Üniversitelerin yıllar geçtikçe köklü bir yapıya sahip olması bekleniyorken tam tersi bir gidişatın söz konusu olduğunu ifade eden Eğitim Bir-Sen Bursa 2 Nolu Şube Başkanı İlyas Kaya, “Büyük, hantal, yönetilemez ve performansı izlenemez durumda olan dev üniversiteler parçalara ayrılmalıdır. Tüm bölümlerin, programların performansı izlenmeli, duruma göre tedbirler alınmalıdır. Gerekli laboratuar ve atölye ihtiyaçları için çalışma yapılması ve öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısının düşürülmesi veya yeni öğretim elemanı istihdam edilmesi gerekiyor” diye konuştu.
“Doktora yapan öğrenci sayısı artmalı”
Türkiye’deki doktora yapan öğrenci sayısının ülke genelinde 15-20 bin düzeyine gelmesi gerektiğinin de altını çizen Kaya, “Araştırma yapan, üniversitede öğrenci ile akademisyen arasında köprü kuran ve yükseköğretime dinamizm katan genç akademisyenleri küstürmemek gerekiyor. Liyakat esaslarında araştırma yeteneği, iletişim ve öğrenme becerisi ön planda olmalıdır. Dünyada üniversiteler kendi ekollerini doktora öğrencileri üzerinde tescil ederler. On yıllar geçmesine rağmen bir üniversite kendi eğitim kültürünü inşa edememişse o üniversite başarısız bir üniversitedir” şeklinde konuştu.
“Kaynaklar doğru kullanılmalı”
Kaynakların doğru kullanımı noktasında da çalışmalar yapılması gerektiğini belirten İlyas Kaya, “Kaynakların kullanımı konusunda yaptığımız gözlemler pek iç açıcı değil. Kampüslerde geri dönüşüm ve enerji tasarrufu ile ilgili çalışma yapılmıyor. Oysa dünyanın önde gelen üniversiteleri bu konuda çok yol kat etti. Pek çok eski, yalıtımsız bina enerji giderlerinin çok yüksek olmasına sebep oluyor. Aydınlatmalarda ve ısıtmalarda akılcı tasarruf tedbirleri alınmalı. Kampüs içi ulaşımda yeşil ulaşım seçenekleri değerlendirilmeli, bisiklet vb. ulaşım araçları tüm ülkeye örnek olacak şekilde teşvik edilmelidir” dedi.
“24 saat yaşayan kampüsler oluşturulmalı”
Üniversite kazanan öğrencilerin kaderine terk edildiklerini de söyleyen Başkan Kaya, “Ailelerin ve gençlerin umutla, çalışarak geldiği üniversiteler yetenekleri ve hayalleri öğütüp yok ediyor. 21. yy Türkiye’sinde barınma ve gıda sorununu çözememiş kampüsler, araştırma yapacak öğrencilerin umutsuzluğa kapılmasına sebep oluyor. 24 saat yaşayan kampüsler, her an bilgiye ulaşılabilir ortamlar oluşturmak üniversitelerin karar alıcılarının öncelikleri arasında olmalıdır” diye konuştu.
“Ortak akılla hareket edilmeli”
Yüksek öğretimde herkesin fikrinin alınması gerektiğini de belirten Kaya, “Üniversiteler demokratik yapıdan yoksun, mobbing ve gelecek kaygısının kol gezdiği yerler haline gelirse, oradan nefret ve kutuplaşmadan başka hiçbir şey çıkmaz. En küçük planlarda dahi ilgililerin görüşleri alınmalı, istişare kültürü tabandan tavana her aşamada yaygınlaştırılmalıdır. Aksi takdirde çalıştığı laboratuar hakkında karar alınırken fikri alınmayan araştırmacının huzur içinde çalışabileceğini kim iddia edebilir?” ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 19 Haziran 2017, 12:33