Biz Evliyaullah Olabilir Miyiz?

Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kara, insanların Allah’ı dost edinebilmek için önce müminlerle dost olması gerektiğini söyledi.

Biz Evliyaullah Olabilir Miyiz?
banner98
 Bursa Kent Konseyi tarafından tertiplenen Kültür Haftasında, Sami Güner Sanat Galerisi'nde konferans veren Prof. Dr. Mustafa Kara, sporcuların şampiyon olmak için iyi bir teknik direktör bulup uzun müddet çalıştığına dikkat çekerek, “Ahiret hayatını kurtarmak da insanın zaferidir. Onun için iyi teknik direktör, yani mürşid seçmelidir. İki kardeşten bir tanesi 30 kilogram kaldırırken, diğer kardeş uzun yıllar çalışarak 150 kiloyu kaldırabilmektedir. İnsan mürşidini iyi belirleyecek. Çok para vererek edinilen teknik direktörler nasıl bazen başarılı olamayıp kısa sürede gidiyorsa, mürşidi iyi seçmek de önem arz ediyor. Çünkü sonsuz bir hayatınız söz konusudur. İnsanın Allah’ı dost edinebilmesi için müminlerle dost olabilmesi gerekir. Evliyalık dostluk demektir. Müminler müminlerin evliyasıdır. Müminlerle ne kadar dostsunuz? Dostluk sıradan bir tanışıklık değildir. Daha öte bir kavramdır. Allah birbirimizle dost olmamızı istiyor. Hayatın ana sorusu budur. Bu dostluk nasıl oluşacak. Birbirimizle dost olamazsak O’nunla dost olamayız. Müslümanlarla dost olan Allah ile de dost olur. Tasavvuf işte budur. İnsan, nisyan, yani unutmak kökünden gelmektedir. Hatırlamak ise zikir iledir. Allah’ı hep düşünen zikrediyordur. Ter dökülmeden şampiyon olunamadığı gibi iyi bir mürşidin önderliğinde ibadetler ve zikirler yapılarak son nefesi kurtarmak mümkün olabilir” dedi.
Dinin bizden ciddiyet istediğini anlatan Prof. Dr. Mustafa Kara, “Allahü teala ve Peygamber Efendimiz Muhammed aleyhisselam bizden bir ciddiyet istiyor. Biz evliyaullah olabilir miyiz? Bizim o noktaya çıkmamızı istiyorlar. O derece güçlü bir irade, sabır, alın teri koymak gerekiyor. Bunu bir ustanın tecrübesi ile taçlandırmalıyız. Ustanın, mürşidin görevi nedir? Tecrübesini aktarıyor. Biz de kapasitemiz varsa onu kullanıyoruz. Zaman kazanıyoruz. Ustaların yaptğı bir tecrübe aktarımıdır. Dost olmak, ismimize yakışacak gibi dost olmanın yollarınını arayıp bulmak mecburiyetindeyiz. Peşine düşmek gerekiyor. En basit işler bile büyük çalışma, vakit istiyor. Kalbimizi Allah’ı sevebilecek kaliteye yükseltmek için de çok çalışmalıyız. Allah’ın bizi sevebileceği bir kalbe sahip olabilmek lazım. Ayet-i kerimede, “Allah onları, onlar Allah’ı severler” buyuruyor. Bu sevgiyi öldüren ise kibir ve kindir. Kibir, yaptığımız kırık dökük ibadetleri düşünerek veya dünya mevkilerinden dolayı gururlanmaktır. Bütün sermayeyi tüketir. Kindar olandan da dindar olmaz. Medeniyetlerin üçlü sac ayağı: ilim, fikir ve sanattır. İlim yani irfan ayağı üçte birdir. Fikir ve düşünmek ikinci ayaktır. Güzel sanatlar veya sınai bedia ise üçüncü ayağı tamamlar. Güzel sanatların merkezi dergahlardır. Tasavvuf ise gönül eğitimini esas alır. Güzel sanatlar da gönül işidir. Hepimiz ölene kadar dostluğa, zikre muhtacız. İnsan unutkan varlıktır. Bir an bile Allah’ı unutmamak için mürşidin gösterdiği yolda olmalıyız” diye konuştu.
Üveysilik ile yani uzaktan mürşid edinmenin mümkün olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Kara, bir alimin eserlerini okuyarak da ona bağlanılabileceğini, onun yazdıklarını yaparak yoluna girilebileceğini sözlerine ekledi.
Güncelleme Tarihi: 21 Şubat 2015, 11:11
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0