Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, katıldığı bir televizyon programında Türkiye gündemine oturan yolsuzluk iddialarını ve tartışmalarını değerlendirdi.
“Rant odaklı, menfaat odaklı siyasal yapılar, siyasete yakınlaşan sözüm ona gazeteci tipler, meslekleri de kirleten, kurumları da mevkileri de kirleten tipler, bunlardan arınmamız lazım” diyen Hüseyin Baş, Bodrum’da bir otel üzerinden devam eden tartışmalar için şunları söyledi:
“Bugün yurtdışında olan bir otel sahibinden bahsediliyor. O otel sahibinin de bugünlere nasıl geldiği araştırılması gerekir. Ne rantlar, ne menfaatler sağlandığı araştırılmalı. Bahsi geçen otel normalde sit alanı. Buraya otel yapma iznini ben vermedim. Bunun hesabını oradan ücretsiz bir şekilde faydalanan gazeteciye sorduktan sonra, buraya otel yapma iznini veren, orayı peşkeş çeken siyasete, bakanlığa, ilgili mevzuatlara hükmeden insanlara da sormamız lazım.”
HOLLANDA’DAKİ 26 MİLYAR DOLAR KİMİN?
Türkiye’de balığın baştan koktuğunu ifade eden BTP Genel Başkanı, alta doğru indikçe her türlü yolsuzluğun, her türlü hukuksuzluğun görülebileceğini ifade etti.
Eski başbakan Binali Yıldırım’la ilgili olarak Hollanda basınında çıkan 26 milyar dolarlık serveti olduğu iddialarını değerlendiren Hüseyin Baş, “Geçenlerde Binali Yıldırım’ın Hollanda’da 26 milyar dolarlık bir servete sahip olduğuna dair eski bir milletvekili ortaya bir iddia atıyor. Bu yanlış, böyle bir şey yok. Ama yanlış olan Hollanda’da birinin 26 milyar doları oluşu değil bence, orası doğru. 26 milyar dolar var ama bu para Binali Yıldırım’ın mı ya da ne kadarı Binali Yıldırım’ın tartışılır. Şimdi sen yukarıda böyle bir sistemi kurmuşsun, altta da o gazeteci gitmiş orada kalmış, diğeri onu yemiş, diğeri onu tehdit etmiş, diğeri ondan kaç milyon Euro haraç kesmek istemiş, bunların hepsi de olur, çünkü balık baştan kokar” dedi.
VATANDAŞIN KURGUYU BOZMASI, YÖNETENİ DEĞİŞTİRMESİ GEREKİYOR
“Bu kokuşmuş düzeni yok edeceğiz” diyen BTP lideri Hüseyin Baş vatandaşlara da şöyle seslendi:
“Sistem, anlayış tamamen yanlış. Düzelmede ancak baştan aşağı olur. Alttan yukarı hiçbir şeyi düzeltemeyiz. Bunları dillendireceğiz, vatandaşın bunların farkına varmasını sağlayacağız ama vatandaşın sistemi, yöneteni, kurguyu değiştirmesi lazım. Problem burada bu. Yoksa biz daha çok milyar dolarlar, çok bedava oteller, çok hediye saatler, çok şeyler duyarız. Şu anda duyduklarımız bence 20 yıllık siyasi tablonun çok çok küçük bir bölümü. Neler, neler yaşandı? Ki bunları duyduk, gördük, şahit olduk ama bir şey olmuyor. Bir şeyleri değiştirmemiz lazım. Bu çok kokuşmuş bir düzen, bu düzeni yok edeceğiz inşallah.’