Okulların açılması sevincinin arka planı kaygılarla dolu’
“Bugün okulların açılmasıyla uzun bir aradan sonra çocuklar, gençler arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle, okullarıyla buluştular. Çocuklarımız çok heyecanlı ve sevinçliler. Arkadaşlarını görecekleri için heyecandan uyuyamayan çocuklarımız bile olmuştur. Fakat bunun bir de sıkıntılarla, kaygılarla işleyen bir arka planı var. Arka planda öğretmenler, veliler, servisçiler var. Dahası da var.”
‘Yüzlerce liralara alınacak kırtasiye listesinde iki adet pinpon topu bile isteniyor’
“Çocuklardan istenen kırtasiye listelerinden birkaçı elimize ulaştı. Bu listelere baktığımızda birçok lüzumsuz malzeme var. Yüzlerce liralara alınacak listelerin içinde pinpon topu bile var. Her bir çocuktan bir devlet okulu iki adet pipon topu istiyor. Neden isteniyor? Temel birkaç tanesinin hesaplamasını yaptığımızda; iki metod defteri, iki normal defter, birkaç kurşun kalem, kırmızı kalem, sulu boya, kuru boya yaklaşık 50 lirayı buluyor. Kaç yüz liralara mal olacak bu liste uzayıp gidiyor. Bunlar geliri daralan ailelere çok fazla yük. Bu planlamaların, bu yönetimin çok daha önceden planlı programlı bir şekilde yapılması hem çocukların hem ailelerin zor durumda bırakılmaması gerekirdi.”
‘Azalan gelirler, ailelerin yoksullaşmasına sebep oldu’
“Oysa artan enflasyonla birlikte azalan gelirler, ailelerin yoksullaşmasına da sebep oldu. Bir kadın pazardan çıktığında dolduramadığı filesiyle, alabildiği sebze, meyveyle çocuğunu ailesini nasıl nitelikli ve sağlıklı doyuracağını düşünürken üstüne bir de çocuğunun okul masrafları eklendi. Baba evine getirdiği cebindeki parayla çocuklarımın masraflarını karşılayabilecek miyim diye düşünüyor. Anne kaygılı baba kaygılı. Çocuklarının gülen yüzünün solmasını istemiyorlar.”
‘Okula girerken zorunlu olan HES kodunu sormak kimin görevi?’
“Sabah okula giden velilerle, çocuklarla istişare ettiğimizde HES kodlarının istendiğini söylediler. Fakat İstanbul, Ankara gibi merkezi şehirlerde dahi HES kodlarını takip eden bir sistemin olmadığını gördük. Öğretmen HES kodu sormak benim görevim değil diyor, hademe benim görevim hiç değil diyor. Peki kimin görevi? Biz bu sistemi nasıl koruyacağız? Çocuklarımız bu eğitim öğretim yılını nasıl tamamlayabilecekler? Eğer bu şekilde giderse bir ay sonra kapanma olacağı konuşuluyor. Ümit ediyorum ki çocuklarımızın o gülen yüzleri hiç solmaz. Öğretmenlerimiz çocuklara içlerine sinerek istedikleri gibi eğitimlerini verebilirler. Eğitimden mahrum kalan, fırsat eşitsizliği yaşayan hiçbir çocuğumuz olmaz ve eğitim yılı sağlıkla, başarıyla, huzurla tamamlanır.”