Bakan Çelik, şunları kaydetti: “Doğru söylüyor diyenlerin hepsi 15 Temmuz'daki darbe girişimiyle meşru hükümeti eşit teraziye koyan bir demokrasi algısına sahip. Biz buna demokrasi demiyoruz, biz buna hukuk devleti demiyoruz. Bunun adı 'darbecilik'tir. Türkiye Cumhuriyeti'nin seçimle gelmiş hükümetine 'darbe yaptı' derseniz, bunu da 15 Temmuz darbe girişimiyle eşitlerseniz bunu adı 'darbecililk'tir."
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise CHP Balıkesir Milletvekili Tüm ile aynı fikirde olmadıklarını ifade etti.
CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay da, OHAL ilan edilmesinden bu yana 1.5 yıl geçtiğini hatırlatarak, 15 temmuz darbesini sadece AK Parti'nin değil, Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi birlikte halkın direnciyle püskürttüklerini belirtti. Altay, "Hizmet hareketi ne zaman terör örgütüne dönüştü? 17-25 Aralık'tan önce mi 17-25 Aralık'tan sonra mı, 15 Temmuz'dan sonra mı?" şeklinde konuştu.
"Hiç kimse seçilmiş meşru hükümeti 15 Temmuz'u yapanlarla aynı kefeye koyamaz, nokta"
CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm, askeri darbeye de sivil darbeye de karşı olduklarını söyledi. Bunun üzerine Bakan Çelik, "Eğer siz şimdi 15 Temmuz darbe girişimi ile hükümetin yaptığı işe darbe diyerek bunu özdeşleştirirseniz, hatta daha da şedit bir yere koyarsanız bunun adı demokratik eleştiri olmaz ve bundan yüce Meclisin fersah fersah uzak durması gerekir. Bütün bu uygulamaları eleştirebilirsiniz, hepsini tartışabiliriz, bütün bunların demokrasiyi zaafa uğrattığını, demokraside kırılganlık oluşturduğunu vesaire söyleyebilirsiniz ama darbe başka bir şeydir ve de bunu 15 Temmuz darbe girişimiyle aynı cümle içerisinde kullanarak ve ondan daha tehlikeli bir şey olarak sunmak o zaman şu manaya gelir; Fetullahçı terörist organizasyon ile meşru hükümeti aynı paradigma içinde algılamak, aynı zeminde değerlendirmek anlamına gelir. Dolayısıyla burada keşke arkadaşımız bu cümlenin kurulmasında bir özensizlik olduğunu ifade edip, doğru kurulmamış bir cümle olduğunu ifade edip ondan sonra sorularını sorsaydı. O soruların hepsi bu Mecliste konuşulabilir, sorulması da meşrudur. Ama bu cümle kurulduktan sonra ve bu cümlenin arkasında durulduktan sonra bu söylenenin demokrasinin yanında durmak olduğuna hiç kimse beni inandıramaz. 50 yıllık bir külliyatımız var darbelerin niçin tarihsel zorunluluk olduğunu anlatan ve bunlara meşruiyet ve mazeret üretmeye çalışan. Hiç kimse seçilmiş meşru hükümeti 15 Temmuz'u yapanlarla aynı kefeye koyamaz, nokta. Demokrasi budur" dedi.
“Terör örgütüyle iltisakı olan hiçbir özel okula Bakanlıkça eğitim öğretim desteği ödemesi yapılmıyor”
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 15 Temmuz 2016 terör eylemiyle ülkeye yönelik işgal girişimini başlatmadan önce haklarında Anayasa'ya ve devlete karşı cumhuriyet başsavcılıklarınca soruşturma açılan, terör örgütüyle iltisakı olan hiçbir özel okula Bakanlıkça eğitim öğretim desteği ödemesi yapılmadığını belirterek, "Devletin farklı birimlerinden gelen bilgiler ışığında terör örgütleriyle bağlantısı olduğu düşünülenler kesinlikle teşvik kapsamı dışında tutulmuştur. Peki, o zaman yine vermediğimizde de yani bunlara vermedik de daha sonra kripto olanlar, bir şekilde o terör örgütüyle bağlantılı olduğu süreçte ortaya çıkanlar bu miktarı alıyor" ifadelerini kullandı.