TBMM çatısı altında ne zaman bir uzlaşı sağlanacak? Hangi konuyla alakalı hemfikir olunacak sabırla bekliyorum.
Milletvekillerinin özlük haklarıyla alakalı, maaşlarıyla alakalı bir düzenleme bir artış söz konusu olacağı zaman her nedense muhalefet muhalefetliğini unutup iktidarla aynı düşünceye bürünmekte.
Buradan da şunu çıkarabiliriz ki muhalefetin vatan sevgisi maaşlarına yapılacak zamdan daha değersiz ve anlamsızdır.
Geçenlerde Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ile alakalı skandal kararını eleştiren Cumhurbaşkanına söylenmedik laf bırakmayan ve eleştiren gerek muhalefet gerekse sivil toplum örgütlerinin, paralel yandaşlarının ve Cumhuriyeti sadece kendi tekelinde sanan o zihniyetin sesi nedense bu hafta hiç çıkmadı.
Devleti bir PKK mensubuna tazminat ödemeye mahkûm eden aynı Anayasa Mahkemesinin kararını hangi namus ve ar mantığına sığdırabilecekler?
Gurur, şeref, namus kavramlarının kendilerinde toplandığını düşünen bu zihniyet Anayasa Mahkemesinin bu kararı karşısında sessiz kalmaları ve eleştirmemeleri şeref ve namus yoksunu olduklarını mı gösteriyor?
Demek ki neymiş? AYM kararları da sağlıklı olamayabiliyormuş. Demekki neymiş? AYM kararları da eleştirilebilir tanınmayabilirmiş.
Emre Usluyu tanıyanlarınız vardır hani ilk fırsatta Amerika ya kaçan her fırsatta Türkiye’yi karalayan
HDP ile kol kola Ülkemizin Cumhurbaşkanını protesto eden Paralel Örgütün kalem tetikçiliğini yapan Emre Uslu dan bahsediyorum. Tam da bu günlerde ülkesine geri dönmesini tavsiye ediyorum. AYM’nin bu hızla kendisine de bir hak ihlali yapıldığına dair bir karar vereceği kuvvetle muhtemeldir. Dolayısıyla kaybetmiş olduğu şeref ve itibarının da iadesi yapılmış olunur.
Devlet olmak parası pulu olmak demek değildir. Devlet olmak nükleer mühimmata sahip olmak değildir. Devlet olmak yaralara derman olmaktır. Devlet olmak mazlumun yanında olmaktır. Devlet olmak Türklere Müslümanlara yapılan zulme karşı sessiz ümmetin çığlığı olabilmektir.
Devlet olmanın gereğini yerine getirip mültecilere kucak açan bu devleti mülteci politikasından dolayı eleştirenlere kızamıyorum aslında. Çünkü ‘’Boraltan Köprüsünde ’’ Türkmen Azeri kardeşlerimizin sığınmalarını reddedip geriye ölüme yollayan zihniyet şu anki Suriyeli mültecilerin sığınmalarına karşı çıkan aynı zihniyet değil mi?
Sizin atalarınızın kim olduğunu bilmem ama benim atam İstanbul’u fethettikten sonra içinde her türden inanca sahip insanları bir arada tutan ırk millet ayırımı yapmayan hoşgörülü Fatih Sultan Mehmet Han’dır.
Her fırsatta şehitlerimiz üstünden siyaset yaptınız terör cenazelerine gittiniz.
Sizin atalarınızı bilmem ama benim atam vatan millet uğruna yıllarca hareminin çadırına inmeyen ömrü at üstünde geçen Yavuz Sultan Selimdir Beyler.
Siz her fırsatta yaptığı harf inkılabı şapka kanunuyla Atatürk’ü sahiplenir hatırlarsınız ama ben
‘’Size ölmeyi emrediyorum’’ diye emir veren bir Başkomutan olarak sahiplenir ve hatırlarım.Siz her fırsatta seçme ve seçilme kanunu ile Atatürk’ü sahiplenirsiniz ve hatırlarsınız ama ben ‘’Hattımüdafaa yoktur sathımüdafaavardır, o satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkçaterk olunamaz’’ diyen bir şahsiyet bir askeri deha olarak hatırlarım ve sahip çıkarım Atatürk’e.
Başka bir Türkiye yok başka bir bayrak yok. Son zamanlarda Muhalefet olmanın sorumluluğunu Milli konularda daha da fazla taşıyan Sayın Devlet Bahçeli’yi bu konuda takdir ediyor ve sarf ettiği söze canı gönülden katılıyor ve tekrar ediyorum.
‘’Taş üstünde taş Baş üstünde baş kalmasın’’