi ve büyüklüğü üzerine olan etkileri, reseptörlerin biyokimyasal
farklılıkları ve solunum yollarının aşırı duyarlılığı kadın cinsiyette astım, KOAH, akciğer kanseri ve interstisyel
akciğer hastalıkları gibi solunum sistemi hastalıklarının sık görülmesine neden olur. Özellikle kırsal kesimlerde
görülen biomass maruziyeti, kadının sosyal rolü sebebiyle, kadın sağlığını etkileyen en önemli faktörlerdendir.
Unutmayalım ki; kadın emektir, kadın nefestir. Bu topraklarda önce kadınlar uyanır, sonra güneş doğar, çünkü
güneşi kadınlar doğurur” diyerek sözlerine son verdi.