Bursa Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası’nın (BSMMMO) üyelerine yönelik verdiği bilgilendirme seminerleri sürüyor. Tesmer İstanbul Şubesi Başkan Yardımcısı Nevzat Pamukçu tarafından verilen Yıllık Gelir Vergisi Beyanında Özellikli Konular semineri ile oda üyeleri gelir unsurları ve beyanları, zarar mahsupları ve beyanname üzerinde yapılacak diğer indirimler konusunda bilgilendirildi. Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesinde (BAOB) bulunan BSMMMO Konferans salonunda düzenlenen seminer Oda Yönetim Kurulu Sekreteri Hasan UÇAR’ın açılış Konuşmasıyla başladı.
Seminere gelir unsurları konusu ile başlayan Tesmer İstanbul Şube Başkan Yardımcısı Nevzat Pamukçu, gelir unsurlarının ticari ve zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları ve diğer kazançları kapsadığını belirtti. Kumarhane, uyuşturucu madde imal ve satışı, ruhsatsız bina yapmak ve satma gibi kanunen yasaklanmış faaliyetlerden elde edilen gelirlerin de vergiye tabi olduğunu söyleyen Pamukçu, “Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması, mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz” ifadelerini kullandı.
Gelir unsurları konusuna değinen Pamukçu, “Kolektif ortaklıklarda ortakların, adi veya eshamlı komandit ortaklıklarda komandite ortakların, ortaklık karından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç olarak vergiye tabi tutulmaktadır. Serbest meslek faaliyetinde bulunan kolektif ve adi şirketlerde ortaklar ve adi komandit şirketlerde komandite ortaklar bu işleri dolayısıyla serbest meslek erbabı sayılırlar. Sermaye şirketleri anonim, limited ve eshamlı komandit şirketlerdir. Sermaye şirketler Kurumlar Vergisi mükellefidirler. Anonim ve limited şirket ortakları ile eshamlı komandit şirketlerin komanditer ortaklarının şirket kazancından
elde ettikleri kazançlar menkul sermaye iradı olarak beyan edilmesi gerekmektedir. İş ortaklığında mükellefiyet şekli ortakların isteğine bırakılmıştır. Dolayısıyla işi üstlenen ortakların talebine bağlı olarak iş ortaklarının mükellefiyet tesisi, Kurumlar Vergisi veya adi ortalık şeklinde mükellefiyet tesis ettirebilirler” dedi.
Ticari kazancın tespitinin neye dayanılarak yapıldığını anlatan Pamukçu, götürü giderler konusunda “Mükellefler ihracat, yurt dışında inşaat, onarım, montaj ve taşımacılık faaliyetleri ile ilgili döviz olarak elde ettikleri hasılatın yüzde 0.5’ini aşmamak şartı ile götürü gider yazabilirler. Yurt dışında döviz cinsinden elde edilen hasılatın yurda getirilmesi zorunlu değildir. İhraç kaydıyla mal tesliminde bulunanlar, götürü gider uygulamasından faydalanamazlar. Bu indirimden faydalanmak için bent kapsamındaki belgesiz giderlerin dönem içinde kanuni defterlere kayıt edilmesi gerekli olup, beyanname üzerinden indirim yapılması mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Ücret kazançları konusundaki vergilendirmeye de değinen Pamukçu, “Vergi, gelirin gerçek ve safi tutarı üzerinden alınmaktadır. Ücretin safi tutarı, ücretin gayrisafi tutarından belli indirimlerin yapılmasından sonra kalan miktardır. Birden fazla işverenden ücret alan ve birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerin toplamı 103’üncü maddedeki yazılı tarifenin ikinci gelir biliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin tamamı tevkif suretiyle
vergilendirilmiş ücretler beyan dışındadır. Yabancı ülkede bulunan işverence Türkiye’de mu
kim şahıslara hizmetleri karşılığında yapılacak ödemeler Türkiye’de vergi tevkif atına tabi olmaması için bazı şartlar gerekir. Bunları sıralayacak olursak, dar mükellef tarafından ödenmesi gerekir. Yurt dışındaki kazançlardan sağlanmalıdır. Türkiye’de gider ve maliyet yazılmaması ve döviz olarak ödenmesi gerekir. Yabancı ülkelerin konsolosluk ve elçiliklerinde çalışan Türk vatandaşlarının karşılıklı olmak koşuluyla istisna edilmiştir. Karşılıklılık anlaşmasının uygulanmadığı durumlarda ücret sahipleri yıllık beyanname ile ikametgahlarının bağlı olduğu vergi dairesine beyan vermek zorundadırlar” dedi.
Seminerin son bölümünde serbest meslek kazançlarındaki vergilendirme konusunda bilgi veren Pamukçu, “Serbest meslek kazancında elde etme tahsil esasına bağlanmış olup serbest meslek kazancı, tahsil olunan hasılattan ödenen giderlerin düşülmesi suretiyle gerçek
usulde tespit edilmektedir. Serbest meslek kazançları kural olarak tevkif suretiyle ön
vergilemeye tabi tutulmakta, nihai vergi ise mükellefin beyanı üzerinden alınmaktadır. Serbest meslek erbabının faaliyetlerinde kullanmak üzere satın aldığı ikinci aracı için amortisman giderleri, serbest meslek erbabının aksine tek başına çalıştırmayıp yanında sigortalı personeller çalıştıran serbest meslek erbapları meslek faaliyetlerinin ehemmiyet ve genişliği ile mütenasip olması koşuluyla birden fazla araca ait gider ve amortismanları indirim konusu yapmaları mümkün bulunmaktadır. Serbest meslek faaliyeti dolayısıyla müşterilerle yapılan sözleşmeler veya benzeri nedenlerle ödenen damga vergilerinin, mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel gider kapsamında değerlendirilerek serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır. Beyannameler için ödenen damga vergileri ise Gelir Vergi Kanunu’nda sayılan indirilecek giderler arasında yer almadığı için indirim konusu yapılması mümkün değildir” dedi.
Güncelleme Tarihi: 16 Mart 2017, 09:43