İktidarın kadınlardan korktuğunu ve çekindiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Kanunlarla Ne yaparsanız yapın 2019'da bu ülkenin kadınları, anneleri, sizi sandığa gömecektir. Kadınlar, 'yeter artık' diyor. 'Evde, çarşıda, pazarda, memlekette huzur kalmadı, artık bu gidişe dur demek lazım' diyor kadınlar. O nedenle bu ülkenin kadınlarına sonuna kadar güveniyorum. 2019'da demokrasiyi onlar getirecek." diye konuştu.
Bugünün Dünya Tiyatrolar Günü olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, sanatçı olmanın zorluğuna değindi.
Taşkömürü çalıştayı
Hafta sonu Zonguldak'ta taşkömürü çalıştayı düzenlediklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, kentin 1,5 milyar ton rezerve sahip olduğunu söyledi.
"Taşkömürü Zonguldak'ın zenginliği değil, Türkiye'nin zenginliğidir." diyen Kılıçdaroğlu, Gazi Mutafa Atatürk'ün Cumhuriyetin ilanından önce Zonguldak'la ilgili iş kanunları çıkardığını aktardı.
Türkiye'de kullanılan 36 milyon ton taşkömüründeki yerli oranının yüzde 3,63 olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Dışarıya ödenen para 5 milyar dolardan fazla. Sen bu parayı Zonguldak'a ver, iki katı çıkarır. Kömür lobisine, enerji lobisine Türkiye'yi teslim ettiler. Eğer yabancı kömür lobisine Türkiye'yi teslim etmişseniz, siz lobicilerin adamısınız demektir. Dünya kadar işsiz varken ayağının altındaki kömürü çıkarmıyorsun. Utanmadan sıkılmadan 'biz yerliyiz ve milliyiz' diyorsun. Bunların hiç birisi ne yerlidir ne de millidir. Bunların milliği nedir? Bunlar Man Adası millileri. Paralar orda. Sen kim, bize milliyetçilik dersi vermek kim. Biz Kuvayımilliyeciyiz, bütün dünya bilsin."
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı bir ülke olduğunu ve bu yıl enerjiye 50 milyar dolara yakın para harcanmasının beklendiğini dile getirerek, iktidarın 15 yıldır bu sorunu çözemediğini söyledi.
Zeytin Dalı Harekatı
Zeytin Dalı Harekatı'yla ilgili kendilerine yapılan eleştirileri hatırlatan Kılıçdaroğlu, hava desteği sağlanmadan girilmesinin doğru olmadığını söylediklerini aktardı.
Türkiye'nin terör örgütlerine karşı uluslar arası kararlardan doğan hakkını kullandığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Afrin dolayısıyla bunun bir siyasi partiye mal edilmesini asla doğru bulmadık. Çünkü ordu hepimizin ordusu. Onlar gerçi çocuklarını askere göndermiyorlar. Çocuklarına sahte raporlar alıyorlar... Ama bu ülkenin ordusu bizim ordumuzdur. Ordumuz kahraman bir ordudur. Siyasilerin yani AK Parti hükümetlerinin Suriye ve Ortadoğu'da yaptıkları bütün hataları ordu düzeltmeye çalışıyor. Nasıl? Mehmetçik hayatını vererek. Elli sefer söyledim; Ortadoğu bataklığında sizin ne işiniz var? 'Niye silah gönderiyorsunuz' dedik. Suudi Arabistan'dan, Katar'dan silah geldi, buradan Suriye'ye gönderildi. Müslüman'ı birbirine kırdırdılar. 'Bu oyuna siz alet olmayın' dedik. Şimdi Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zat, Afrin kahramanlığına soyunuyor. Sen kim, kahramanlık kim? Ordunun kahramanlığını üstüne alamazsın. İşgalci zat sen, bu ülkenin kozmik odasını terör örgütüne açmadın mı? Açtın. Senden kahraman mı olur? Sen kahraman falan değilsin. Kalkmış bir laf ediyor, son derece üzdü beni. 24 Mart'ta, 'artık metal yorgunluğu yok. Afrin'le beraber diriliş harekatı yeniden başladı'. Yani 'Afrin'e askerleri gönderdik onlar şehit oldular, malı biz götürüyoruz.' Bu kadar ahlaksızlığı hayatımda hiç görmedim, duymadım."
Boğaziçi Üniversitesinde yaşananlar
Boğaziçi Üniversitesinde, Afrin'de şehit düşen askerleri anmak için bir grup öğrencinin lokum dağıtmak istediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Başımızın üstüne. Bir başka grup öğrenci bunlara müdahale ediyor. Önce şunu ifade edeyim; üniversiteler bilgi yuvalarıdır. Üniversitelerde her türlü düşünce konuşulup, tartışılabilir ama üniversitelerde şiddet olmaz. Eğer üniversiteyi şiddete teslim ederseniz, üniversite bilgi üretmez. O nedenle lokum dağıtanlara şiddet kullanarak müdahaleyi asla ve asla doğru bulmuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Cizre'den mektup
Cizre'de yaşayan, 6 çocuklu bir ailenin tek kızı olan, lise 2. sınıf öğrencisi Berfin Kırmızıgül'den aldığı mektubu gösteren Kılıçdaroğlu, Kırmızıgül'ün, "Babam aylardır işsiz ve sürekli düşünüyor. Her tarafa mektup yazdım, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bürokratlara, babama iş bulun diye. Bugüne kadar ne cevap verildi ne de babama iş bulundu." diye yazdığını aktardı.
Kılıçdaroğlu, Kırmızıgül'e, "Hiç endişe etme güzel Berfin. Senin ve kardeşlerinin eğitimi için elimden gelen her türlü katkıyı vermeye hazırım. Berfin, umarım seninle ayrıca yüz yüze de kısa sürede bir araya geleceğiz." diye seslendi.
"Dolar almış başını gidiyor"
Ekonominin yüzde 11 büyüdüğünün açıklandığına işaret eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada böyle büyüyen ülke mi var? Beyefendi, zatıalinizin cüzdanı büyüdü, gemileri büyüdü, Man Adası'ndaki hesaplar büyüdü. Garibanın nesi büyüdü, işsizlik büyüdü, yolsuzluk artı. Malı götüren sensin, bedelini ödeyenler de Berfin gibi çocuklarımız. 2019'da bu ülkenin kadınları, gençleri, anneleri seni aşağı indirecek arkadaş. Berfin başta olmak üzere.
Dolar almış başını gidiyor. Hükümetten tık yok. Efendim aşağı inecekmiş. Aşağı ininceye kadar millet perişan olacak. 'Milletin dolarla ne işi var' diye konuşuyorlar. Dolardaki 1 kuruş artışın faturası 4 milyar 400 milyon lira. Çünkü 440 milyar dolar borç var. Bu parayla, 517 okul yapılırdı, onlarca öğretmen atanırdı, çocuklarımız daha güzel eğitim görürdü. Ama parayı tefecilere veriyorlar, bir grup dolar lobicisine paraları ödüyorlar. Tefecilere teslim olan bir hükümetten bu memlekete hayır gelmez. Yurt dışına 15 yılda 150 milyar dolar faiz ödendi, yurt içinde bankalara ödenen faiz ise 675 milyar lira. Köprüden geçiş ücretini dolarla yapıyorsun, hastane, köprü, metro ihalelerini dolarla, gübre hammaddesi getiriyorsun dolarla, yurt dışından borç alırsın dolarla, faiz ödersin dolarla, sporcu transfer edersin, saman, canlı hayvan, mercimek, nohut ithal edersin dolarla. Bu milletin her şeyini dolara bağlamışsın. Onun için sana gayrimilli diyorum. Türk parasına güvenmiyorsun."
"Versin mahkemeye..."
Mardin'de Burak Aydın adlı bir öğretmenin FETÖ'den tutuklandığını, kendisini ziyaret eden ailesinin Giresun'a dönerken trafik kazasında öldüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, Aydın'ın cenazeye bile katılamadığını ancak mezarlarını ziyaret etebildiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, zulüm, mağdurdan söz ettiğinde, kendilerine FETÖ'cü dendiğini, kim olursa olsun adaletten yana olduklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"OHAL'den sonra bakanlar açıklama yaptılar; 'askeriyedeki FETÖ'cüleri temizledik', Milli Eğitim, 'Milli eğitimdeki FETÖ'cüleri temizledik', Başbakan, 'Yargıdaki bütün FETÖ'cüleri temizledik' diyorlar. Gayet güzel. O zaman bu OHAL niye var, niye devam ediyor? FETÖ'nün siyasi ayağını ortaya çıkarmamak için ve bu konuda millet konuşmasın diye OHAL'i sürdürüyorlar. FETÖ'nün sanayici, baklavacı, esnaf, işçi, öğretmen, hakim, savcı ayağını çıkardılar siyasi ayağı yok. Buradan ilk kez, FETÖ'nün bir numaralı siyasi ayağı Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zattır diyorum. Sanığı Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zattır. Versin mahkemeye ispat edeceğim. Sen, devletin bütün sırlarını, kozmik odayı FETÖ'ye açacaksın... Sonra kalkıp, 'Ne istedin de vermedik' diyeceksin. Vali, kaymakam, general, rektör, her şeyi verdik şimdi diyorsun ki FETÖ'nün siyasi ayağı kim? Siyasi ayağı sensin arkadaş. Biz FETÖ ile mücadele ederken her türlü baskıyla karşılaştık, belediyelerimiz basıldı, belediye başkanlarımız hapse atıldı. Bir ipte iki cambaz oynamaz, cambazlardan birisi düştü, diğeri halen tel üstünde oynuyor. 2019'da bu ülkenin kadınları seni oradan aşağı indirecek."
Bu arada CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, grup toplantısı öncesinde üzerinde mont bulunan vatandaşla gazetecilere açıklama yaptı.
Tanal, vatandaşın giydiği ve üzerinde "Atatürk'ün resmi olan, Mustafa Kemal'in askerleriyiz" yazan tişörtün Meclis girişinde görevlilerce alındığını belirtti. Daha sonra tişörtü yetkililerden alan Tanal tişörtünü giyen vatandaş ile grup toplantısını izledi.