eş zamanlı olarak düzenlediği basın açıklamaları ile MEB’in performans değerlendirme sistemi
taslağını, mülakatla sözleşmeli öğretmen atama uygulamasını ve öğretmenlere yönelik artan
şiddet olaylarına tepkisiz kalmasını protesto etti. Bursa’da düzenlediği basın açıklaması ile Eğitim-Bir-
Sen Bursa 1 Nolu Şubesi, sendikanın Türkiye genelindeki protestosuna destek verdi. Eğitim çalışanları
ve sendika üyeleri, ellerindeki ‘Şiddete dur de’, Öğretmenine değer ver’, ‘Performansa hayır’
dövizleriyle ve hep bir ağızdan haykırdıkları ‘Onurumla yaşamak istiyorum’, ‘Bakanlık şaşırma
sabrımızı taşırma’ sloganlarıyla Eğitim-Bir- Sen’in protestosuna destek verdi.
“YALAN VE İFTİRALARLA EĞİTİM-BİR- SEN ÜZERİNDEN ÜYE DEVŞİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yaptığı basın açıklamasında hem bakanlığı hem de diğer
sendikaları sert bir dille eleştiren Eğitim-Bir- Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Numan Şeker, “Arazide,
okullarda, öğretmenler odasında diğer sendikalar ‘Eğitim-Bir- Sen’in performans taslağında bakanlığın
yanında yer aldığını’ şeklindeki yalan ve iftiraları Eğitim-Bir- Sen üzerinden üye devşirmeye çalışıyorlar.
Açık ve net söylüyorum; 27 Şubat günü biz Eğitim-Bir- Sen Bursa 1 Nolu Şube olarak, Türkiye
genelinde basın açıklaması yaparak performans değerlendirmesinin uygulanabilir olmadığını ve karşı
olduğumuzu ifade ettik. Ama kafasını kuma gömenler bunu duymamış gibi arazide farklı söylemlerle
akıllarınca Eğitim-Bir- Sen’e saldırmaya çalışıyorlar. Bunların nereye hizmet ettiğini biz çok iyi biliyoruz.
Genel merkezlerinde çeteleri nasıl misafir ettiklerini, PKK’lı yaralı teröristlerin nasıl tedavi edildiklerini
kamu çalışanları unutmadı. Bunlar genel başkanlarının hesabını soramazken eğitimcilere sahip
çıkmaya çalışıyor. Biz doğru bildiklerimizin arkasında sonuna kadar dururuz. Yanlış gördüklerimizi de
babamız dahi olsa onun karşısında dimdik ayakta dururuz” dedi.
“MEB PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ İNADINDAN VAZGEÇMELİ”
MEB’in kanuni dayanağı olmayan öğretmenlerin performans değerlendirmesi uygulamasına son
vermesi gerektiğine dikkat çeken Başkan Numan Şeker, “Ekim 2017 tarihli Kurum İdari Kurulu Çalışma
Raporu’nda ‘Pilot illerde uygulaması denenmeye başlanılan, öğretmen motivasyonunu olumsuz
etkileyecek, çalışma barışını bozacak, kanuni dayanağı olmayan öğretmenlerin performans
değerlendirmesi uygulamasına son verilmesi’ konusu üzerinde çalışma yapılması imza altında
alınmasına rağmen; böyle bir taslağın hazırlanması; söz konusu çalışmanın yapılmadığını, bakanlığın,
attığı imzanın gereğini yerine getirmekten imtina ettiğini göstermektedir. Performans
değerlendirmesinin hukuki ve kanuni dayanağı yoktur” diye konuştu.
“UYGULAMADAKİ ISRAR MAĞDURİYETLERE VE HATALARA NEDEN OLACAK”
MEB’in performans değerlendirme sistemini uygulamaya koymaktaki gereksiz ısrarının, hatalara ve
mağduriyetlere sebep olacağının altını çizen Başkan Şeker, “Performans değerlendirmesi, herhangi
bir analizin sonucu olmadığı gibi, neye hizmet ettiği de belli değildir. Uygulanabilir bir politika aracı
değildir. Eşit olmayan şartlarda hizmet verenleri aynı kıstaslarla ölçmeye çalışmak hakkaniyete
aykırıdır. Bakanlığın kurumsal performansı sorgulanmadan öğretmenin performansı değerlendirilemez.
Eğitimin öznelerine değinmeyen performans değerlendirmesi puan toplamaktan başka bir amaca
hizmet etmez. Bakanlığın aceleci ve plansız bir tavırla, hukuki ve kanuni dayanağı
olmayan performans değerlendirme sistemini uygulamaya koymaktaki gereksiz ısrarı, hatalara
ve mağduriyetlere yol açacaktır. Eşit olmayan şartlarda hizmet veren öğretmenlerin yine eşit olmayan
şartlara sahip değerlendiriciler tarafından eşit olmayan bir puanlamaya tabi tutulacağı bir süreç bizi
beklemektedir” diye konuştu.
Basın Bülteni 27 Mart 2018
“MÜLAKATLA ATAMADAN DA SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİKTEN DE VAZGEÇİLMELİDİR”
Açıklamasında mülakatla sözleşmeli öğretmen atama uygulamasına yönelik eleştirilerini dile getiren
Numan Şeker, “İş barışına halel getiren, vicdanları yaralayan, adalet duygusunu örseleyen bakanlığın
bir başka uygulaması olan mülakatla sözleşmeli öğretmen atamasını da asla onaylamıyoruz. Tek
başına sözleşmeli öğretmenlik uygulaması çok ciddi bir sorun iken, atamaların mülakatla yapılması,
yapılan mülakatlar çerçevesinde adayların kazanma ya da kaybetme nedeninin objektif bir şekilde izah
edilmemesi, birçok yazılı sınavdan geçen öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca bir kaç dakikalık
mülakatla elenmesi adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. Bakanlık
mülakatla atamadan da sözleşmeli öğretmenlikten de vazgeçilmelidir. Bakanlık, öğretmenler arasında
fark oluşturan ve öğretmenlerin özlük haklarında sorunlara neden olan sözleşmeli öğretmenlik
uygulaması yerine, dezavantajlı bölgelerde çalışacak öğretmenleri teşvik edecek bir
mekanizma geliştirmelidir” şeklinde konuştu.
“ŞİDDETİN ÖNLENMESİ İÇİN İVEDİLİKLE TEDBİR ALINMALIDIR”
Eğitimcilerin terörün, hain darbe girişiminin ve şiddetin hedefi olması eğitim camiasını umutsuzluğa
düşürmeye başladığının altını çizen Şeker, “Hain darbe girişimi aramızdan Yusuf Elitaş’ı aldı.
Teröristler mesleki hayatının henüz başlarında Aybüke Yalçın ve Necmettin Yılmaz’ı hedef aldı. Şiddet
ise başta Ayhan Kökmen olmak üzere birçok öğretmenimizi katlederek geride kederli bir camia ve aile
bıraktı. Iğdır’da Yücel Düzci öğretmenimiz, saldırıya uğrayan öğrencilerini korurken, gözü
dönmüş kişilerin şiddetine maruz kaldı. Son olarak, Patnos’un Aktepe köyündeki Yatılı Bölge Okulu
Müdürü Yusuf Vural, bir öğrencinin kardeşi tarafından sırtından bıçaklandı. Şiddetin aileden sokağa ve
çalışma ortamına kadar hayatın her alanında gözleniyor oluşu, sağlıksız bir gidişatı işaret etmektedir.
Bu mesleği her türlü haksızlığa ve saldırıya açık hâle getiren yaklaşımlar, politikalar bugün geldiğimiz
noktanın sebebidir. Yaşanan mesleki erozyon öğretmeni savunmasız bırakmış, saldırılara açık hâle
getirmiştir” diyerek şöyle devam etti: “Topluma verdiklerine ters orantılı olarak yeteri kadar mağdur
edilen öğretmenlerimiz ilgisiz, desteksiz, çaresiz bırakılmamalıdır. Öncelikle MEB, misyonuyla
yakıştıramadığımız ve anlaşılmaz bir şekilde her defasında öğretmeni zora sokan, mağdur eden
uygulamalardan bir an önce vazgeçmeli, onları en etkili ve güven verici tarzda korumalıdır.”
“BAKANLIK ŞİDDETİ GÜNDEMİNE ALMASI İÇİN DAHA KAÇ ÖĞRETMEN ÖLMELİ”
Hala Milli Eğitim Bakanının gündeminde eğitimde şiddet olmadığını işaret eden Numan Şeker,
“Günlerce aylarca haykırıyoruz. Maalesef Milli Eğitim Bakanından hala bir açıklama yok. Bakanının
gündemine eğitimde şiddet girebilmesi için bakan bize kaç öğretmenin öldürülmesi gerekiyor söylesin
ona göre gündem oluşturalım. Milli Eğitim Bakanı, Sağlık Bakanı gibi; ‘Sağlıkta yapılan şiddet bana
yapılmıştır’ şeklinde bir açıklama yapamaz ve hukuksal düzenlemeleri hayata geçiremezse eğitimciler
her gün şiddete maruz kalacak. Allah korusun hayatlarını kaybedecekler. Dolayısıyla bu sözün
merceği MEB acilen eğitimcilere uygulanan şiddeti karşı hukuksal düzenlemeler yapmalı ve bir an
önce hayata geçirmelidir” diyerek sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Eğitim-Bir- Sen
olarak, performans değerlendirmesi başta olmak üzere, öğretmenlik
mesleğini değersizleştiren ve eğitimin sorunlarını derinleştiren uygulamalara karşı sonuna
kadar mücadele edeceğiz.”
Güncelleme Tarihi: 27 Mart 2018, 16:54