Medicana International İstanbul Hastanesi Başhekimi Dr. Rüya Şişman, yarış öncesi yaptığı konuşmada şunları söyledi: ''Bugün burada bulunan evlatlarımız, kardeşlerimiz başarılarıyla hepimizin göğsünü kabartmaktadır. Ülkemizdeki milyonlarca engelliyi temsilen burada bizimle yarışan kardeşlerimiz azim ve kararlılıklarıyla bizlere örnek olmaktadır. Engellilerin sorunlarını, sıkıntılarını hatırlamak, başarılarının farkına varmak sadece bir güne hapsedilmeyecek kadar önemlidir. Herkesin bir engelli adayı olduğunu bu anlamda engelli vatandaşlara bu bakış açısıyla yaklaşmamız ve en önemlisi de zihinlerimizdeki engeli yok etmemiz gerekir''.
''Spor, engelliler için önemli bir tedavi ve rehabilitasyon yöntemi''
Yarışı birinci olarak tamamlayan Medicana International İstanbul Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Utku Erdem Özer, ''Spor yapmak, stresin azaltılması, kasların ve kemiklerin gelişmesi, iç organların fonksiyonlarını yerine getirmesi, yeterli solunum yoluyla beyne ve tüm organlara oksijen taşınması, sindirimin kolaylaşması ve hormon üretimi konusunda engellilere destek oluyor. Sporun neredeyse tüm dallarında faaliyet gösteren engelli bireylerin son yıllarda en çok ilgi gösterdikleri alanlardan biri ise yüzme. Yüzmeyi, her insan için önemli, değerli ve gerekli bir faaliyet olarak tanımlayabiliriz. Egzersiz yapmanın yanı sıra, tedavi ve rehabilitasyon alanında da uzun yıllardır kullanılan bir spor dalı olması engelli bireylerin yüzmeye ilgisini arttırıyor. Engelli sporcular, herhangi bir modifikasyona gerek duymaksızın yüzme sporu ile ilgilenebiliyorlar'' dedi.
'Spor engelli bireylerde motivasyonu arttırıyor''
Sporun önemine dikkat çeken Op. Dr. Özer, ''Sağlıklı ve mutlu bir yaşam için herkesin ilgilenmesi gereken spor, engelliler için bundan çok daha fazlasını ifade ediyor. Hayatlarını sürdürmek için pek çok zorlukla mücadele eden engelliler, spor yolu ile hem fiziksel hem de ruhsal anlamda kendilerine yeni pencereler açabiliyor. Spor yapan engelli bireylerin yaşam motivasyonu artıyor; eğleniyor, başarma duygusunu tadıyor, arkadaşlık kurabiliyor, hoşgörüyü, dayanışma gibi kişilik özelliklerini geliştiriyor, yeteneklerini keşfediyorlar. Kendilerine güvenleri artarken, değerli olduklarını hissediyor, bedenlerine ve çevrelerindeki insanlara karşı daha olumlu duygular geliştirebiliyorlar. Spor karşılaşmalarına katılan engelli bireyler, kendilerini engelli bir birey değil sporcu olarak algılıyor, belli bir disiplin ve çaba içinde ilerleme imkanı buluyorlar'' şeklinde konuştu.
''Birçok hastalığın riskini azaltıyor''
Op. Dr. Özer, sözlerini şöyle tamamladı: ''Spor; kanser, kalp, şeker gibi pek çok hastalık riskini azaltıyor. Engelli bireylerin büyüme ve gelişme süreçlerinde yaşayabilecekleri sorunlar, küçük yaşlarda spora teşvik edilmeleri ile azaltılabiliyor. Engelli bireylerin spora olan gereksiniminin, engelli olmayanlara göre daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Engelli olmayan bireyler, günlük fiziksel aktiviteye erişim konusunda sorun yaşamazken, engelli bireyler çoğu zaman yeterli fiziksel egzersizleri yapamıyorlar. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde, Meksika'da düzenlenen Dünya Bedensel Engelliler Yüzme Şampiyonası'nda 50 metre kelebekte dünya şampiyonluğu kazandıran Beytullah Eroğlu'nu da tebrik ediyoruz. 22 yaşındaki başarılı sporcunun doğuştan iki kolu bulunmuyor. Kendisi ile yapılan bir röportajda, su üzerinde durmak için 6 yıl uğraştığını, günde yedi saat antrenman yaptığını, futbol da oynadığını belirtmiş. Bütün engelli bireyleri de yüzmeye davet ediyor''.