Fakat bütün engelleme ve ablukaya rağmen, bölgenin en güvenli ülkesi olarak görülen Türkiye’ye sermaye akışının yaşanacağına dair görüş birliği de yine zirvede öne çıkan bir gerçek. Zirveyi ve son gelişmeleri aktaran Bahreyn İslami Bankası Üst Yöneticisi (CEO) Hassan Jarrar, Bahreyn, Kuveyt, Umman, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ülkelerinde istikrarsızlığın sürmesi hâlinde Arap sermayesinin Türkiye’ye doğru göç etmeye devam edeceğini belirterek “Çünkü Arap sermayesi güvenli limanlar arıyor. Körfez ülkelerinde bunu bulabilmek imkânsız. Bu sebeple daha fazla sermaye Türkiye’ye giriş yapacak.” dedi.
Konut, turizm ve tarıma yatırım yolda
GCC (Körfez İş Birliği Konseyi) ülkelerinin Türkiye’ye ağırlıklı olarak gayrimenkul ve turizm alanında yatırım yapacağını belirten Jarrar, Türkiye’de İslami bankacılıkta da gelişim olacağına işaret etti. Jarrar, ABD Başkanı Donald Trump’ın Müslümanlara karşı olan söylemleri, Almanya ve Hollanda’nın da bunu destekleyici tutumları nedeniyle Arap turistlerin Türkiye’ye daha fazla kayacağını söyledi. Türkiye’nin, gayrimenkul açısından Avrupa’ya göre bazı avantajları bulunduğunu, kültürel yapısı, gelenekleri ve toplumsal yapısıyla da Arap yatırımcıları çektiğini belirten Jarrar, özelikle tarım, hayvancılık ve gıda yatırımlarının öncelikli olacağını söyledi. Arapların Türkiye’den daha fazla gayrimenkul alımı yapacağı öngörüsünde bulunan Jarrar, Kanal İstanbul gibi mega projelere finansman sağlama ve yatırım yapma konusuna ilişkin soru üzerine de “Arap yatırımcılar, bu gibi projelere devlet tahvili, sukuk gibi enstrümanlarla yatırım yapmak ister” dedi.
FİKİRTEPE’DEN KONUT ALDIM
Jarrar, İstanbul Fikirtepe’de bir konut satın aldığını belirterek “Türkiye’nin geleceğine, tarihine güveniyorum, yemeklerini seviyorum, İstanbul’u seviyorum. Aynı zamanda Beşiktaş taraftarıyım” ifadelerini kullandı.
Zirveden notlar:
¥ Arap para otoriteleri ekonomik çeşitlendirmenin eksik kalmasından rahatsız. Petrol dışı üretim yetenekleri son derece sınırlı olan Arap ülkelerinde ‘alım satım’ dışında ikinci bir sektör neredeyse yok. Araplar üretimi sevmez, hele hele uzun vadeli yatırımlardan hiç hoşlanmayan Körfez yatırımcıları kısa vadeli karları tercih ediyor.
¥ Paranın kontrolü her ne kadar Araplarda gibi gözükse de yönelimleri batılı uzmanlar belirliyor. Kurumların başındaki isimleri saymazsak, ‘danışman’ olarak karşımıza İngilizler çıkıyor. Resmi kurumlar da dahil olmak üzere, finans ve yatırımı belirleyen örgütlerdeki beyaz yakalıların büyük bölümünü batılı ülkelerden gelen uzmanlar oluşturuyor.
¥ Kiminle konuşsak, ya İstanbul’da ya da Trabzon’da yakın zamanda konut satın almış. Tanışmanın arkasındaki ilk cümle “Geçen hafta Türkiye’deydim” oluyor. İstanbul, Yalova, Bursa’da evi olanlar bir süre mutlaka Uzungöl ve Ayder’de zaman geçirmiş. Bir çoğu, oturduğu evin yanı sıra yatırım amacı ile ikinci ve üçüncü evini alıyor.
Bu ülkeler Türkiye’yi büyüğü gibi görür
Türkiye’nin bölgede rol model olarak görüldüğünü söyleyen Bahreyn İsmali Bankası CEO’su Hassan Jarrar şunları söyledi: Aslında bu bölgede ülkeler, Türkiye’yi bir büyüğü gibi görür. Türkiye’nin demokratik ve laik bir ülke oluşu, bölgede rol model oluşturuyor. Çoğu ülke bunu başaramadı. Özellikle bölgedeki istikrarsızlığı göz önüne aldığımızda, Türkiye gibi bir ülkeye ihtiyaç duyulduğunu düşünüyorum.
‘Araplar çok komik’
“Türkiye kendi otomobilini üretecek. Arap yatırımcılar buna finansman desteği sağlamak ister mi?” sorusu üzerine üzerine Jarrar “Araplar çok komik. Bunu başka birisi söylese üzülürdüm ama bir Arap olarak ben söyleyebilirim. Araplar tarihlerinde de her zaman ticaret yapmış, gayrimenkule yatırım yapmış, mal alıp satmış. Üretime pek yatırım yapmamış. Bu sebeple otomobile yatırım belki olabilir. Ancak gayrimenkul yatırımının yanında çok cüzi olur” şeklinde konuştu.