Türkiye'de ilaç pazarlama alanında faaliyet gösteren İngiltere menşeli bir şirketin bankayı uyarması ve bankanın da durumu İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Bilişim Suçları Bürosu'na bildirmesi üzerine, kullandıkları yöntemle alıcıyla satıcı arasına girerek ödemelerin kendi hesaplarına aktarılmasını sağlayan hackerler hakkında soruşturma başlatıldı.
7 kişi daha önce de gözaltına alınmıştı
Savcılık talimatıyla emniyet görevlileri tarafından düzenlenen operasyonda, haklarında daha önce "bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçundan adli kontrol tedbiri uygulanması kararı verilen 7 kişi ile Nijerya uyruklu 2 kişinin de aralarında bulunduğu 11 şüpheli gözaltına alındı. Hakkında gözaltı kararı verilen bir şüphelinin ise henüz yakalanamadığı ifade edildi.
Soruşturma savcılığı tarafından ifadelerinin alınmasının ardından 11 şüpheli, "bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçundan tutuklanma istemiyle nöbetçi İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.
3 tutuklama, 8 adli kontrol tedbiri
Nöbetçi hakimlik, sorgulamasını yaptığı bu şüphelilerden Nijerya uyruklu Celestine Chinwike Onuorah ve Waidi Alao Alayande ile Ahmet Kökçü'nün, "banka hesap hareketleri, ev arama tutanakları, kaçamak savunmaları, kuvvetli suç şüphesinin varlığı, delillerin henüz tam olarak toplanmaması, firari şüphelilerin bulunmaması, para miktarı ve suçun taşıdığı önemi" dikkate alarak tutuklanmasına hükmetti.
Tutuklanması talep edilen diğer şüpheliler Murat D., Muhammet A., Hüseyin D., Mustafa T., Önder A., Ali Ç. ve Sedat Ç.'nin, aynı eylemden 6 Nisan'da yurt dışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldığını hatırlatan hakimlik, bu kişileri tutuklamaya yeterli yeni delil ileri sürülmediği ve adli kontrol ihlal edilmediği gerekçesiyle serbest bıraktı.
Şüphelilerin adli kontrollerine ilaveten "haftada bir gün evlerine en yakın polis merkezine imza verme zorunluluğu"ndan oluşan ayrı bir adli kontrol tedbiri uygulanmasını da hükme bağlayan hakimlik, salıverilen şüphelilerden İbrahim H.B. hakkında da aynı tedbirin uygulanmasını kararlaştırdı.
3 ayda, 12 işlemle 10 milyon 672 bin avro çektiler
Söz konusu banka tarafından başsavcılığa 24 Kasım 2017'de sunulan şikayet dilekçesinde, İngiltere menşeli Medi-Link International firmasının, 31 Ocak 2012'den itibaren bankayla çalışmaya başladığı, firmanın İran'a ilaç ve tıbbi ürün ihracı gerçekleştirdiği, İran'da bulunan firmalarla yaptığı ticaret sonucunda elde ettiği ihraç bedellerinin de Kozyatağı şube hesabına geldiği bildirildi.
Firma yetkililerinin, firmaya ait e-posta adresinden banka şubesi sorumlularına gönderdikleri maillerle havale ve EFT gibi işlemleri gerçekleştirdiği bilgisi verilen dilekçede, firma yetkililerinin bankaya başvurarak "16 Ağustos ve 10 Kasım 2017 arasında, firmaya ait iki mail adresinden gönderilen e-postalar ekinde iletilen talimatlar üzerine gerçekleşen 12 adet ve toplam 10 milyon 672 bin 841 avro tutarındaki EFT işlemlerinin bilgileri dışında gerçekleştiği, EFT yapılan firmalarla ticari herhangi bir münasebet bulunmadığı, mail adresinin dolandırıcılar tarafından ele geçirilmiş olabileceği, para gönderilen hesap sahibi şirketlerin de dolandırıcılık eylemine iştirak ediyor olmasının muhtemel olduğu, bu nedenlerle söz konusu işlemleri kabul etmedikleri" gerekçeleriyle işlemlere itiraz ettiği anlatıldı.
"İşlemlere itiraz maili de aynı e-posta adresinden"
Para transferinin yapıldığı 5 alıcı firmanın isminin verildiği dilekçede, iddialar çerçevesinde banka nezdinde derhal gerekli incelemelerin başlatıldığı kaydedildi. Dilekçede, ilk incelemede, yaklaşık 5 yıldır devam eden transfer ve ödeme işlemlerinin tamamında firmanın bu iki mail adresinin kullanıldığı, söz konusu iş akışının banka ile firma arasında teamül haline geldiği, itiraza konu işlemlerde de aynı mail adresinden e-postaların geldiği ve bu çerçevede banka şube çalışanlarının herhangi bir kusurunun bulunmadığının saptandığı aktarıldı.
Dilekçede, banka müşterisinin hak kaybına uğramaması ve konunun açıklığa kavuşması için yabancı menşeli ticari firma müşterisinin hesabından talimatla gerçekleştirilen havale işlemlerine dair muhtemel dolandırıcılık vakası iddialarıyla ilgili savcılığın soruşturma açması, zararların meydana gelmesinin önüne geçilmesi açısından öncelikle havale yapılan bankalardaki firma hesaplarının havale tutarı kadar bloke edilmesi ve ödemelerin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesi istendi.
Para trafiği: İngiltere, Nijerya, Aksaray, Avcılar ve Kapalıçarşı
Başlatılan soruşturma kapsamında başsavcılık talimatıyla gözaltına alınan şüphelilerden bazılarının Kapalıçarşı'da esnaf ve komisyonculuk işi yaptığı, bazılarının firma sahibi, birinin polis olduğu ve Nijerya uyruklu iki kişinin de Türkiye'de tekstil işiyle uğraştığı öğrenildi.
Nijerya uyruklu şüpheli Celestine Chinwike O. emniyet ifadesinde, Türkiye'ye 2016 yılı Ekim ayında geldiğini, ülkesinde tekstil işi yaptığını ve İstanbul'da da tekstil işinden komisyon alarak geçimini sağladığını belirterek, "Tanıdığı 'Inconte' adlı bir kişinin talimatlarıyla Sedat Ç.'den Aksaray ilinde ve Küçükçekmece'de olmak üzere iki farlı tarihte çanta içinde toplam 850 bin avro alıp Avcılar'da Inconte'ye teslim ettiği, karşılığında 4 bin avro aldığı ve talimatla bir kez daha buluşacakken polisler tarafından Avcılar'daki bir alışveriş merkezinin önünde yakalandığı" beyanında bulundu.
Şüpheli, tanıdığı şahısların yaptıkları işle ilgili detaylı bilgisinin olmadığını ve dolandırıcılık olduğunu bilse karışmayacağını savunarak, kandırıldığı gerekçesiyle bu şahıslardan şikayetçi oldu.
"Firma değil, banka şikayet etti"
Hakimlik sorgusunda savunma yapan şüpheli Celestine Chinwike O.'nun avukatı Ali Kemal Atçeken, şikayet dilekçesinin paranın gönderildiği firma tarafından değil, hesabı bulunan banka tarafından verildiğine dikkati çekerek, "Bankanın kendisine açılacak davaya karşı tedbir amaçlı yaptığı asılsız şikayet olduğunu düşünüyoruz. Paraların hackleme yöntemiyle gönderildiği isnat ediliyor. Müvekkilim ne paraların gönderildiği firma ile ne de diğer 12 kişiyle bağlantısının olmadığını beyan etmiştir. Mail adresleriyle de ilgisi yoktur. Kandırma ve hileli davranış yoktur. Asil fail tarafından kullanılan kişidir." ifadelerini kullandı.
Şüpheliler Önder A. ve Mustafa T., hakimlik sorgularında, "Kapalıçarşı'da komisyonculuk yaptıkları, adlarının karıştığı işlemlerde kendi hesaplarını arkadaşlarına kullandırtarak komisyon aldıkları" savunması yaparken, polis memuru Murat D. ile kardeşi Hüseyin D. "adlarına herhangi bir şirket olmadığı, para çekilmesine refakat ettikleri" yönünde beyanda bulundu.
Şüphelilerden Ahmet K., gelen paranın banka hesabında 20 gün kaldığını ve kaçmak istese kaçabileceğini belirterek, tutuksuz soruşturulmasını talep ederken, Sedat Ç., "Ortak gayrimenkul işi yapacağımız yabancı yatırımcı benim Türkiye'de hesabım olmadığı için babamın (Ali Ç.) hesabına para gönderdi. Sonra bu parayı babamla beraber çektik. Bu sefer parayı tekrar geri istedi. Parayı teslim etmemi istediği adamı Celestine isimli daha önceden tanımadığım kişiye teslim ettim." bilgisini verdi.
Nijerya uyruklu şahıslar, sahte mailler ve pasaport fotokopisi
Hakimlik sorgusu yapılan şüphelilerden İbrahim Halil B.'nin avukatı, "Kapalıçarşı'da şu an 200'e yakın esnaf vardır. Esnafa havale işlemleri yapılır. Tamamı aracı kurum ve şahıslar üzerinden yapılır. Müvekkilimin hesabına gelen bir havale vardır, çünkü komisyonculuk yapmaktadır. Alıcı ile satıcı arasında bağlantıyı sağlamaktadır. Bu bağlantı sonucu yüzde 1 komisyon almaktadır. Kapalıçarşı, Türkiye'nin beynidir. Sıcak para girişinin merkezidir. Somut olayda ise Nijerya uyruklu şahıslar, sahte mailler ve bir banka vardır. Transferlerle müvekkilimin ilgisi yoktur. Tek eylemi esnaf arkadaşı Hüseyin D.'nin nakit para talebi üzerine hesabına göndermeyi kabul ettiği paranın hesabına gönderilmiş olmasıdır." savunmasını yaptı.
Pasaportu ve kimliğinin başkası tarafından kullanıldığı iddia edilen şüphelilerden Nijerya uyruklu Waidi Alao Alayande'nin avukatı, "Müvekkilim pasaport fotokopisi alması ve bu işlerde kullanması sonucu buradadır. Soruşturmanın maskotu gibidir. Müvekkilimin pasaport fotokopisini ele geçiren başka bir siyahi kişi bu pasaportu kullanılarak eylemi gerçekleştirmiştir. Müvekkilimin suçla alakası yoktur, teşhis edilmemiştir." ifadesini kullandı.
Başsavcılıkça, 10 milyon 672 bin avroluk hackleme işlemiyle ilgili geniş çaplı soruşturmanın devam ettiği öğrenildi.