Seçim çalışmalarına başladıklarını belirten Milletvekili Hüseyin Şahin, “Biz istişareye çok önem veriyoruz. Milletimizin çabalayarak, çalışarak kazandıklarını bir krizde kaybettiği günleri iyi hatırlıyoruz. Eskiden 3-4 yılda bu krizler yaşanır, bu paralar birilerinin cebine transfer olurdu. Faiz artışları, enflasyon, devalüasyonları çok yaşardık. Sonra 2002’de AK Parti iktidara geldi ve 3 seçimde de oylarını arttırarak, tek başına iktidar oldu. 2003’te yaptığımız bütçenin yüzde 43’ünü faize veriyorduk. Yaklaşık 56 milyar lira. 2013 bütçesinde faize ayrılan kısmı yüzde 13’e kadar düşürdük. Yaklaşık 52 milyar liraya kadar düştü. Aynı periyoda devam etseydik, faize ödeyeceğimiz pay 176 milyar TL olacaktı. 10 yılda 120 milyar TL fark var. Birileri de ‘bu niye milletin cebine gidiyor’ diye düşünüyor. Bunu da son 1 yılda yaşananlardan anlıyoruz” dedi.
Türkiye’nin 2013 Mayıs ayında cumhuriyet tarihinin en düşük faiziyle borçlandığına vurgu yapan Şahin, “Mayıs ayında IMF borcunu tamamıyla sıfırladık. Bizim millet merkezli politikamız birilerini rahatsız ediyor ve içerideki iş birlikçiler, tetikçiler harekete geçiyorlar. 3 ağaç sevdasıyla yola çıktıklarını söylüyorlar. Sonra faizler, döviz kıpırdıyor. Bunun tutmadığını görünce de her şey normale dönerken, son 3 ayda yaşanılanlara maruz kalıyoruz. Sabah kalkıyoruz her şey çok güzel gidiyor, akşam birileri tape hazırlıyor. ‘AK Parti’ye oy vermeyin de nereye oy verirseniz verin. Yüzde 40’ın altında bir oy alsın ki, cumhurbaşkanını seçemesinler. Sonra da bastıralım erken seçim yapılsın. Oradan da koalisyon çıkartalım’ diyorlar. Başbakanımız da bu yaşananlardan çok mutlu değil. Faizler daha da düşseydi, daha güzel bir bütçe yapsaydık. İşte bunun olmasını istemeyenler var. ‘Bunlar eski köklerine dönerse, adaleti, sömürmeden beraberce yaşamayı öğrenirse, bunları sömüremeyiz’ diye önümüzü kesmeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
"BU KADAR GÜVENMEMEMİZ LAZIMMIŞ"
Cemaat ile AK Parti arasındaki gerginliğin sorulması üzerine Şahin, “Ben siyaset yapmaya gelmedim. Sadece bilgilendirme yaptım. Baş örtüsü meselesini çözdüm demedim. Memuriyet yaparken, kapının önünde açıp, dışında kapatıyorlardı. Gizli gizli namaz kılıyorlardı. Baş örtüsü ile üniversitelere giriliyor demedim. 12 yaşından küçük çocukları Kuran-ı Kerim öğrenmeye gönderemiyordun. 3 kişi evinde sohbet edemiyordu. Bunları hepiniz biliyorsunuz. Ben karşı taraf deyimine katılmıyorum. Biz bu memleketi sevenlerle bir aradayız. Bizim karşı tarafımız yok. Biz iyi niyetimizin kurbanı olduk. Bu iyi niyeti kötüye kullananların iradelerinin kendilerinde olduğuna inanmıyorum. Komuta merkezi ele geçirilmiş bir tim gibi düşünün. Bu kadar güvenmememiz lazımmış. Bir gün herkes bundan pişman olacak. Ne kadar tahribat verecek, bunu göreceğiz. Biz kimseye öfkeli değiliz. Başbakana yapılanlar size yapılsa, ‘az bile yapıyor’ dersiniz. Şahsına, ailene, şirketine sürekli iftiralar yapılsa dayanamazsın tabii ki” diye konuştu. Güncelleme Tarihi: 07 Mart 2014, 12:14