Raporda RSO’nun fiziki bir robot veya yapay zekâ yazılımı olmadığı belirtilirken, RSO’nun insan etkileşimini taklit ettiği ve varolan aplikasyonlar üzerine kurulduğu ifade ediliyor. Bir uygulamadan diğerine geçiş sağlamak üzere programlanan RSO yazılımı, mevcut uygulamalar üzerine kurulan karmaşık bir yazılım olarak birden fazla ve değişken adımlar ve etkileşimler gerektiren tekrarlı işlemleri gerçekleştirmek üzere programlanıyor. Örneğin; gelir döngüsü sürecinde bir hastanın bir prosedür için finansal olarak hazırlanmasında sigorta şirketleri ile iletişim ve verilerin güncellenmesi gibi farklı sistemler içinde kontrol edilmesi gereken birden fazla süreç bulunur. Bir robot bu adımları birer birer gerçekleştirerek kural temelli saptamalar yapabilir. Örneğin; prosedür kodunun hastanın sigorta poliçesiyle uyumlu olup olmadığını tespit edebilir.
“RSO’nun sağlık sektörü için barındırdığı potansiyel dünya genelinde büyük bir ilgi görüyor” diyen EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri İş Geliştirme ve Sağlık Sektörü Lideri Mehmet Gülez, “RSO pazarı kayda değer bir büyüme kaydediyor. Küresel RSO pazarı 2017 yılında %64 büyüme göstererek 200 milyon dolara ulaştı. 2018 yılında ise pilot projelerin başarılı olmasıyla birlikte pazarın %70 ile %90 arasında genişleme kaydedeceğini öngörüyoruz. Küresel çapta bakıldığında Birleşik Krallık ve Asya’nın RSO kullanımında öne çıktığını gözlemliyoruz” dedi.