Konferansa konuşmacı olarak katılan Dumlupınar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Faruk Söyler, “ İlk göreve başladığım yıllarda gençlerin dindarlıkları üzerine çalışmalar yaptım. Gençliğin yüksek enerjisini, potansiyelini caminin maneviyatı ile buluşturmalıyız. Burada bir eksiklik var. Gençlikte yüksek bir enerji var; böyle bir enerji, ihtiyaç duyduğu manevi güce nasıl ulaşabilir, o desteği nasıl alabilir? Çünkü, taşan sel gibi, zaman zaman bir fırtına gibi esen bu enerji, kontrol edilemediği zaman güç olmaktan çıkar. Kontrolsüz güç güç değildir. Biz o gücü kontrollü hale getirmek zorundayız. Camiler, tarihinde hiç olmadığı kadar konforlu, lüks ve büyük. Efendimizin ilk mescidinde halı yoktu. Mescit, cami denilince akla Selimiye, Sultan Ahmet geliyor. Fiziki olarak camiyi düşünüyoruz. Cami sadece namaz kılma yeri değildir. Sohbetler yapılan yerlerdir. Peygamber Efendimiz, her sabah namazdan sonra ashabına gördüğü ve onların gördükleri rüyaları sorar, yorumlardı. Aç kalanlara, yolda kalanlara rehberlik edilir, doyurulurdu. Caminin fonksiyonları çok büyüktü. Son 200 yılda cami büyük yara aldı. Camiler hançerlendi. Caminin bütün fonksiyonları, bir manada kalbinin büyük bir bakıma ihtiyacı var. 2011 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başlattığı camiye anlam katma çalışmalarını önemsiyorum. Gençlerimiz camiye ancak asli fonksiyonlarına dönerek buluşturulur” şeklinde konuştu.
Konferansın ardından davetlilere yemek ikramında bulunuldu. Güncelleme Tarihi: 17 Ekim 2014, 11:57
