Kategoriler

Sedat Peker'in 9. Videosundaki iddialar yine gündem oldu

Türkiye gündeminde yaptığı açıklamalar ile gündem olan ve kendisiyle ilgili Suç Örgütü Lideri ifadesini kabul etmeyen Sedat Peker “Yaşadıkça ve yaşlandıkça değil, direndikçe büyürüz” başlığıyla 9’uncu videosunu yayınladı. Peker son videosunda Demirören’in Doğan grubunu satın almak için Ziraat Bankası’ndan aldığı 750 milyon doları ödemediğini öne sürdü. Peker, Sezgin Baran Korkmaz’ın yurtdışına kaçmadan önce İçişleri Bakanlığı’nda Süleyman Soylu ile görüştüğünü ve Soylu’nun Korkmaz’a yurtdışına kaç dediğini iddia etti.

Sedat Peker bugün yayınladığı videosunda çarpıcı iddialarda bulundu.

Peker’in iddiaları şöyle:

“Bugün hem güleceğiz hem de güldüreceğiz. Hem güleceğiz, hem düşüneceğiz. Geleneğimiz olduğu üzere bugün yine yoklamayla başlamak istiyorum, konuk oyuncularımız var. Akit Medya Grubu, makara yapmayacağım onlarla. Beraber ekmek yedik, sofra kurduk. Ama söyleyecek kelamlarım var onlara. Yine konuk oyunculardan düşkün Abdülkadir’i bugün kısa dakikalarda aramıza alacağız. Süslü Sülü, aslan Sülü, kaplan Sülü senin ahiretlik olduk. Bugün en büyük işim seninle. Pamukören bugün en büyük işim seninle

Çakma solcular orada mısınız? Çakma gazeteciler, çakma yorumcular, televizyona çıkan dümenciler, paketi nasıl indiriyorsunuz onu anlatacağım. Sahtekârsınız lan siz. Ulan adam değilsiniz, büyük sahtekârsınız. Çakma yorumcular, analistler. Doğu Dayı, Doğu Amca eyvallah, tamam.

Bu Süleyman yine çok saygısızlık yaptığı için müsaade ederseniz onun tek ayak cezasını bitirmeyeceğim. Arkadaşlarımız bana hep, ‘Neden 40 yaş altındaki insanlara sesleniyorsun? Bizim işimiz bitmedi, biz de genciz, biz de bu ülke için iyi şeyler düşünüp yapmak istiyoruz” diyor. Siz misafirsiniz, ben de misafirim. Ama vallahi tüm anlattıklarım 40 yaş altı için.

“TELEVOLE DENEN ZEHRİ İÇMİŞ İNSANLARIZ”

Biz televole denen bir zehri içmiş insanlarız. Ömrümüzün 15-20 senesi televole denen şeyle geçti. İnsanlar ona çıkmak için para veriyorlardı. Akıl sağlığı yerinde olan bir insanın bırak dinlemeyi, ben de dinledim, bizden bir şey olmaz. Bizden olsa olsa çöp olur. Vallahi diyorum masanıza oturtmayın, şaka yapmıyorum. Biz sadece aklınızı karıştırırız. Biz değil mi o televoleleri her gün olsun diye 4-5 saat TV başında onları izledik.”

Bir örnek vereyim Can Ataklı mesela. Adamın tarzı var, şekli var. Tanışmıyoruz ama. O da etkilenmiş ya, o da o kuşaktan o da seyredenlerden televoleyi. Bir haber yazmış, ‘Sedat Peker’in yurt dışına neden kaçtığını açıklıyorum’ diye. Meşhur olmak isteyen popçular böyle takipçi kasmaları gibi. Koskoca adamsın Can Abi, o yaptığın haber nedir, öyle rezalet mi olur? Olmaz. O yüzden diyorum, bizim hepimizi kaldırıp çöpe atacaksın, bizden bir şey olmaz.

Bizim sizinle bir sözlü akdimiz var. Bu sözlü akdimizi ete kemiğe büründürmenin zamanı geldi. Artık zaman geçti, birbirimizi tanıdık. Bu işten büyük kârlı olan sizsiniz, ben küçük kârlıyım. Ama benim de kârım var. Benim kârım ne, kişisel gelişimde aslan avlamak diye bir şey vardır. Hayatında büyük başarı yakaladığında, geçmişte yaptığın ufak tefek hatalar bir anda unutulur, gündem dışı olur.

Cezaevi filan onlar komik şey, ben onlarla ilgilenmiyorum. İnsanların algısındakini söylüyorum. Hak etmediğim şeyleri yüklediler bana. Bu hikâyeyi başarıyla neticelendirirsek ben, aslan avımı tamamlamış oluyorum. Yani bu nasıl okula gidiyorsun, öğretmenin sana ‘Senden hiçbir şey olmaz’ diyor. Büyüyorsun bir başarı yakalıyorsun, öğretmenin, ‘O kadar akıllı, başarılı bir çocuktun ki’ diyor. Annen baban bile seni farklı anlatmaya başlar. Bu işte benim kârım bu. Diyeceksiniz ki benim kârım ne? Anlatacağım.

“BELEDİYELERDE RÜŞVET, DERNEĞE HAYIR ADI ALTINDA VERİLİYOR”

Belediyeler nasıl soyuluyor ben size anlatayım mı? Bak engellemesi de çok basit. Ama hepsini bugün anlatmayacağım. Bugün belediyeleri anlatacağım, taşeron hırsızlığını anlatacağım. Çünkü akdimiz var, akdimize sadık kalacağız. Hepsini parça parça anlatacağım.

Bir belediye başkanına rüşvet vermeye gittiğinde, adam huylanıyor, senden parayı almıyor. Ya kelek yaparsa, ya kayıt gizli kayıt yapıyorsa, kamera varsa diye. ‘Bizim bir alt derneğimiz var, alt kuruluş, oraya şu kadar yardım yap’ diyor. Sen gidiyorsun oraya parayı yatırıyorsun, işte sözde hayır işi için. Hiç kusura bakmayın belediyeciler söz verdik doğru konuşacağız.

“PARAYI YATIRINCA, BELEDİYE BAŞKANI 100 BİN LİRALIK İŞ İÇİN 1 MİLYON LİRA FATURA KESİYOR”

Sen gidiyorsun paraya yatırıyorsun, ondan sonra ne yapmak istiyorsan onu yapıyorsun. Hani Sülü’nün Ankara’da akrabası var ya, onun yaptığı işlerin bu belediye aksanı. O dev olmuş, bakanlar, genel müdürler hepsini yönlendiriyor. Benim anlattığım belediyelerdeki sistem. Şimdi sen oraya parayı yatırdın ya, belediye başkanına gitmedi diyeceksin para. O ne yapıyor? 100 bin liralık bir iş var, en güvendiği arkadaşına diyor ki ‘1 milyonluk fatura kes’ diyor. İşi, istediği insana verme gibi bir saçma bir şey var, onu da siz (gençler) kaldıracaksınız. En iyi teklif verenin ihaleyi alması lazım. Sonra o 1 milyon liralık işi alıyor ama 100 bin liraya yapıyor. Ona 100 bin lirayı veriyor, 100 bin de vergi vesaire çıkarsa, geriye kalan 800 bin lirayı kılçıksız alıyor cebe indiriyor. Bakın şaka yapmıyorum. Ve hiçbir polis takip altında neden falan neden ceza almıyorlar, sonunda beraat ediyorlar? Çünkü sistem bunun üzerine.

1 MİLYAR DOLARA İHALEYİ ALIYOR, DOĞRUDAN ALT TAŞERONA 400 MİLYON DOLARA VERİYOR, HİÇBİR İŞ YAPMADAN 600 MİLYON DOLARI KILÇIKSIZ BU TARAFTA

Taşeron sistemi nasıl işliyor, onu da anlatacağım. Bunlar bir ufak hamleyle değiştirilebilir. İnsanın karısına, çocuğuna zaafı olur, onu etkileyip seni yönlendirebilirler. Sistem kuracaksınız siz. Aslan avını bana yaptıracaksınız, ben de size anlatacağım.

Siz hep diyorsunuz ya, beşli çete, onlu çete, onlara ihaleyi veriyorlar diye. 1 milyar dolara ihaleyi alıyor, siz zannediyor musunuz ki bunların işçileri var, hayır yok. Alt taşeron sistemi var. Bunlar işi taşeronlara veriyorlar. 400 bin milyon dolara taşerona veriyor, 600 milyon dolar kılçıksız bu tarafta.

ALT TAŞERONUN DA ALT TAŞERONU VAR

Alt taşeronun da alt taşeronu var. Samimi söylüyorum, rezalet, komedi. Tüm sistem bu şekilde çalışıyor. O alt taşeron ne yapıyor? En son o taşeronun da bir altı var, onlar kamyonların filan sahipleri var ya, onlar da yolunu buluyor da, emeğinin karşılığını buluyorlar. Ama ortadaki para ne kamyon, ne o ne bu. Taşeron sistemini kaldırdım diyeceksin. İhaleyi açacaksın, telefondan bile ihaleye girecek, tüm evrakları hazırlayacak. Madem taşeron bunu yapabiliyor, maliyeti bunu 200 milyon niye devletten 1 milyar çekiyor. Bu para nereye gidiyor? Bu para sizde kalınca, asgari ücret 10 bin olacak.

Siz benim için ne yapacaksınız? Namuslu gazeteciler var ya, ben boşa konuşmam, bir şey konuşuyorsam bana inanın. Beni size, sizi de başkasına mahcup etmem. Diyorlar ki, ‘Sedat Peker’in her dediği doğru çıkmaya başladı’ diyorlar. Bir tanesi yanlış çıksın elimi keseceğim diyorum ya anlamıyor musunuz?

Siz gazeteciler, korku iklimi var ya, kırıldı gerçi de. O korku iklimini aşmaları için gazetecilere cesaret vermeniz ama namuslu olanlara. Siz onlara cesaret verince muhalefet partilerinin içinde atarlı yürekli tipler var, onlara da coşkuyu verince, baskıyı kurunca, oy vermeyiz, bir gidecekler, iktidar. İktidar keşke açsaydı, bütün her şey ortaya çıkacak. Engin Sigorta. Süleyman diyordu ya, ‘Ben o poliçe o sesi çok seviyorum’ Lan şirketin yüzde 5 bin, 7 bin, 57 kat büyümüş. Dünyanın neresinde böyle bir şey var. O poliçenin sesinde ben de uyurum, herkes uyur.

SOYLU’YA: BENİ SATMASAYDIN CUMHURBAŞKANI OLURDUN

Engin Sigorta. Süleyman diyordu ya, ‘Ben o poliçe o sesi çok seviyorum’ Lan şirketin yüzde 5 bin, 7 bin, 57 kat büyümüş. Dünyanın neresinde böyle bir şey var. O poliçenin sesinde ben de uyurum, herkes uyur. Erdal Baba’ya araba, 20 sene evvel sana getirip sigortalattığında Erdal Baba diyordun. Şimdi Erdal Baba lazım değil ki. Bütün holdingler sende, poliçe sesi. E uyursun tabii. Sülü Allah’a yemin olsun, iğnenin deliğinden geçireceğim seni kibrit kutusundan alıp. Bugün senin son günün. Sen Yüce Divan’a gideceksin, yargılanacaksın, hiçbir şansın yok. Anlattıklarımın altlarını da hazırladım, delilleri de bende, sen bitireceğim. Madem ben suç örgütü lideriyim, sana yurt dışına gitmeden önce odanda çağırıp misafir ettiğin, dur oraya geleceğim, Sülü bekle.

Ben böyle aile var. Üç tane ufak çocuğum, iki tane oğlum, iki tane arkadaşım. Biz bir yere gidiyoruz da bunlar nereden öğreniyor diyorum. Nereden öğreniyorlarmış biliyor musunuz. İnternet bir program varmış, saçma sapan her şeyi okudum çocukluktan beri ama yaş geçmiş herhalde teknolojiyi yakalayamıyorum. Bu görselleri, görüntüleri bilgisayara yüklüyorlar. Hangi oteldesin, neredesin eşleşme yapıyor. Bu yüzden arka fonda böyle zevksiz şeyler yapacağız kusura bakmayın. Yoruldum kardeşim. Gecenin birinde çoluk çocuk geldik yeni bir yere yerleştik, epey bir yol geldik.

Bugün muktedir olanların çoğu, yaşları çok olanlar ölür yaştan, onların çocukları, torunları benim yaşadığımı yaşayacaklar. Nereden mi biliyorsun? Bu ülkede ne yaşanacaksa hep söyledim. Çocukluk arkadaşlarıma sorun. Orta Doğu’da yaşanacakları 25-30 sene önce söyledim. Çin’in yükselişini, Şanghay beşlisini anlattığımda kimse bilmiyordu. Vallahi gezecekler, ben tecrübeliyim ailemi de kendimi de korurum, sistematiğim var, aklım var. Onlar sudan çıkmış kuş gibi olacaklar. Dünyanın bu rezilliği nasıl FETÖ’cüler yaşadı, onlar da yaşayacaklar.

AKİT TV’YE: LAN APTALSINIZ

Akit TV’de ki eski dostlarımız bizi ajan yapmışlar, Aydınlık’la aynı manşeti çıkmışlar. Deli bunlar. Sonra düşündüm bunlar şimdi büyük bir operasyona girecekler. Büyük bir saldırıyla karşı karşıyayız. Bir tarafta MOSSAD, bir tarafta CIA. İyi bir komutan en kötü şartlarından da kar etmesini bilendir. Şimdi bu durumu da kendi lehlerine çevirmek için kriz masası kurdular ama bilmiyorlar karşılarında ben varım. Şimdi o verdikleri baş harflerle birlikte sorguda itirafçı oldular.. Lan aptalsınız ya

Akit TV’nin Yazı İşleri Müdürü var Murat Alan iyi bir adam. Sadece bir şey diyeceğim. Kardeşim sen saldırıya uğradığında hastaneye ilk gelen ben değil miydim. En sevdiğim silahım 45’lik Coltumu sana verip, seni çocuğunun yanında dövdüler. Bir baba çocuğunun yanında dayak yememeli bir daha gelirlerse hepsini vur sana cezaevinde ben bakacağım demedim mi kardeş. Yav kardeşim bir göz göze baktık o kadar muhabbet ettik seninle sen Yazı İşleri Müdürü oldun. Ben senin çocuğun için bu duruşu sergilerken sen benim çocuğuma yapılan. Ulan bu olayı ben mi buraya getirdim. Göreceksiniz suç örgütünü. Sen hariç Murat senin kalbinin temiz olduğunu biliyorum ama diyebilirdin bu adam her şeyi yapar da ajanlı ne. Bu nasıl bir ayıp ya.

“BENİ ÖLDÜRSENİZ DE KURTULAMAYACAKSINIZ”

Beni öldürseniz de kurtulamayacaksınız. Bu haberi yapıyorsunuz elinizde bir tane kayıt var mı benim ajanlık yaptığıma dair. Şu kadar ajan sayıyorsunuz koruyor dite bir tanesinin resmini yayınlasanıza. Ya şevki hocam ya. Atatürk’le ilgili düşüncelerin hariç çocukluğumdan beri seni dinledim. Cezaevinde yatarken çoluğumun çocuğumun rızkını dersaneler yapıyorsun diye yurt dışından çocuklar getirecen onlar kuran bülbülü olacak diye çoluğumun çocuğumun parasını yolladım. Diyemedin mi bundan ajan olmaz her şeyi yapar ajan olmaz diye.

DOĞU PERİNÇEK İLE GÖRÜŞMESİ

Bizim bir Doğu Perinçek var. Konuşunca filan çok nezaketli ama psikolojisi bozuk. Biz bunun yanına ne zaman gitsek oturur bir şey ikram eder. Siz de saygısından dolayı ona saygı gösterirsiniz. İşte CIA şöyle yaptı, böyle yaptı. PKK Kamplarını ziyaret edip çiçek vermişsin şimdi PKK’yı şöyle yapacağız. Ya senin elinde çiçek verdiğin çocuklar şimdi yönetiyor PKK’yı.

Yaşı büyük, diyor ki işte ‘MOSSAD’ın kucağına oturmuş…’ O yaşında utanmayacak mısın? Ben sana laf… Akademisyen çocuğun var, 80 yaşındasın git torun torba sev. Ne bu hırs, hırt; ‘CIA yaptı’ bırak CIA’yı. Ya bir dur. Dava açmış ‘ülkücü katili’ demişim diye. E sen gazetende ülkücüleri manşet yapmıyor muydun Doğu ağabey. 3 gün sonra hepsini şehit ediyorlardı. Diğer sol fraksiyonlardakini gazetende manşet yaptığında kaç gün yaşıyorlardı. Ev adreslerine kadar veriyordun, hepsini öldürüyorlardı. Hangi yüzle dava açıyorsun sen?

BİNALİ YILDIRIM’A: ÇOCUĞUN GERİZEKALI MI BIRAK O KONUŞSUN

Bunlar da böyle hastalık var. Binali Yıldırım oğlunu korumak için alana o çıkmış . Sayın Başbakan senin oğlunu korumana gerek yok ki neden adam 15 senede kaç milyon dolarlık servet yapmış. Biz sadece Hollanda’daki ayağını biliyoruz. Diğer ülkelerde kaç milyon doları daha vardı. Bu adam süper dahi olmasa 10 senede 3-5 milyar doları nasıl kazansın. Bıraksana çocuğun gerizekalı mı o konuşsun.

Düşkün Abdülkadir sen gerçekten delisin. Hangi gurursuz, onursuz bir adam kitleri torbayla getirdi diyebilir. Hiç utanmadın mı onu yazarken. Ulan bunu yaz deyip kafana gülle vursalar yazmam yalan da bu kadar yalak değilim demen lazım. Ben suç örgütü müyüm ulan siz insan değilsiniz. Bir de diyor MİT gelir kafasına sıkar al Sülüyü gel.

Parayla adam öldüren kiralık gruplar var uluslararası onlarla görüşüyorlar. Bir Arnavut, bir Sırp bir de Rus gruplarla görüştüler. Tabi geçmişte benim hayatım insanlara ep iyiliklerle geçti. Her şeyi nasıl biliyorsun diyorlar ya çocukluğumdan beri hep iyilik yaptım her kesimden insana.

Bizim Karadeniz akrabamız dostumuz arkadaşımız. Hesapladım Emniyet’tin hükümetin muhalefetin buna tepkisi ne olur. Konuşma yaparken orada dedim ki bu 3 yaşında babaları şehit edilen çocukların intikamıdır. Hamile karılarının şehit edilen kocalarının intikamıdır. Merhamet etmeyeceğiz dedim. Eğer ki devleti yıkmaya başarırsanız oluk oluk kanlarınızı akıtacağız dedim ve planım tuttu bir patladı. Toplumu da topyekün savaşa dahil etmek için sivil şehit yasasının şeyleri de yapılmıştı.

METİN KÜLÜNK AÇIKLAMASI: NE YAŞADIK AÇIKLAYACAĞIM

Benim her ay 10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok ama daha çok yolladıklarım var. Bir de çok acı, bana 10 bin doları nasıl yakıştırdınız siz. Ya ben aç kalırım açıkta kalırım yine herkesten çok para veririm. Beni herkes bilir. Kaşar Süleyman var ya, hani tak tak tak Veysi geliyorum… 10 bin dolar da yalan, vallahi yalan. Hani diyorlar ki bunu açıkla. Ben kimseye böyle bir para yollamadım ama daha çok yolladım.

Şimdi Metin Külünk’ten konuşacağız, Metin ağabeyden. Metin abi beni telefondan aradı, Biden beni Erdoğan’a karşı… Ya dedim abi ne diyorsun sen, Biden işi gücü bırakmış Sedat Peker’i mi bekliyor, hepten delirdik, vallahi delirdiler. Adamlar dünyayı yönetiyor, onun devlet başkanı Sedat Peker’i mi bilecek. Benim kendi meselem var. Beni sakinleştirdi, konuştu konuştu. Sonra benim yanımdan ayrıldı, beni itibarsızlaştırmak için kurulan mafyalar var, tecavüz hikayelerini kurgulayan puştlar var ya, onlar var, vekiller var, devletten adamlar var. Özel adamları ama fındık kadar beyinleri var. O yüzden Metin ağabeyi konuşacağız. Beni tolda bırakanı rezil edeceğim, ha Metin ağabeyi rezil etmeyeceğim, ne yaşadık onu anlatacağım.

“SEÇİM ZAMANI ARABASINA PARA BIRAKIRDIM”

Metin ağabeyle, Ömer Külünk diye bir yakını var mesela, nasıl ilişkimiz onu anlatayım. ‘Tefeciler benim yeğenimin yerini almışlar elinden’ dedi. O zamanın parasıyla 300 bin lira, dolar üzerinden hesaplayınca bugünün parasıyla 1,5 milyonu buluyor. ‘Bir o tefecilerle konuşsan’ dedi. Ya dedim Metin ağabey, ben ismimi unutturmaya çalışıyorum, o onu arayacak, o onu arayacak sanki ben tahsilat yapıyormuşum gibi. Dedim ağabey kaç para ben vereyim. O konuda ismi geçen bir iki işadamı arkadaş var, biz ödeyelim dedik. İş para ödemeye gelince bir tek ben ödedim, tapuyu aldık verdik yeğenine. Biz para verdik mi böyle veririz.

Almanya’daki o dernekler var ya, rica ederdi ‘para yollar mısın’ diye, el altından onlara para verilirdi. Ama öyle her ay giden 10 bin yok, seçim zamanı geldiğinde arabasına para bırakırdım. Ya şimdi ben böyle deyince bizim diğer milletvekili tanıdıklar, lan bizi de, lan oğlum biz kimseyi söylemeyiz. Ama Biden miden gel film yap, sonra beni karalama kampanyasına abilik yap. İstesem gömmek için evet verdim derdim ama 10 bin değil çok daha fazlasını verdim.

“AK PARTİ’NİN SEÇİM ZAMANI DAĞITTIĞI KAHVELER BENİM”

Bana pislik mafya diyorlar ya, Ak Parti’nin seçim zamanı dağıttığı kahveler var ya, seçim zamanı. Hepiniz içtiniz, Tarihi Beyoğlu Kurukahvecisi, benimdi o, hani ben pislik mafyaydım. Ulan onlarca milyon liralık kahveyi benden siz alıp dağıtmadınız mı her yerde. Lan bir lira mı verdiniz, verdiyseniz hani fatura. Lan size yazıklar olsun’.

“PAMUKÖREN: DEMİRÖREN ZİRAAT’TAN KREDİ ALDI, ÖDEMEDİ”

Şimdi bizim bu pamukören biz gazeteyi bastık Aydın Doğan kargaşalardan korktu tabi verdi yerleri. 750 milyon dolar. Aslında bir tanesi o kadar ederdi. CNN, Kanal D, Hürriyet hepsini aldık. Bu 750 milyon doları Ziraat Bankası verdi. Ziraat Bankası kimin devletin devlet kim sizsiniz. Bu devletten 750 milyon dolar kredi aldı ve hiçbirini ödemedi bu sahtekar. Ana parayı bırak faizlerini bile ödemediler. Yani siz teknik olarak oraya gitseniz aç lan kapıyı deseniz çıkın lan buraya deseniz, (öyle bir şey yapmayın da) Çıkın lan buradan deseniz. Bizim paramız, sahtekar kaç senedir para vermiyon. O seni 10 milyon tane çiftçi var bu ülkede bütün hepsine toplam verdikleri kredi ancak o kadar. Çiftçi kredisini ödemediğinde traktörünü haczediyorlar bizim Kanal D’yi haczeden var mı?

“SEZGİN BARAN KORKMAZ’IN OTELİNDE KİMLER VAR?”

Bodrum’da Paramount otel var, sahibi kim, Sezgin Baran Korkmaz. Bu arkadaş Türkiye’de de ABD’de de aranıyor. Sezgin Baran Korkmaz’ın otelinde kimler var? Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Esat Toplu, Ankara hani İçişleri Bakanlığı’nın koyduğu yasakları kaldıran makam var ya o. Bu adam o kadar rahat bir adam ki 0X5 ile görevine gidip geliyor. Devlet bunlara Opel, Passat veriyor. Artık sınırları aşmışlar, güç zehirlemesi böyle bir şey. Her yer onlarda, yapılanmayı biliyor, Tayyip Abi niye alamıyor bunu? Onu da anlatacağım.

Başka, bunun eski koruması, kendi korumasıydı, onu koruma dair başkanı yaptı. Kim, Ekrem Güler, kim Silivri’deki genç emniyet müdürünün intihar etmesine neden olan canavar hain, bunalıma soktu, kafasına sıktı. Veysi Ateş, tatil ekibinde. Bunlar tatili de birlikte yapıyorlar, kesmeyi de birlikte yapıyorlar. Resul olaya sonradan dahil olacak, bunlar tatil ekibi. Bir de Muğla Emniyet Müdürü, Marina vardı ya, el konulan, şimdi de otele el koyuyorlar. Sezgin Baran Korkmaz, en son Mübariz de demişti, sendeki belgeler benim şirketim ama bende yok demişti, bende var kardeşim. Sakın onlarla anlaşayım deme, patlatırım rezil olursun. Müşteri portföyünün tamamı bende, hangi hakimler savcılar. Siz aranan adamın otelinde ne işiniz var? Hani lan faturalarınız? Suit odada kalıyorsunuz, 100 bin lira yapıyor, lan sizin maaşınız kaç para, hani fatura. Koruma daire başkanını neden yapıyor biliyor musunuz, en önemli adamların yanına adam veriyorlar, polislerini koydu. Kıbrıs’taki adam kayıt yapıyordu ya, bu da polislere yaptırdı.

“EMNİYET MÜDÜRÜNÜN İŞ BANKASI’NDA NE İŞİ OLUR?”

Ekrem’i Emniyet’ten ayırdı, İş Bankası’na soktu, emniyet müdürünün İş Bankası’nda ne işi olur? Parasını ödeyemeyen, İş Bankası’na kalanlar var ya, büyük oteller, arsalar var ya, oraya operasyon. İş Bankası’nın yönetiminin de aynı şekilde FETÖ soruşturması var, CİMER’e bir mektup, savcılıktan bir kâğıt gösteriyorlar terörle mücadeleden. Adamın aklı çıkıyor. Adamı köle ettiler. Koskoca MASAK Başkanı’nı kendine köle yaptı, Sadık Soylu köle gibi kullanıyor. Bunlar var ya FETÖ’nün yanında leblebi çekirdek.

“SÜLEYMAN’I KİMSE ALAMIYOR”

Bunlar yüzünden insanların o soruşturmalara inancı kalmadı, yeni nesil inanmıyor FETÖ soruşturmaları. Süleyman’ı kimse alamıyor. Tayyip abiye dedim buda bunları diye, döndü bana ajan dedi. Ben kötü bir şey mi söyledim. Daha da çıkacak. Hemen kursaydınız ya soruşturma komisyonunu bütün hepsi araştırılsın.

“VEYİS SENİN KAYITLAR DA ÇIKACAK”

Veysi, senin kayıtlar da çıkacak Veysi…Bu Rasim Ozan Kütahyalı var ya, o da bizim Paramount Otel ekibinden.

“SEZGİN BARAN KORMAZ İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NA GİTTİ”

Burayı Allah Aşkına iyi dinleyin çok önemli. Söz namussuzum bileğimi keseceğim. 5 Aralık Resul home Organize suçlardan sorumlu Emniyet Genel Yardımcısı. Sezgin Baran Korkmaz kim Amerika’da aranan bir arkadaş. Duymuşsunuzdur aslan diye geçen Ermeni bir adam vardır şuan cezaevinde. Bu adamı arıyor İçişleri Bakanlığı’na çağırıyor 5 Aralık günü saati de aklınızda tutun. Akşam veya sabah saat 10 buçuk giriş, 12 buçuk çıkış. Aradaki konuşmayı anlatıyorum. Sezgin Baran Korkmaz 45 milyon dolar bir iş adamından alacağı var. Süleyman buna diyor ki senin hakkında tahkikat yapıldı dosya var. Sen yurt dışına çık bu adamın parasını da yukarının haberi var -Tayyip abiyi kastediyor- bu arayı d asil sorun çıkacak. Amerika’dan da büyük para gelecek diye herkes biliyor ya. Ey gidi ey ne enterasan değil mmi? Şimdi bütün kayıtlar çıkacak. Sezgin Baran Korkmaz 6 Aralık’ta yurtdışına çıkıyor. Bundan sonra anlatacağım hiçbir şeyin önemi olmasa bile İçişleri Bakanı organize suçlar daire başkanı telefonuyla arayıp hakkında 6 aydır Türk polisi tarafından doya hazırlanan bir adamı İçişleri Bakanlığı’na çağırıyor ve görüşüyor. Yüce Divan Ve yurtdışına çıkmasını söylüyor ve çıkıyor. İşler bozuluyor. Bu 45 milyonu yavrum kabul etti ya Baran, napsın adam devlet var karşısında. Oteli de istediler. Böyle bir namussuzluk kahpelik olur mu?

“İŞ NASIL BOZULUYOR?”

İş nasıl bozuluyor? Oteli de istiyorlar ya Sezgin Baran bakıyor her şey elimizden gidecek bunlar 45’le başladı şimdi otel. Bu dönmüyor Türkiye’ye. 28 Aralık’ta operasyon yapıyorlar. 29 Aralık ne biliyor musunuz o 45 milyon doların ödenme günü haciz olacak o gün. Sezgin Baran’ın karısını gözaltına alıyorlar o gün. Bu Veysi ben olayı toparlayayım diye beni arayan da Veysi biliyor musunuz. Aranan adamın oteline gidiyorsun, kalıyorsun, yüzbinlerce euro hesap ödemiyorsunuz sonra adamı gasp ediyorsunuz. Lan siz bu adamın arkadaşı değil misiniz, otele gitmiyor musunuz sürekli. Yediğiniz ekmeğini kabını pisletiyorsunuz. Siz adam değilsiniz. Kayıtlar var. Kardeşlerim gazetecilere baskı yapın direk Yüce Divan. İçişleri Bakanlığı’ndan görüşme kayıtları, adam kaçıyor.

İstanbul Başsavcısı namuslu adam izin vermiyor. Cumhurbaşkanı’na gidiyor efendim bu işte bir karışıklık var o da diyor ki benim haberim yok kanun neyi diyorsa onu yap. Sırf İçişleri Bakanı’yla görüşmesi bile Yüce Divan’lık.

Sezgin Baran Korkmaz adayı terk edersen, kayıt yok kardeşim yanlış anlama ama başka birçok şey var. Sakın, dik duracağızdedi.

Bakalım ilerleyen gündemde Sedat Peler'in gündeme getirdiği bu iddilarla ilgili kurum ve kişiler nasıl bir açıklama yapacaklar merak konusu.

Yorumlar

Daha Fazla Haber
BURSA
TURNUVANIN KAZANANI DOSTLUK OLDU
ANKARA
ANKARA KALESİ’NE HASSAS DOKUNUŞ
BURSA
Bursa’dan Suriye’ye Yardım ve Kardeşlik Eli
BURSA
Bursa’da masal dünyasına renkli yolculuk
GENEL
HAVALİMANLARININ KAHRAMANLARI ARFF EKİPLERİ
BURSA
Sağlık Buluşmaları'nda deri sağlığı konuşuldu
BURSA
BÜYÜK DÜŞÜNÜR YILDIRIM’DA ANILDI
GENEL
FIRST TEAM CHALLENGE'IN İLK TÜRKİYE ŞAMPİYONASI BEYLİKDÜZÜ'NDE YAPILDI
BURSA
Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali, 14’üncü kez kapılarını açtı
BURSA
Nilüfer’de Yeni Yıl Festivali’nde eğlence ve alışveriş bir arada