“Fransa’nın müslümanlara yaklaşımını biliyoruz”
19 yaşında olmasına rağmen Arapça, Fransızca, İngilizce ve Türkçe’yi ana dili konuşabilen Kaouther Mouheb, Türkiye’deki eğitimden ve öğretmenlerin ilgisinden dolayı çok memnun olduğunu dile getirerek, “Üniversite okumak için başka bir ülkeye gitmek istiyordum. Fransa ya da Türkiye’ye gelebilirdim. Cezayir’de Fransa’nın Müslümanlara karşı olan yaklaşımını biliyoruz. O yüzden Türkiye’yi seçtim. Türkiye’yi televizyondan izliyorduk ve ben Türkiye’yi beğeniyordum. Ayrıca benden önce ablam da geldi buraya. Ablamın bana Türkiye hakkında anlattığı şeylerden sonra gelmeye karar verdim” şeklinde konuştu.
“Türkler çok misafirverperver”
Türkiye’deki yaşam tarzının Cezayir’den çok farklı olduğunu, ancak buna kısa sürede alıştığını belirten Mouheb, “İlk başlarda Türkçe bilmediğim için fazla arkadaşım olmadı. Türkçe öğrendikten sonra insanlarla ilişki kurdum ve bence Türkler çok misafirperver insanlar. Sıcakkanlılar ve bizlere hep yardımcı olmaya çalışıyorlar. Türk arkadaşlarım var ve onları çok seviyorum. Bölümümü çok seviyorum ve çok büyük hayallerim var. Hayallerimi gerçekleştirmeye çalışacağım” ifadelerini kullandı.
“YUDER bizim ikinci evimiz gibi”
Eskişehir’e gelen yabancı öğrencilerin maddi ve manevi sıkıntılarına gönüllü ve karşılıksız olarak çözüm üretmeye çalışan Yunus Emre Uluslararası Öğrenci Derneğine (YUDER) de teşekkür eden Kaouther Mouheb, böylesine bir yapılanmanın olması sebebiyle kendilerini evlerinde gibi hissettiklerini söyledi. Mouheb, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Bu programı arkadaşım bana anlattı. YUDER’e gittim. Orada ablalar vardı. Önce biraz korktum Türkçeyi iyi konuşamadığım için ama ablalar bize karşı çok iyiydiler ve ilgililerdi. Başka programlara katıldım. Evlerine gittim. YUDER, Eskişehir’de ikinci ailem gibi. Yabancı öğrenciler için böyle bir ortam çok önemli. Orada çok kişiyle tanıştım. Türk ve yabancı çok kişi tanıdım. Sıkıntı yaşadığımızda bize çok yardımcı oluyorlar. Orası bizim ailemiz gibi.”