Türkiye salgın öncesi ilk çeyrekte yüzde 4.5 oranında büyüdü. Bunu biz değil devletin resmi makamları söylüyor. Sokaktaki vatandaşa sorduğunuzda ise durumun açıklanan resmi verilerle örtüşmediğine şahit oluyoruz. Elbette ki, Ocak-Mart arasındaki verilere göre, yani salgının henüz başlarını kapsayan dönemi de içine alan ilk çeyrekte durum ekonomik açıdan çok iyi değildi. Nitekim, CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu’da, yılın ilk çeyreğindeki büyüme verileriyle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, "büyüyen ekonomi değil, devlet harcamaları, özel tüketim ve cari açık ile işsizlik büyüdü" derken bizim de işaret ettiğimiz ekonomik sıkıntıları dile getiriyordu.
Yılın ilk çeyreğinde ekonominin değil, baz etkisinin büyüdüğünü belirten Erdoğdu’nun çarpıcı tespitleri şöyle:
" Bu dönemde kredi büyümesi özel tüketimi artırırken kamunun da harcamaları arttı. Özel tüketim yaklaşık yüzde 7'den yüzde 5'e yavaşlarken, bir önceki çeyrekte yüzde 2,7 artan kamu harcamalarının bu çeyrekte yüzde 6'ya yükseldiğini görmekteyiz. Böylece tüketim büyümeye 4 puan katkı sağlarken bunun 3 puanı özel tüketimden geldi. Kısacası büyüyen ekonomi değil. Devlet harcamaları, özel tüketim ve cari açık ile işsizlik büyüdü. Cari denge tekrar açık vermeye ve genişlemeye başlarken net ihracat büyümeyi aşağıya çekmeye devam etti. Son altı çeyrektir azalan ihracat 2020 yılının ilk çeyreğinde yüzde 1 daraldı. Böylece geçtiğimiz yılın son çeyreğinde büyümeyi 4,7 yüzde puan aşağıya çeken ihracat, bu çeyrekte 4,3 yüzde puan aşağıya çekti."
Bu tespitlere katılmamak mümkün değil. Salgının, etkisinin ikinci çeyrekten itibaren daha ağır hissedileceği bilinen bir gerçek. Özellikle nisan ve mayıs ayına ilişkin sanayi, ticaret ve dış ticaret rakamları
bunun işaretlerini veriyor. Buna yükselecek olan işsizliği ve iç talepteki daralmayı da eklediğimizde önümüzdeki ayların tablosu oldukça ağırlaşıyor.
Ekonomideki daralma sadece ülkemiz için geçerli değil. Tüm dünya ülkelerinde ekonomik tablo çok ağır. Dünya ekonomileri önemli ölçüde daralma sürecine girmiş durumda. Kaldı ki, ABD başta olmak üzere dünya ülkelerinin hemen hemen dörtte üçünde salgın tüm şiddetiyle devam ediyor. Türkiye’nin dış ticaretinde ağırlığı olan ülkeler toparlanma sürecine girmiş olsalar bile, beklenen iyileşmenin daha uzun bir süre hissedilemeyeceği bir gerçek. Ülkemizin önemli bir kazanç kapısı olan turizmde de tablo şu an için iç açıcı değil. Alınan tedbirlere karşın ülkemize önemli ölçüde turist gönderen Almanya’nın, Türkiye’yi seyahat edilebilecek ülkelere kapsamına almaması, Rusya’da ise salgının devam etmesi, beklentileri ve ümitleri kırmış durumda. Bunan bir de tesislerin yarı kapasite ile çalıştırılacak olmasını eklersek, tablo oldukça karamsar.
ESNAF SİCİL AFFI BEKLİYOR.
Esnaf ve sanatkarlar,işçi,memur,emekli sicil affı bekliyor.
Geçmişte ödeme dengesizliğinden dolayı sicilleri bozulanlar şimdi bankalardan hiçbir şekilde yararlanamıyorlar.
Bu nedenle getirilecek bir sicil affı her kese rahat nefes aldıracaktır.
BBDK Bir an önce bu konuyu ele almalıdır.
EMNİYETTE RÜŞVET OPERASYONLARI DEVAM EDİYOR…
Geçen günlerde Kocelinde yapılan rüşvet operasyonunda iş adamlarının yanı sıra polislerinde göz altına alınmaları dikkat çekmişti.
Birkaç gün öncede Alanya Emniyetinde görev yapan biri komser 3 polisin rüşvet aldıkları iddiası ile tutuklanarak ceza evine girmesi dikkat çekmektedir.
Bunlara İç İşleri Bakanlığı müsaade etmediği gibi Antalya’da görev yapan çok tecrübeli ve çalışkan bir emniyet müdürünün olması yanlış yapanların korkulu rüyasıdır.
Ben iddiaları okudum.
Gerçekten doğru ise derhal soruşturma derinleşerek sürdürülsün.
Başka failler varsa çıksın ortaya.
Emniyet teşkilatı yıpratılmamalı.