2012 yılında başlatılan 4+4+4 kesintisiz eğitim fiyaskosu ardından, üniversite sınavlarına giriş barajı
kaldırılmak suretiyle bir +4 yıl daha eklenmiştir. Hedeflenen diplomalı cahiller yetiştirmekse
yapılanlar doğrudur.
Yakıcı sorunlarımızdan biri de geleceğimiz olan parlak beyinlerimiz adeta avuçlarımızdan kayıp
gitmektedir. Yetiştirdiğimiz, eğittiğimiz, geleceğimiz olan gençlerimizi ülkemizde tutmak için hiçbir
gayret sergilenmemektedir. Her taleplerinde kendilerine sallanan parmaklardan, nobran dilden, ayar
üstüne ayar verilmekten yorulan, sıkılan evlatlarımız dışarıya itilmekte, artık kendi ülkelerinde
kendilerine bir gelecek görememektedirler.
Kamu istihdamında ayırımcı yaklaşımlardan derhal vaz geçilmeli ve ehliyet liyakat durumlarına göre
adil yönetim sergilenmelidir. Bu sağlanmadığı takdirde zeki, çalışkan neslimiz yabancı ülkelerin
hizmetinde gelecek inşa edecektir. Bu durum geleceğimiz açısından büyük bir felaketin ön
habercisidir.
Okullarımız ciddi imkânsızlıklar içinde boğuşmaktadır. Kimse kafasını kuma gömmesin. Çeşitli
bahaneler altında okus pokus numaralarıyla başka başka yerlere kaynak aktarımına yol
verilmemelidir. Okullar tamamen kantin gelirleri ve veli bağışlarına mahkûm hale getirilmiştir. Ben
görmedim sen yapmadın riyakârlığı artık sonlandırılmalı ve okullarımıza ihtiyaç duyulan ödenek
ayrılmalıdır.
Öğretmeni ispiyonlama, tehdit etme, ayar verme aracı halini alan şikâyet hatları acilen kapatılmalıdır.
Eğitim çalışlanlarımızdan müşteri memnuniyeti yaklaşımı istenmektedir. Bu durum cahilin ehliyete
tahakkümünü doğurmaktadır. Bu mantıktan derhal vaz geçilmeli. Veli öğrenci dalkavukluğu derhal
sonlandırılmalıdır.
Olumlu olarak değerlendirebileceğimiz konu ise sayın bakanın bütün eğitim çalışanlarına verdiği
başarı belgeleridir ki bunların devam etmesini bekliyoruz.
MEB İŞ-KUR İLE PROTOKOLÜNÜ İHTİYACA GÖRE YENİDEN DÜZENLEMELİDİR
Okullarımız Eylül ayının başında açıldığı halde Kasım ayı gibi görevlendirmesi yapılan temizlik ve
güvenlik görevlilerinin Haziran 10 itibariyle görevlerinin sonlandırılmasıyla eğitim öğretim aslında
zımnen sonlandırılmaktadır. Hâlbuki okullarımızda yaz okulları, destek eğitim kursları devam
ettirilmektedir. Kurumlarımızın temizliği ve sair işleri nasıl giderilmesi umulmaktadır. Sigortasız işçi
mi çalıştıracaklar? Çalışanların ücretlerini nasıl karşılayacaklar? Protokoller yaz okulları ile destek
eğitim kurslarını da kapsayacak şekilde tam yıl esaslı protokoller oluşturulmalıdır.
86 BİN ÜCRETLİ ÖĞRETMEN YERİNE, 86 BİN KADROLU ÖĞRETMEN ATAMASI
YAPILMALIDIR.
Okullarımızda yaklaşık 86 bin ücretli öğretmen görevlendirilmiştir. Devletin ucuz maliyetle eğitim
verme yaklaşımı çürük bir yaklaşımdır. Yüzbinlerce atanmayı bekleyen öğretmen adayları varken,
hala anayasal suç olan angarya iş yaptırma mantığı eğitime yaklaşımın da göstergesidir. Eğitim
öğretim tasarruf yapılacak, kara geçilecek yerler değildir. Asgari ücretin neredeyse yarısına ücretli
öğretmen çalıştırmak yasak savmaktan ibarettir. Bunun yerine ihtiyaç kadar yeni kadrolar
açılmalıdır.
PROJE OKULLARI UYGULAMALARINDAN DERHAL VAZ GEÇİLMELİDİR.
Milli Eğitim bakanlığının hangi ihtiyaca matuf olduğu bilinmeyen proje okulları adı altında öğretmen
idareci kadrolarını kendinden menkul kriterlerle kişisel makam dağıtma yerleri, yandaş istihdam
merkezlerine çevirmiştir. Bu okullar eğitimin hangi derdine devadır, başarı düzeyleri nedir? Bu
okullarımızda hangi değerli projeler hayata geçirdi? Eğitimimize nasıl olumlu katkıları oldu?
Üniversite sınavlarındaki başarı ortalaması nasıldır? Bütün bu soruların muhataplarının cevapları
nelerdir? Vergililerimizle çalışan devlet aygıtında bu kadar keyfilik, hesap vermezlik fazla değil
midir? Bu kurumlar derhal gerçekçi bir zeminde eğitimin hizmetine çekilmelidir.
ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU BEKLENTİLERİ KARŞILAMAKTAN UZAKTADIR.
Yıllardır beklenilen öğretmenlik meslek kanunu maalesef öğretmenlerin beklentilerini
karşılamaktan oldukça uzaktır. Yığınla birikmiş sorunlarına bir nebze olsun deva olması umulan
kanunun hayal kırıklığı olmuştur. Yine öğretmen kariyer basamakları uygulaması kesinlikle
hakkaniyetli değildir. Beklenilen 10 yılını doldurmuş bütün öğretmenlerimizin uzman 20 yılını
doldurmuş her öğretmenimizin de başöğretmen statüsü kazanmasıdır. Öğretmen arkadaşlarımız zaten
mesleğe başlama kadroları uzmanlıklarına göredir. Öğretmen ünvanlını alan herkes zaten kendi
alanında uzmandır. Sınıf öğretmeni, Fizik öğretmeni, matematik öğretmeni, müzik öğretmeni gibi
her biri birer uzmanlık gerektirir. Atamaları da uzmanlıklarına göre yapılmaktadır. Her alanın sınavı
da kendi uzmanlık alanında değerlendirilmektedir.
Eğitim çalışanlarının ekonomik koşullar karşısında ezilmeden yaşayabileceği mali ve sosyal
haklarını hak ettiği seviyeye çıkarılması zorunluluktur. Gerçek enflasyon kayıplarının her ay
yansıtılması gerekliliktir, keyfiyete bırakılamaz.
Ben yaptım uyun mantığına karşı eğitimin bütün sendikalarını sonuç alınıncaya kadar
mücadeleye davet ediyorum. Biz almadan bize verilmeyeceği artık nete gelmiş, aşikâr olmuştur.
PLANSIZLIĞIN ÖNGÖRÜSÜZLÜĞÜN MALİYETİ ARTMAKTADIR
2017'de Hiçbir öğrenci istemediği okul türüne gitmeyecekve yine “sınav mınav yok kaldırıldı her
isteyen istediği okulda okuyacak” denilerek TEOG kaldırılmış, LGS getirilmişti. Bırakın istenilen
okulda okumayı, şimdilerde veliler çocuğum bari açıkta kalmasın bir yere yerleşe bilecek mi paniği
yaşamaktadır.
Başbakan düzeyinde 2020 yılında bütün okullarımız tekli eğitime geçecek sözü verilmişken
şimdilerde neredeyse ikili eğitime geçmeyen okulumuz kalmadı.
Pandemi sürecinde hiç olmazsa okullarımızı gözden geçirme şansımız varken 2 yıl gibi uzun bir
süreyi kulakları üzerine yatarak geçiren bakanlık, plansız programsız okulları yıkmak, güçlendirmek
gerekçesiyle adeta bir okulun diğer okula sığınarak eğitim yapmaya gayret ettiği bir yıl geçirdik.
Eğitim tamamen iç dinamiklerle yönetilmelidir. Dış dizaynlar, müdahaleler ciddi kargaşalara sebep
olmakta ve milli eğitimin temel hedeflerini tehdit etmektedir.