''Âyetlerimiz kendilerine apaçık olarak okunduğu zaman, o kâfirlerin yüzlerinden inkârlarını anlarsın. Neredeyse, kendilerine âyetlerimizi okuyanlara saldıracaklar. De ki: "Şimdi size ondan daha kötü olanını haber vereyim mi? O, ateştir. Allah bunu kâfir olanlara vaad buyurdu. O ne kötü bir dönüş yeridir." (Hac Süresi 72 Ayet)''
Bilge adamlar olarak bizi takip eden tüm okurlarımıza Selamünaleyküm diyerek yazımıza başlıyoruz.
Gündem hayli yoğun...
Geçen sene Kasım ayından sonra, hayli gelişmeler yaşanmış.
Bir tarafta Afrin operasyonu,diğer tarafta Suriye'yi ele geçirmek isteyen emperyalist güçler!
Ülke olarak en masum ülke biziz...
En azından bizim işgalci olmak gibi bir niyetimizin olmadığı kesin. Ama diğer ülkeler için bunları söylemek imkansız.
Kimi enerji koridorunu ve petrol yataklarını ele geçirmek istiyor,
Kimi Ortadoğu’da İsrail’in daha güçlü olması için orada yer kapmak için mücade eden ülkeler, K
imi bazı ülkeri tehdit etmek için, orada yer kapmak isteyenler,
Ve tabiri caizse Suriye'ye çökmek için, binlerce km uzaktan gelip, orada savaşmaya çalışanlar var.
Ama gelin görün ki, bu olaylar sınırımızda yaşanırken, bakın bizimkiler neyin derdinde? Hadi buyrun cenaze namazına!
Vayy efendim biz neden Suriye ile mücadele ediyoruz?
Vay hadi Suriye'deki sınırımızı koruduk, neden Afrine gidiyoruz?
Hadi Afrine girdik, Münbiç'e doğru neden ilerliyoruz, seslerini duyuyoruz.
Hatta özellikle ana muhalefet partisi CHP ve HDP’nin bu konuda iş birliği yaptıklarını iletelim. En azından görüntünün böyle olduğunu söyleyelim. Hatta seçmenlerini bile bu konuda yönlendirdiklerini söyleyebiliriz. Yoksa düşünsenize, ülke olarak savaşa girmişken, teröristlere destek veren 2bin PKK,PYD ve YBG’li kişilerin sosyal medyada ülkemizi suçluymuş gibi göstermesi normal mi?
Tabi ki değil, bu yapılarında bir yerden organize edilip ülke geneline yayıldıkları kesin. Ama bu vatan hainleri bilmiyorlar ki, bu ülkede at koşturamayacaklar. Dün olduğu gibi, bugünde geberip gidecekler. En azından eşşek cennetine girecekleri kesin. İşte tamda bu noktada Bursa'da da bazı gelişmeler yaşanıyor. Bizlerde eski kafa, 3 kafadar bu yaşanan olaylara Fransız kalamadık. Hemen konuya geçelim. Geçtiğimiz günlerde gazetemizde gazeteci Mehmet Ali Yılmaz ile ilgili Erdal Şahan'ın kaleminden önemli bir yazı paylaşıldı. Bu yazıda özellikle bu kişinin halk dilinde bel altı vuruşları, bayanlarla ilgili yazdığı iddialar ve Yeni Marmara Gazetesi’nin sahibi Orfan Efe'nin muhafazakar birisi olması sebebiyle, neden gazetesinde saçma sapan yazılara fırsat verdiği ile ilgili önemli bir yazı yazılmıştı. Hatta o yazıda gazeteci Mehmet Ali Yılmaz için özellikle son dönemde BTSO üzerinden tetikçilik yapıldığını da Erdal Şahan iddia ederek yazdı. Pek Erdal Şahan yazısında bu konuda ne demişti? ''
Ama kimin adına ne karşılığı yaptığın belli olan köşe tetikçiliğinin arkasında dur da adam mısın, değilmisin görelim. Başkalarının onuruna, namusuna dil uzatırken, nasıl mama için aslan kesiliyorsan, sıra hukuk önünde hesap vermeye gelince altını pisleyen bir yaratığa dönüyorsun. Hani edepsizliği, arsızlığı utanmazlığı meziyet gibi her gün nasıl köşene taşıyorsan, sıra hesap vermeye geldiğinde kükre, kuyruğunu sıkıştırıp ödlek gibi kıvırma.
Nasıl talimatla çalıştığını bu talimatlar karşılığında nasıl haysiyet cellatlığı yaptığını artık herkes biliyor.''
Hatta gazete sahibi Orhan Efe'yi kastederek Erdal Şahan bakın onun için de ne yazmıştı? ''Maalesef, bu çirkinliklerini her zaman her platformda milli görüşçü, muhafazakar olduğunu iddia eden, sen tehditlerini savururken bundan maddi gelir elde etmek için görmezden gelen bir gazete de yapmanı da tarihe not düşüyorum. Sen saldırdıkça, avuçlarını oğuşturan bu sözde muhafazakar arkadaşlar, sizi de yazdık bir kenara.''
İşte tamda bu noktada bu haberin Manşetx Gazetesi’nde çıkmasından sonra önemli gelişmeler yaşandığını duyduk. İddiaya göre artık Mehmet Ali Yılmaz’ın Yeni Marmara Gazetesi’nden ayrıldığını duyduk. Zaten bu olaylar yaşanırken, Yeni Marmara Gazetesi’de çok önemli bir gelişmeymiş gibi sol cenahın temcilsici olarak, her yerde boy gösteren ve meslekte son demlerini yaşayan Ö.Yağmur Buydağ'ı transfer etmiş.
Yine bu transfer öncesi bu zatı muhterem hanımefendi durup duruken, gazetemizin imtiyaz sahibi Necmi İnce ve Erdal Şahan ile ilgili mesnetsiz, edepiz ve bir bayana yakışmayacak şekilde, sosyal medyada bir yazı yazmış.
Gerçi bizim patron çok sabırlı birisi.
Gereken cevabı sosyal medya üzerinden duyurarak, hukuk karşısında dava açacağını söyledi. Yine bu olaylar sonrasında, Yeni Marmara Gazetesi’nde göreve başlayan bu hanımefendi sosyal medyada neler yazmış ? Hatta bu olayı çok normal bir olaymış gibi yine, milli görüş camiiasından gelen Orhan Efe'de, güya sözüm ona milli görüşe katmak için gazetecileri yanıma aldım mesajı yazmış. Hemen o yazıyı da sizlerle paylaşıyoruz!
Şimdi buraya kadar herşey magazinsel konular olabilir ama şimdi yazacağımız konuların, ülke olarak, bu kadar hassas bir dönemde iken çıkması enteresan. Şimdi bu Ö.Yağmur Buğday hanımefendi için sosyal medyada Mustafa Pepek diye gazeteci bir arkadaşımız, önemli bir paylaşım yapmış. Gerçi bu hanımefendi, bu hesaba sahte dese de hesabı teyit etmek için eskilerden Alim Şahin kardeşimize sorabilir. Bakın neler yazmış? İdialar vahim gerçekten!!! Bizlerde eski kurt gazeteci olarak bu konunun detaylarını araştırdık. Aman Allahım neler çıktı karşımıza!!! Özellikle bu paylaşımın yapıldığı, Facebook'ta Özgürlük Mücadelesindeki Kadınlar Grubu’na baktık. Yine bu paylaşımları masum görenler olabilir mi, bilmiyorum ama bu hanımefendiyi araştırırken eşi Av.Özgür İnanç Yağmur içinde bu paylaşımlara yakın, sosyal medya iletilerine ulaştık.
Şimdi Buğdağ ailesinin, sosyal medyada paylaştığı bazı mesajları sizlerle paylaşıyoruz!
Evet daha çok belge ve bilgi var. Şimdilik bu kadar yeter!
Şimdi bu konuyu gündeme bizler getirmedik, bunun bilinmesini istiyoruz.
Bu hanımefendinin değerli gazeteci ve televizyoncu Necmi İnce’ye attığı iftiralar sonrasında, bizler bu çalışmayı yaptık.
Öncelikle vatansever TC.Bursa Savcılarını göreve davet ediyoruz. Bu konuyla ilgili gerekli adımlar bir an önce atılmalıdır. Bu terör seviciliği iddiaya göre varsa ki, var gözüküyor, bununla ilgili gerekli kovuşturmanın bir an önce açılması gerektiğini düşünüyoruz. Hatta bu paylaşımlarda, TC Devleti'ni yıkmak için, hain 15 Temmuz darbe girişimine destek veren tutum, davranış ve sosyal medyadan destek veren yazıların hiç bir izahının olmayacağını düşündüğümüzü belirtelim.
Yine bu kapsamda muhafazakar bir gazete olarak bilinen ve yine muhafazakar birden çok ortağı olan Yeni Marmara Gazetesi’nin saygınlığı göz önüne alınacak olursa, özellikle bu savaş ortamında böyle birisinin, bu yayın grubunda çalışması kabul edilecek bir durum değildir.
En azından üzerinde bu kadar leke olan bir kişinin, burada size katkı değil eksi getireceğini iletelim.
Zaten iddialara göre bu hanımefendinin zor şartlarda olduğu, yoksa aylık 3 bin liraya sağ bir gazetede neden çalışsın ki sorularının da akıllara geldiğini iletelim. Yine bu hanımefendi meslektaşımızın, şirket olarakta zor durumda kaldığı ve bize gelen bilgilere göre bazı belediye başkanlarını da tehdit ettiğini öğrendik. Hatta bunun belgeleride bize ulaştı.
Şayet bu yaşanan konularla ilgili Yeni Marmara Gazetesi bu kişi için gerekli adımları atmazsa, biz gazeteci olarak bu konuları kamuoyuna servis edeceğiz.
Bakalım kim AK kim KARA göreceğiz.
Velhasıl kelam burası, Muz Cumhuriyeti değil. Herkes ayağını denk alsın, eskilerin dediği gibi köpesiz köy buldum diye değneksiz gezmeye çalışanlara fırsat verilmez. Bunun içinde bizler, her zaman hakkın ve halkın hukukunu korumak için onların savunucusu olacağız. Şimdi ülke olarak birlik zamanı. Ama gelin görün ki, birleride menfaat peşinde. Bu yüce millet, bu oyunları çok gördü. Onun için mutlak zafer Alllah'ındır.
Böyle iken, Allah bir olarak anıldığı zaman Ahirete inanmayanların yürekleri burkulur da, O'ndan başkaları anıldığı zaman derhal yüzleri güler. (Zümer Süresi,45 Ayet)