Türkiye’nin milli birliğini, üniter devlet yapısını ve toprak bütünlüğünü hedef alan terör ve bölücülük sorunu giderek ağırlaşmaktadır. Bu yakın ve yalın gerçeği görmek, buna göre vaziyet ve pozisyon almak geldiğimiz bu aşamada zorunluluktur. İçeride FETÖ ve PKK, dışarıda PYD-YPG ve IŞİD bekamızı yarmak ve yok etmek için faaliyetlerine hız vermişlerdir. Türkiye üzerinde sahnelenen oyunların etapları ve nihai hedefi belirgin ve bilinmektedir. İlk etapta milli egemenlik anlayışının yeniden tanımlanmasıyla çok kimlikli, çok milletli parçalı bir devlet yapısının kabul edilmesidir. Bunun bir ucundan tutmak için CHP telaşla devreye girmiştir. Nihai amaç da Kürdistan’ı kurmak ve kabullendirmektir. 16 Nisan Halkoylamasından çok önceleri CHP ile HDP arasında başlayan yakınlaşmanın, 2019 rezervi ve yeni anayasa hazırlığı kılıfıyla taçlandırma ve siyasi nikahla tescilleme niyeti artık meydandadır. CHP’li kuryeler cezaevinde bulunan HDP’nin malum eşbaşkanından hevesle aldıkları mesajları taşıyarak milletimize ölümü gösterip sıtmaya razı etmenin kurnazlığına talip olmuşlardır.
CHP yine mayınlı alanlarda dolaşmakta, HDP’yle gelecek planlaması yapmaktadır. Elbette bu çarpıklık ana muhalefetin kendi bileceği bir iştir. HDP’ye fahri sözcülük yapmak net biçimde Kandil’e göz kırpmak, İmralı’ya şirinlik yapmak, Kürdistan müteahhitlerine takla atmaktır. Bunu da milletimiz gayet iyi değerlendirecek, herkese layık olduğu şekliyle muamele edecektir. HDP eşbaşkanının sözde müthiş fikirlerine bel bağlayan, ağzından çıkanları hazine bulmuş gibi heyecanla kamuoyuna aktaran partinin ismi, şu işe bakınız ki Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’dir. HDP, terör örgütüyle arasına mesafe koymamıştır. HDP’den, bölücülüğün reddi konusunda ikna edici, samimi ve hatta nedamet içeren herhangi bir açıklama da duyulmamıştır” diye konuştu.