Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılan ve uzman isimler eşliğinde Türkiye’deki marka kurumların konuşulduğu programda söz alan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, destinasyon markalaşması konusunda Bursa’da yaptıkları çalışmaları anlattı. Bursa’nın sadece bir alanda değil Bütünşehir Yasası’nın getirdiği avantajlarla her alanda kalkındığını, tarihi ve kültürel çalışmalar, turizm anlamında dünya çapında uygulamalara ev sahipliği yaptığını vurgulayan Başkan Altepe, “Markalaşma, inovasyon ve AR-GE konusunda Türkiye’nin istediği noktalara gelebilmesi için yerel yönetimlere büyük görevler düşüyor. Biz de ülkemizin 2023 hedeflerine katkı sağlamak için şehrimizin marka ve destinasyon anlamında ne tür bir zenginliği varsa bunları açığa çıkarmak için çalışıyoruz” dedi.
Göreve gelir gelmez bu yönde kolları sıvadıklarını ve başta Osmanlı sultanlarının kurduğu Muradiye, Yıldırım ve Hisar olmak üzere şehir merkezindeki tüm tarihi eserleri restore ettiklerini belirten Başkan Altepe, yapılan bu çalışmalar neticesinde Bursa’nın bir bütün olarak UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girdiğini kaydetti. Yapılan çalışmalarla kentte yer üzerinde bulunan tüm eserlerin ayağa kaldırıldığını, yer altındaki eserlerin rekonstrüksiyonu konusunda da yoğun bir çalışma içerisine girildiğini vurgulayan Başkan Altepe, bundan sonraki rotanın İznik olduğunu kaydetti. İznik’in Hristiyan alemi açısından da öneminin büyük olduğunu söyleyen Başkan Altepe, “İznik Gölü’nün içerisindeki tarihi bazilikayı yine fotoğraflama çalışmalarımız sırasında bulduk. Bu buluşumuz, o yıl dünyanın en önemli keşifleri arasında gösterildi. İncil’in 4’e indirildiği bölgenin adıdır İznik. Burada yaz kış arkeolojik çalışmalar belediyemiz öncülüğünde devam ediyor. Roma Tiyatrosu ile Osmanlı çini fırınlarını yeniden gün yüzüne çıkartıyoruz. Burasını da UNESCO listesine sokma gibi bir düşüncemiz var” diye konuştu.
Başkan Altepe, konuşmasında, jeopolitik konumu itibariyle Türkiye ile dünyanın önemli turizm destinasyonları arasında yer alan, her geçen gün bu potansiyelini artırma yoluna giden Bursa’da yapılan ulaşım ve turizm yatırımlarına da işaret etti. Kentin başta İstanbul olmak üzere önemli lokasyonlarla olan irtibatını artırmak için deniz ve hava ulaşımını kolaylaştırdıklarını, kent içerisindeki aktarmanın sıkıntısız gerçekleşmesi için stratejik bölgelere raylı sistemler yerleştirdiklerini söyleyen Başkan Altepe, “Yaptığımız yatırımlar tabii ki ulaşımla sınırlı değil. Turizm de markalaşma ve destinasyon konusunda üzerine düşen payları aldı. Geliştirdiğimiz 0.50 emsal uygulamasıyla kentteki otel sayısı yaklaşık yüzde 300 oranında arttı. Yine 100’ün üzerinde manastırı barındıran, eşsiz krater göllerine sahip, şelale ve kanyonları bulunan Uludağ, payına düşen yatırımları alıyor. Burayı Davos gibi turizmde ana destinasyonlar arasına sokmak için yetkilerimiz ölçüsünde üzerimize düşeni yapıyoruz. Yine 115 kilometre uzunluğa sahip sahillerimizi sil baştan düzenliyoruz. Hayvanat bahçemizi geliştiriyoruz. Dünyaca ünlü Uluabat Gölü’nün Marmara Denizi’ne bakan yüzeyine düşündüğümüz kanal projesi bakanlıktan onay bekliyor. Avrupa’nın en önemli alanlarından biri olan Karacabey Longozu da etkisini giderek artırıyor. Dağ bölgelerimizde gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla eko-turizmi ayağa kaldırıyoruz. Düzenlediğimiz uluslararası festivallerle, Bursa’nın adını kültür ve sanat anlamında da öne çıkartıyoruz” şeklinde konuştu.
Baştan Altepe, oturum yöneticisi Ali Saydam’ın sorusu üzerine son 5-6 yılda yapılan uygulamalarla Bursa’nın huzur açısından Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri haline geldiğini vurguladı. Bursa’nın huzur kenti olmasındaki önemli ayrıntıyı ‘sıkıntılı bölgelerin ortadan kaldırılarak park yapılması ve emniyet birimlerine gereken her türlü desteğin verilmesi’ olarak nitelendiren Başkan Altepe’nin bu tespiti, dinleyicilerin takdirine sebep oldu.
