Bayrak ve Tatar'ın sanık Arslan'ı işaret ederek "Bizim arkadaşımız" dediğini aktaran Erdem, "Murat Arslan, bana, 'YARSAV içinde bizim 300-400 arkadaşımız var. YARSAV'ın üyesi her ne kadar 2 bin olsa da Genel Kurul'a gelenlerin sayısı 700-800'ü bulmuyor. Organize hareket ettiğimiz zaman istediğimiz sonucu alabiliriz' dedi. Bu dedikleri beni şaşırttı. Bu derneğin içinde bunların etkin oldukları aklımın ucundan geçmezdi. Muzaffer Bayrak ve Galip Tuncay Tatar'ın FETÖ'ye mensup olduğunu biliyordum. Onlar Murat Arslan'a 'bizim arkadaşımız' deyince, onun da o yapıdan olduğunu anladım. Hem Bakanlık'taki arkadaşlara, hem de kurulda bire bir görüşmelerde 'YARSAV'da böyle bir durum varmış' diye paylaştım" ifadelerini kullandı.
Erdem'in ifadesinin ardından söz alan Arslan, Erdem'e ilişkin sert sözler sarf etti. Erdem'in "yalancı tanıklık" yaptığını ve kendisine iftira attığını öne süren Arslan, "Kendisi utanmaz ve yalancıdır" dedi.
YARSAV'ın kurucusu Ömer Faruk Eminağaoğlu, mahkemede tanık olarak dinlenildi. 2009 yılındaki YARSAV Genel Kurulu'nda seçimi kaybettiğini aktaran Eminağaoğlu, "Seçime girerken arkadaşlarımızla bir bütünlük içinde seçime girmiştik. Seçimde aday olamadığımı görünce arkadaşlarım ve ben çok şaşırdık. Seçim sonucu açıklanınca yönetim kuruluna seçilen arkadaşlarımız benim dışarıda kalmamın doğru olmadığını söyleyerek istifa edeceklerini bana ilettiler. Bunu söyleyenlerin başında Emine Ülker Tarhan vardı. Ben de YARSAV'ın benim için kurulmadığını, böyle bir istifa sürecinin ve Genel Kurul sürecinin doğru olmayacağını söyledim. Genel Kurul sonucundaki yönetim kurulunda Emine Ülker Tarhan başkanlığa seçildi" diye konuştu.
Arslan'ın o dönemde yönetim kuruluna seçildiğini aktaran Eminağaoğlu, Tarhan'ın milletvekili seçilmesi ile birlikte görevinden ayrıldığını, daha sonra da Arslan'ın başkan olduğunu söyledi. Eminağaoğlu, FETÖ mensuplarının YARSAV'a sızmış olabileceğini belirterek, kimsenin anlında ne olduğunun yazmadığını söyledi.
Tanıkların dinlenilmesinin ardından söz hakkı verilen Arslan, "Birol Erdem'in ifadesi tamamıyla yalan. Galip Tuncay Tatar denilen kişiyi hiç görmedim. Çetin Şen'in sadece ismini biliyorum. Muzaffer Bayram'ı da daha sonradan tanıdım. Adalet Bakanlığının kamera kayıtlarının istenilmesini talep ediyorum. Ben Adalet Bakanlığına hiç gitmedim. Bütün icraatı bunlar yapmış şimdi benim üzerime atıyorlar" şeklinde konuştu.
Arslan, 2010 yılında YARSAV'ın bin 300 üyesi olduğunu belirterek, Erdem'in sarf ettiği 2 bin üye sayısının doğru olmadığını söyledi. Adalet Bakanlığında yapıldığı öne sürülen toplantıda 'YARSAV içinde bizim 300-400 arkadaşımız var' dediği yönündeki ifadeleri kabul etmeyen Arslan, "Ben 2014 yılında o rakamları söylemiştim. Bunlar basında da yer aldı. Bu rakamları orada duymuş 2010 yılında söylenilmiş gibi anlatıyor. Adalet Bakanlığında öyle bir toplantı olmadı. Cemaat adına her şeyi yapmış Birol Erdem, şimdi burada tanıklık yapıyor ve cemaate karşı faaliyetlerde bulunan beni cemaatçilikle suçluyor" dedi.
Daha sonra söz hakkı verilen Arslan'ın avukatları, müvekkillerinin tahliyelerini talep etti. Savcı mütalaasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Arslan'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Arslan'ın ByLock içeriklerinin olup olmadığı, var ise içeriklerinin gönderilmesinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından istenilmesine hükmeden mahkeme, Metin Özyurt, Galip Tuncay Tatar ve Muzaffer Bayram'ın tanık olarak dinlenilmesini kararlaştırdı. 2011-2014 yıllarında YARSAV'ın yönetim kurulunda yer alıp FETÖ suçlamasıyla hakkında soruşturma veya kovuşturma bulunanların tespiti için İl Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılması kararını veren mahkeme, duruşmayı 12 Şubat 2018'e erteledi.