Trakya Üniversitesi Kırkpınar Değerleri Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından çevrim içi düzenlenen "Kırkpınar Değerleri ve Kültür Vizyonunun Mevcut Durum Analizi ve Yol Haritasının Çıkartılması" çalıştayına katılan Aydın, yağlı güreşin Türk kültürünün, medeniyetinin ve inancının önemli bir parçası olduğunu ifade etti.
Yağlı güreşin asırlardır düğünlerde ve bayramlarda bir eğlence olarak organize edildiğini anlatan Aydın, Türklerin yağlı güreşe gönülden bağlı bir millet olduğunu dile getirdi.
Aydın, yağlı güreşin kendine has özellikleri olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Yağlı güreşte usta-çırak ilişkisi vardır. Çırak her zaman ustasına saygı duyar, her gördüğünde elini öper. Kıran kırana güreşlerin hemen ardından iki pehlivan birbirine sarılır. Yağlı güreş gücü ve zekayı temsil eder. Türk milleti de güçlü ve zekidir, güçlü olmayı ve galip gelmeyi sever. Bu anlamda da yağlı güreş Türk milletiyle özdeşlemiş bir spordur. Yağlı güreş güç gerektiren bir spor olduğu için önceden atalarımızın yağlı güreş yaparak savaşa hazırlandıklarını biliyoruz."
Musa Aydın, Türkiye'de yılda 150 yağlı güreş organizasyonu yapıldığına değinerek, Türkiye'nin başpehlivanının Kırkpınar'da yapılan tarihi güreşlerde belirlendiğini hatırlattı.
Yağlı güreşin sadece bir spor olmadığını içerisinde farklı gelenekleri barındırdığını aktaran Aydın, "Yağlı güreşte davul-zurna, bayramı ve zaferi temsil eder. Yağlı güreşin içerisinde birçok şeyi görüyoruz. Pehlivanların kıbleye doğru salavatlanması, cazgırların Allah Allah nidalarıyla güreşleri başlatması önemli öğeleridir. Güç, zeka, saygı ve sevgi gibi duyguları içeren bu spor Müslüman Türk milletinin bağrından ve özünden çıkmıştır." şeklinde konuştu.