Doruk Sağlık Grubu’ndan Psikolog Nergis Öksüz, yeni toplumsal virüs olarak herkesi derinden etkileyen teknolojinin, sessiz düşman olduğunu söyledi.
Kaynaklara göre, dünyada nüfusun ortalama yüzde 54’lük kısmında internete ulaşılabilirliğin olduğuna dikkat çeken Öksüz, “Bu da, çocukların teknolojiden faydalanmalarına, yetişkinlerin bireysel sosyal medya hesaplarından, websitesi ve e-ticaret yapabilmelerine kadar geniş bir spektrumda olanak sağlıyor. Büyük mercekten bakıldığında, faydası çok gibi görünürken, internet ve teknoloji bu denli hayatımızda mevcutken, acaba zihin ve ruh sağlığı bundan nasıl etkileniyor? Durum, bebekten yaşlıya, çok da iç açıcı görünmüyor” dedi.
Çocuklar daha çok etkileniyor
Önüne geçilemeyen komplike bilgi akışının en büyük mağdurunun çocuklar olduğuna işaret eden Öksüz, “Çocuklarda, bu kadar komplike bilgi akışını yönetebilecek zihin altyapısı gelişmediğinden, dikkat eksikliği, algıda güçlük gibi ciddi sorunlar, yeme eşliğinde kullanılan teknoloji ile obezite, uyku düzensizliği gibi gelişim bozucu sonuçlar mevcut. Bunun yanında, teknoloji ile geçirilen her vakitte sosyal dünyadan uzaklaştıkları için, sosyal öğrenim ve konuşma gibi donelerde de çocuklarda gelişim yavaşlıyor” dedi.
Makinalarla ve bu makinalarda sunulan hayatlarla sağlanan iletişimin, çocukları, yaşamdan uzaklaştırdığını belirten Nergis Öksüz, “Çünkü çocuklar insanla değil, makinalardaki hayatlarla tek taraflı bir iletişim halindeler. Sabırları azalıyor, kullandıkça yaşamdan uzaklaşıyorlar, oyun bağımlılığından, ders başarısında düşüşe kadar, bir çok sorun yaşanıyor. Geçen yıl, tahimini olarak 56 çocuğun oyun bağımlılığından hayatını kaybettiğini biliyoruz.Özetle, postmodern dünyada çocukları bekleyen büyük tehlike, antisosyal kişilikler ve yaşam becerilerini düzenleyemeyen bireyler olmaları” şeklinde konuştu.
Paylaşımlardaki yaşamla kıyas yapılıyor
İnsanların, olağandışı görünmek adına çok farklı davranışlar sergileyebildiğine dikkat çeken Psikolog Nergis Öksüz, “2018 yılı verilerine göre, selfie çekerken ölenlerin sayısı dünyada 843, Türkiye’deyse 47. Herkes sosyal medyada aktif olunca, bu kütlesel bir harekete dönüşüyor ve insanlar olağandışı olabilmek için, çok farklı davranışlar içine girebiliyor. Teknolojinin, fiziksel tehlikelerinden çok, görünmeyen ve usul usul varlığımızı tehdit eden pek çok özelliği var” dedi.
Psikolog Öksüz, birçok sosyal medya kullanıcısının, bu mecralarda maruz kaldığı paylaşımlardaki kişilerin hayatlarıyla kendi yaşam yaşam tarzlarını kıyasa gittiğini, hal böyle olunca da kıskançlık duygusunun bastırılamadığını, özenilen yaşam standardına erişme adına şartların zorlandığını ve hatta borçlanıldığını, devamında da ‘başkalarının hayatı güzel, benimki niye kötü’ gibi gerçekdışı bir fikre kapıldığına işaret etti.
Hayattan kaçmak için bir araç
Bazı kişilerin, teknolojiyi hayattan kaçmak için kullandığını belirten Nergis Öksüz, “Bakın, toplu taşımada herkesin elinde telefon, kulağında kulaklık… İşte böyle olunca sosyal toplumdan izole bir durumla karşı karşıya kalınıyor, iletişim ve etkileşim azalıyor. İnternette var oldukça, aktif bir hayat hissi doğuyor fakat, çelişkisel olarak, kişiler ne kadar sanal hayatta vakit geçirirlerse, o kadar gerçek hayattan uzaklaşıyorlar” dedi.
“Tehdit büyük, farkına varmalıyız”
Geçtiğimiz yıla ilişkin çeşitli veriler de paylaşan Öksüz, şözlerini şöyle tamamladı:
“Teknolojinin sebep olduğu ve biten evliliklerin istatistiksel dökümü, geçen yıl için 2 bin 93’tür. İspanya’da yapılan 1 haftalık teknolojiden uzak kalma deneyinde, deney sonrası genel ‘iyilik’ hali, yüzde 64 oranında yüksek bulundu. Bunun sebebi, insan insana ilişkinin, sanal ilişkiden her zaman çok daha tatmin edici olması.
Özetle, teknolojiyi ve interneti uygun kullanmadığımızda, teknolojinin dev ağları, yaşamımızı tümden etkileyen bir hale gelecek. İnternet, tehlike olmadan fayda sağlaması için, iyi kontrol edilmeli, aksi takdirde tehdit, direkt yaşamlarımıza dönük, farkında olmalıyız.”