Gül; ‘Gelecekte İstihdam’ konu başlığında gerçekleştirdiği sunumunda, sanayi dönüşümüyle birlikte 4,0 sanayi devrimine ve gelecekte dünyayı nelerin beklediğine dair öngörülerini ve fikirlerini paylaştı. Dijital dönüşümün ve sanayide ulaşılacak bu yeni seviyenin büyüme, istihdam, yatırımlar, iş dünyası ve insanlar için getireceği fırsatlar ve sorumluluklara dair konuşan Gül; endüstri 4,0 ile 3 boyutlu yazıcıların, iç organlarımızı gösteren ekranların, şoförsüz arabaların, birbiri ile iletişim kuran makinelerin, akıllı ev ve fabrikaların, kendi kendini yöneten robotların ve daha birçok yeniliğin hayatımıza gireceğini söyledi.
Şu an bu devrimi gerçekleştiren firmaların çok yol kat ettiğini ve bu firmaları yakalayamazsak uluslararası rekabette çok zorlanacağımızı belirten Gül, bu aşamada katma değeri yüksek ürünlerin önemine dikkati çekti. Brand Finance 2017 verilerine göre dünyanın en değerli şirketlerinin başında hep bilişim ve teknoloji sektöründe yer alan firmaların geldiği ifade eden Gül, şunları söyledi: “Doğru bir vizyon olarak belirlediğimiz 2023 hedeflerimize ulaşabilmek için katma değeri çok daha yüksek ürünler üretmemiz gerekiyor. Dünyanın en değerli firmalarına baktığımızda ilk 10 firmanın faaliyet alanlarının daha çok bilişim ve teknoloji olduğunu görüyoruz. Bizde ise durum maalesef böyle değil. Aynı istatistiğe göre ülkemizdeki en değerli 10 markaya baktığımızda 6 tanesinin bankacılık sektöründe faaliyet gösteren firmalar olduğunu görüyoruz.”
Kasım 2017 verilerine göre Türkiye’nin toplam çalışan nüfus sayısının 22,5 milyon civarı olduğunu, bunun da yüzde 46’sının 5 şehirde (İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir ve Kocaeli) toplandığını belirten Gül, bu oranın çok dengesiz olduğunu belirtti. Geri kalan 76 şehrin, çalışan sayısının yüzde 54’ünü karşıladığını belirten Gül, “Çalışan nüfusunun toplandığı 5 şehirde bir stres birikimi de var. Bu birikim, kenti kent olmaktan, insanı insan olmaktan, firmayı da firma olmaktan çıkarabiliyor. Ve biz hala bu bölgelere daha fazla yatırım çekmeye çalışıyoruz. Oranlardaki bu dengesizlik mutlaka giderilmeli, sanayi ve çalışan sayısı diğer bölgelere ve şehirlere de dağıtılmalı” şeklinde konuştu.
“GELECEĞİN MESLEKLERİNİ YETİŞTİRECEK BÖLÜMLER, ÜNİVERSİTELERİMİZDE YOK”
Türkiye’nin büyüme stratejisini üretmek üzerine kurduğunu ve bunun da yanlış olduğunu ifade eden Gül, “Stratejimizi mal üretmek değil de markalaşma üzerine oluşturmalıyız. Örneğin 4,0 sanayi devrimi bazı meslekleri popüler hale getirdi. Bunlardan biri de Ar-Ge Mühendisliği. Ancak ülkemizde Ar-Ge Mühendisliği bölümü yok. Firmalar da bu ihtiyacı Makine Mühendisliğini devşirerek gideriyor. Bizler hedeflerimize ulaşmak istiyorsak eğitim sistemimizi de gözden geçirmek ve geleceğe göre dizayn etmek durumundayız.” diye konuştu.
“HER ŞEYİN ÖNÜNE ÜLKEMİZ İÇİN ÇALIŞMAYI KOYMALIYIZ”
İşimizi önce ülkemiz için yapmamız gerektiğini belirten Gül sözlerini şöyle noktaladı: “Nitelikli çalışan kişiler; işini iyi yapan, yorulmadan üreten, sürekli arayış içinde olup algısını kapatmayan ama bunları yaparken tasarruflu olan, iletişim kurabilen ve dünya vatandaşı olan kişilerdir. Ve tüm bunları ülkesi ve milleti için yapandır. Japonların bir felsefesi vardır: Ben önce ülkem için çalışırım, sonra ailem ve sonra kendim için çalışırım. Peki, bizde durum nasıl? Bazen ailemiz ve kendimiz için çalışıyoruz - o da yaşa göre değişebiliyor- ama ülke genelde son sırada yer alıyor. Ülkem mutsuzsa ben bireysel olarak mutlu olamam. Ülkem fakirse benim bireysel olarak zenginliğim hiçbir işe yaramaz. O yüzden her şeyin önüne ülkemiz için çalışmayı koymalıyız.”
Sunum sonunda, JCI Türkiye Başkan Yardımcısı Özkan Kazaklı tarafından Barış Gül’e teşekkür plaketi verildi.
Güncelleme Tarihi: 23 Şubat 2018, 12:43