ANKARA (AA) - Spor yapmak bir yana, yürümesini bile kısıtlayan nörolojik bozukluk Transvers Miyelit (TM) hastalığını çok sevdiği tekvando sayesinde yenen Hakan Reçber, ardından dünya ve Avrupa şampiyonalarında kürsünün zirvesine çıkarak bir başarı hikayesi yazdı.
19 yaşındaki milli tekvandocu Hakan'ın filmleri aratmayan hikayesi, "azmin zaferi"nin en önemli örneklerinden.
Hakan, bu sporu, yalnızca sevdiği ve kendini tamamlanmış hissettiği için yaptığını söyleyen bir yıldız adayı.
Öyle ki 2015'te yakalandığı ve spor yapmak bir kenara, yürümesini bile kısıtlayan hastalığını, hayalini kurduğu tekvando kariyeri sayesinde yendi.
Antrenörlüğünü yapan babası Aydoğan Reçber'in, "Uçan tekmeyi peş peşe atan Hakan, iki tekmeyi atamaz hale geldi." sözleriyle durumunu anlattığı milli sporcu, pes etmedi.
Hiçbir zaman, "Bir daha tekvando yapamayacağım." düşüncesini aklından geçirmeyen Hakan, vazgeçmeyerek çok çalıştı ve reflekslerini tekrar kazanarak eski o güçlü tekmelerini yeniden atmaya başladı.
Daha sonra alt yaş gruplarında dünya ve Avrupa şampiyonluğuna ulaşan genç tekvandocu, ilk kez mücadele ettiği büyükler kategorisinde de Avrupa ikincisi oldu.
Başarılı sporcu için asıl mücadele ise yeni başlıyor. Çünkü Atina 2004'te gümüş madalya kazanan Bahri Tanrıkulu ve Pekin 2008'de bronz, Londra 2012'de ise altın madalyaya uzanan Servet Tazegül'den sonra olimpiyatlarda kürsüye çıkmayı hedefliyor.
"Bu salonda büyüdüm"Tekvandocu anne ve babanın oğlu Hakan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Babam ve annem antrenör olduğu için bu salonda büyüdüm. Müsabakalara 7 yaşında başladım. Futbol da oynuyordum. Güzel oynuyordum ama tekvandoyu seçtim." dedi.
Başarılarını paylaşan Hakan, "Gençler dünya şampiyonluğum var. Ondan sonra ümitlerde Avrupa şampiyonu oldum. Bu senenin başında Rusya'da Avrupa ikincisi (büyüklerde) oldum. Akdeniz Oyunları'nda da bronz madalya kazandım, son saniyede yenildim." diye konuştu.
Hakan Reçber, yaklaşık 1,5 yıl süren hastalık sürecine ilişkin, "Transvers Miyelit adında bir nörolojik hastalığa yakalandım. Dünya çapında nadir görülüyor. Bacaklarım, belden aşağısı tutmamaya başladı. 10-15 gün hastanede kaldım. Kortizon denilen ilaçtan aldım. Yüzüm gözüm şişti. O süreçte zaten antrenman yapamadım." ifadelerini kullandı.
Tekvandoyu bırakmayı aklından hiç geçirmediğinin altını çizen 19 yaşındaki sporcu, şunları söyledi:
"Hastalığım 2-3 ay sürdü ama etkisinden 1,5 yılda falan çıktım. Dünya Şampiyonası'na gittiğimde bile tam sağlam değildim. Reflekslerim kaybolmuştu. Gerçekten hastalığı yenmek istedim. Tekrar isteyerek yapmaya çalıştım burada, geldim denedim, denedim... Bir yerden sonra oldu. 2015 ve 2016'da zaten güzel dereceler yapamadım ama 2016'nın sonunda dünya şampiyonu (gençlerde) oldum."
Hayali olimpiyat şampiyonluğuGeleceğin yıldız adayı Hakan Reçber, asıl hedefinin olimpiyat şampiyonluğu olduğunu vurgulayarak, "Olimpiyatlara hazırlanıyorum. Gittiğim maçlarda puan toplamaya çalışıyorum. 2020 Tokyo Olimpiyatları'na katılmak ve derece yapmak istiyorum. Hayalim olimpiyat şampiyonluğu." değerlendirmesinde bulundu.
Milli formayı giymenin ayrı bir sorumluluk getirdiğine dikkati çeken Hakan, "Kariyerinin sonunda kendini nerede görmek istersin?" sorusuna da, "Büyük bir sporcu olarak. Kendimi defalarca şampiyon olmuş bir sporcu olarak hayal ediyorum." yanıtını verdi.
Hakan, onsuz bir yaşam düşünemediğini vurguladığı sporun kendisine özgüven, disiplin ve saygı kattığını dile getirerek, "Spor sayesinde insanlara karşı bakış açım değişti. Daha disiplinli oldum. Tekvandoyu da ekonomik bir karşılığı olduğu için yapmıyorum. Kariyer için, kendim için, sevdiğim için yapıyorum." şeklinde konuştu.
Aydoğan Reçber: Kanında zaten tekvando vardıHakan Reçber'in antrenörlüğünü yapan babası Aydoğan Reçber, oğlunun çok azimli, hırslı bir sporcu olduğunu söyledi.
Hem babası hem de annesi tekvandocu olduğu için Hakan'ın salonda büyüdüğünü işaret eden Reçber, "Hakan'ın kanında zaten tekvando vardı." dedi.
Milli sporcunun başarısında büyük paya sahip Reçber, Hakan'ın pes etmeyen bir yapıya sahip olduğunu vurgulayarak, "Havalarda uçan, 3-5 tekmeyi peş peşe atan Hakan'ın iki tekmeyi atamadığını gördüğümüzde, çok yıprandık. Hakan da aynı şekilde çok yıprandı ama atlattık. Tekvando sayesinde bu hastalığı atlattı. Daha sonra da başarılar gelmeye başladı." değerlendirmesinde bulundu.